24.Bölüm

1.9K 213 24
                                    

Merhaba Güz Güzellikleri

:)

İki hafta sonra burada buluşmak çok güzel bir his olduğunu belirtmek isterim.

Öncelikli olarak bölümü tamamlayamadığım için atmak istemedim ve şimdi karşınıza geldim.

Bu aralar okuduğum kitaplarda sanki ben yaşıyormuşum gibi normal hayatımdaki stres, derdim yokmuş gibi üzülmeye başladım. Bu yüzden pek yazacak modda değildim.

Ve hepinizin geçmiş Kurban Bayramı mübarek olsun.

Bol bol şekerlemelerle sizi bölüme uğurluyorum.

Sizlere iyi okumalar;

Elimdeki son tabağıda masaya bıraktığımda açık olan kapıdan Emir abimin derin bir oflama sesi gelmişti. Sabahtan beri oturduğu yerde yarım saat duramadan başka yere geçmiş, Mediha ablam anneme söyler diye sürekli etrafta dolanmıştı. Şimdi ise verandada ki koltukta oturmuş kara kara düşünüyordu, Kara Yağız.

Aklıma gelen şeyle bir kere daha kıkırdarken Emre abi sert bir soluk vermişti. Arkamı dönerek tencerenin başında olan anneme doğru ilerledim. Saat sekizi geçiyordu. Babam evi arayarak yolda olduklarını söylemeleriyle masayı kurmaya başlamıştık.

Olayla ilgili hiçbir şey söylememişti. Eve gelip açıklama yapmasını bekliyorduk. Bu durumdan en çok Yiğit abim mutsuzdu. Telefonda geldiklerini duyduğundan beri salonda dört dönüyordu.

Salata tabaklarınıda elime alarak tekrardan masaya ilerledim. Aklımdaki bir çok düşünce vardı ve hangisini düşünmem gerektiğini hiç bilmiyordum. Karmakarışık hissediyordum. Ve nenemle konuşma hissiyatı içindeydim. Odaya çıktığımda telefondan aramayı aklıma not ederek tekrardan tezgaha yöneldim.

"Nerede kaldılar, saat kaç oldu?" Annemin stresle etrafta dolaşması insanı daha çok geriyordu. "Gelecekler Tumay. Biraz sakin ol, vallaha elimi ayağımı iki pabuca sokuyorsun." Amine ablanın dedikleriyle annem iç çekerek sessizleşsede kendi içinde hala devam ettiğini hepimiz biliyorduk.

Arkasından yaklaşarak belinden sarılmamla ilk irkilesede sonrasında dayanacak bir dal bulmuş gibi omuzları düşmüş, sırtını bana yaslamıştı. "Sakin olmalısın anne. Babamın sesi gayet iyiydi. Az sonra gelecekler ve hep birlikte akşam yemeği yiyeceğiz. Kendini kasacak hiçbir sorun yok."

"Ama dediğin gibi olmuyor Güz'üm. Gelsinler gözümle göreyim ancak o zaman rahatlarım." Yanağına öpücük kondurarak elinden tuttuğum gibi sandalyeye doğru çekiştirerek oturttum. "Çorba dibini tutacak kızım."

"Amine abla bakıyor sen sakin ol." Teyit etmek için Amine ablaya baktığında bana başıyla onay vermişti. Anneme 'gördün mü' bakışı atarak dışarıda oturan Emir abime döndüm. Hala dertli dertli oturuyordu. "Emir abi buraya gelir misin? Annemin moralini yükseltmen gereken konular var."

"Neyim ben palyaço mu?" Yerinden söylenerek kalkan abime sırıtarak yanımıza gelmesini bekledim. "Aşk olsun, ben öyle mi dedim sana?" Kaşlarımı kaldırarak yüzüne sorgulayıcı bir bakış atmamla direkt yan çizerek kafasını iki yana sallamıştı. "Sen hiç öyle şey der misin güzelim?"

Yanağıma bıraktığı öpücükle başımı sallayarak bende omzuma attığı kolundan öptüm. Boyum yetişmiyordu ve şuan çok üşengeçlik etmiştim. "Anam benim ne kendini yiyip bitiriyon da?"

GÜZ'ÜN UMUDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin