11.Bölüm

5.1K 380 24
                                    

Herkese merhabalar...

Nasılsınız?
İnşallah iyisinizdir.

Ben birazcık hasta olmuş olabilirim ama şükür ki kötü değilim.

Bölümün sonunda aklıma takılan bir soru var. Onu cevaplandırırsanız bu benim için iyi olur.

Yorum yapmak isteyen yapabilir.
Yıldıza basmayı unutmayalım.


Sizlere iyi okumalar;

Mutfaktaki koşuşturmacayı izlerken bacağıma koyulan el ile bakışlarım yanımda oturan Nuran babaanneme kaymıştı. Salondaki karşılaşmadan sonra babaannem bütün erkeklerin nedenini bilmesemde dışarıya çıkmasını istemişti. Sonrasında ise bütün kadınlar olarak mutfağa geçmiştik. "Nenesinin kınalı kuzusu, ne seversin yemek olarak hemen yapsın sana Amine?"

"Her şeyi yerim ben. Sadece şekerli şeyler tüketmemem gerekiyor." Geldiğim gibi insanlar peşimde pervane olmuştu ama bu beni daha çok utandırıyordu. Kimsenin bana özel bir şeyler yapmasını istemiyordum da. Herkese ne yapıyılıyorsa bana da öyle davranılmalıydı.

"Olmaz öyle Güz kızım. Sen bana söyle ne istediğini, yapayım onu hemencecik." Amine abla elindeki hamsileri kılçıklarını ayıklayarak tavanın içine dizerken gözlerinde ki parıltılarla bana bakıyordu. Çok tatlı bir kadındı. Hafif göbeği, tombul yanakları, başına bağladığı yazması ile çok yumuşacık duruyordu.

"Yok Amine abla. İstemiyorum ben bir şey." Bakışlarımı anneme çevirirken bana gülerek kafasını iki yana salladı 'ben karışmam' der gibi ardından da önüne dönerek tekrar sarma sarmaya başladı.

"Babaanne, Güz'ü rahat bırakın. Canı ne isterse zaten söyler size." Maral abla bahçeye bakan pencerenin önündeki masada bilgisayarıyla uğraşırken bir yandan da yanındaki -eğer yanlış hatırlamıyorsam- Sanem ablayla konuşuyordu sessizcene. Burayı dinlediğini fark etmemiştim. Ne de olsa önündeki bilgisayara çoktan kapılmıştı.

"Sen baa laf mu edeysun büyük torun?"

"Etmiyorum babaanne sadece bazı şeylerin önlemini alıyorum. Hepinizde buna uyun. Tamam mı hanımlar?" Mutfaktaki herkes için söylerken hepsi annem ve babaannem hariç herkes onaylanıştı. Babaannem sabır çekerken annem ise ablama gururla bakmıştı. Bana da öyle bakar mıydı acaba?

"Güz, hiç arkadaşın var mı?" Adını unutmadığım bir diğer kişil olan Doğa, karşımdaki sandalyeye oturmasıyla sorusu aynanda olmuştu. Mutfağa girdiğimizden beri benle konuşmak için hevesle beklediğini anlamıştım ama bana karşı çeginlenliğini gidermesi için sesimi çıkarmamıştım.

"Pek arkadaş canlısı biri olduğumu söylemezdi okul arkadaşlarım. Soğuk duruyormuşum etrafa karşı." Dediğime ince, sarı kaşları çatılmıştı.

"Onlar bi fişku bilmiyodular. Benum küççük kızım pek bi sevecendir." Nenemin öylesine bahsettiğim arkadaşlarımı alaylı bir sesle kınarken beni övmesi hoşuma gitmişti.

"Sana bunu diyenin aklını sorgularım. Şurada kaç saattir bizimlesin ama aynı ortamda bulunduğumuz insandan daha cana yakınsın." Peri halam eline ne ara aldığını bilmediğim fındığı masanın başına gelerek bana verirken onunda yorumunu almıştım. Beni sevmişlerdi galiba.

GÜZ'ÜN UMUDUWhere stories live. Discover now