32.BÖLÜM "CADI KAPANI"

91 23 9
                                    


     Eğitmen Satürn, "Evet arkadaşlar, gramerle devam ediyoruz" dedi ve anlamadığım bir cümle yazarak çevirisini yapmamızı ve ögelerine ayırmamızı istedi. Ben şaşkın şaşkın bakıyordum. Eğitmen Satürn geldi; kulağıma, "Merak etme Jale, seninle dersten sonra bir saatlik boş zamanımız var. Sana özel ders vereceğim. Kaf Dağı Dili konusunda sıfır olduğunu biliyorum ve senin bu eksikliğini kapatacağız" dedi. Ben,tamam anlamında başımı salladım ve dersin bitmesini bekledim. Karamel'in bu derste ne kadar başarılı olduğunu görmüştüm. Sular seller gibi her soruyu yapıyordu. Onun karşısında ne kadar zayıf olduğumu gördüm ve ona yetişmem gerektiğini düşündüm. O, bu kadar kötü kalpli ve sinsi ise, ben de hem zekâm hem de temiz kalbim ile onu alt etmeliydim. Hezaren, "Hadi boşver.Özel ders alacaksın nasıl olsa. Onu geçersin" diye fısıldadı kulağıma. Sonra cümlesine devam etti. "Ayrıca bu konuyu Eğitmen Satürn ile konuş. Ona her şeyi anlat. O, bize yardım edecektir" dedi. Ben, "Tamam. Zaten haberinin olması gerek. Merak etme, ders bitince hemen konuşacağım. Hem, zaten yalnız kalacağız özel dersten dolayı" diye kulağına fısıldadım. "Tamam, peki.Daha fazla dikkat çekmeyelim. Sonra konuşuruz" dedi Hezaren bana. Ben de kafamda kuracağım cümleleri düzenlerken dersin bitmesini bekledim.

     Dersten sonra, Eğitmen Satürn'den özel ders almak için kütüphaneye gittim. "Haydi Jale. Biraz ders çalışalım" dedi. Ben, tahta sandalyeye oturdum, Kaf Dağı Dili falan değildi şimdi derdim. Aklımdakileri ona söylemem gerekti. Dün geceyi, konuşulanları hepsini anlatmak istiyordum. Ancak söze nasıl başlayacağımı bilemiyordum.Eğitmen Satürn de bu dalgınlığımı fark edecek olduğundan, "Bir sorun mu var Jale?" dedi. Ben, evet dedim içimden. İşte şimdi tam zamanı! Sonra konuşmaya başladım. "Sayın eğitmenim, sizinle bir konuyu konuşmam gerek" dedim. Eğitmen Satürn, "Bak merak etme öğreneceksin. Okula uyum da sağlayacaksın. Ancak vaktimizi boşa harcamamalıyız" dedi. Ben, "Hayır Eğitmen Satürn" dedim. "Konu bu değil. Maalesef konu bu kadar basit değil çok daha mühim." dediğimde Eğitmen Satürn merakla bana baktı. "Sorun ne Jale?" dedi. Ben, "Yani, aslında" dedim ve yutkunarak sözlerime devam ettim. "Siz dün gece Karamel, Kıvılcım ve Esmer'i göl kıyısında bulduğunuzda biz... şey...yani Hezaren, Papatya ve ben de... Yani biz de oradaydık" dedim.

     Eğitmen Satürn kaşlarını çatarak bana baktı. "O saatte ne işiniz vardı sizin? Hem sen ve Karamel orasının ne kadar tehlikeli olduğunu okulun ilk günü duymadınız mı? İkiniz de ülkenin iki veliahtısınız. Bu ne ihmalkârlık! Ya birinize bir şey olsaydı? Biz bunun hesabını nasıl verirdik kralımıza?" dedi. Ben, "Bakın" dedim, "Biz, onları takip etmek için çıktık dışarı. Durum bildiğiniz gibi değil. Kara Güneş Gölü bir anda havaya buharlaştı, ruhlar da gölün damlalarına karıştı. Kızlar tahta bir merdivenle aşağıya indiler. Orada büyük mermer bir odada Kraliçe Gece ile görüştüler. Biz Hezaren, Papatya ve ben ne konuştuklarını duyduk" dedim. Eğitmen Satürn şaşkınlıkla, "Nasıl yani?" dedi "Kraliçe Gece mi? Ne konuşabilirler ki onunla? Haydi anlat her şeyi" dedi. Ben, Gece ile Karamel'in konuşmalarını, Karamel'in planlarını, pembe ay yok olmadan bu meseleyi halletmemiz gerektiğini söyledim.

     Eğitmen Satürn beni dinledikten sonra,"Hayır!" dedi. "Olamaz! Bu cadı kapanından bir türlü kurtulamadık! Karamel böyle bir şeyi nasıl yapar? Senin ya da babanın zarar göreceğini hiç mi düşünmüyor? Eyvah! Hemen bir şeyler yapmalıyız. Ancak senin doğru söylediğinden emin olmam gerek. Kralımızın karşısına güçlü bir delille çıkmalıyım" dedi. Ben, konuşulanları duyduğumu Kraliçe Gece'nin suretini, büyük yangın hakkında öğrendiklerimi anlattım.

     Eğitmen Satürn, "Evet" dedi "Doğru... Maalesef doğru. Tamam Jale, bundan sonrası bende. Sen arkadaşlarının yanına git" dedi. Ben, "Eğitmenim bu biraz da benimle alakalı. Eminim bu olay, bu karışıklık olduktan sonra bana çok eziyet edeceklerdir. Bana izin verin sizinle geleyim. Hem biliyorsunuz, her an savaş çıkabilir ve benim bu koşullar altında okulda kalmam doğru olmaz bence" dedim. Eğitmen Satürn, "Evet" dedi "Haklı olabilirsin. Zaten bu olay doğru ise yarın burayı kapatırız. Tamam, ben sarayla iletişime geçeceğim. Akşamüstüne kadar hazır ol. Akşamüstü saraya dönüyorsun" dedi. Ben, "Tamam" dedim ve hızla odama döndüm. Eşyalarımı hazırlamaya başladım. Hezaren, "Konuştun mu onunla?" dedi. Ben de, "Evet konuştum" dedim. Papatya, "Eğitmen Satürn ile mi?"diye sorduğunda, "Evet Papatyacığım. Biz derste Hezaren ile bunu konuşmuştuk" dedim.Papatya sesinde bir yığın sitem ile, "Evet ya harika, her şeyden en son benim haberim olsun. Ben de arkadaşınızım ama" dedi. Ben, "Papatyacığım, inan sana haber verecek zamanımız yoktu. Neyse ben konuştuklarımı anlatacağım. Beni iyi dinleyin, Eğitmen Satürn'ün beni dinledikten sonra, önce tereddütleri vardı. Ancak sonra Kraliçe Gece'nin suretini ve bizden öncekilerin bilip bizden sakladıkları büyük yangını anlatınca bana inandı. Ona göre akademi güvenli değilmiş. Benim durumum da malum olduğundan beni saraya götürüyor. Zaten biraz araştırdıktan sonra tüm öğrencileri evlerine göndereceklermiş. Bence siz de hazırlanın yarın okulu boşaltacaklardır" dedim. Hezaren, "Peki,biz ne yapacağız?" diye sordu. Papatya ise, "Hiç ne yapacağız. Elimizde silahlarla savaşa gideriz. Ne yapacak olabiliriz? Ailelerimizin yanına gideceğiz. Bazen hakikaten boş konuşuyorsun" dedi. Hezaren, "Ben Lamippaslılar, Zümrüdüanka'ya savaş açtıklarında girip odama uslu uslu oturamam. Ben böyleyim!" diye sinirlendi.

     Ben, "Hadi tartışmayı bırakın artık. Ne yapılacağını bilmiyorum. Akşamüstü eğitmen Satürn ile saraya gideceğim. Muhtemelen Baki bizi almaya gelecektir. Ne olacağını bundan sonra konuşuruz." Dedim. Hezaren, "Karamel gitmeyecek mi?" diye sordu. Ben, "O konuda bir şey konuşmadık. Ancak gideceğini sanmıyorum. Büyük olasılıkla onu yakın takibe alacaklardır. Hem gidip ne diyecek ki, size ihanet edeceğim. Zümrüdüanka'yı Lamippas'a kurban edeceğim mi diyecek? Bence onu yakın takibe alırlar. Sakın kimseye bu konudan bahsetmeyin. Bavullarınızı hazırlayın ve ağzınızı sıkı tutun" dedim. Kızlar, peki anlamında başını salladılar. Ben ise vedalaşmam gereken bir kişi daha olduğunu hatırladım. Doğru ya, onu görmeden nasıl gidebilirdim? Hem daha birkaç saatim vardı. Bavulumu toparlamayı bitirdikten sonra küre ile Okyanus'a çağrı gönderdim. Küreden konuşmaya başladık. Onu bu ufak küreden bile görmek bana yetmişti ancak vedalaşmam gerekti. Onu bahçedeki büyük ceviz ağacının altında beklediğimi, çabuk gelmesi gerektiğini söyledim. Okyanus da, "Tamam Jaleciğim hemen geliyorum" dedi.

     Ayaklarımın altında bulut varmışçasına uça uça aşağıya indim. O da, aynı anda inmiş olacak ki ağacın oraya beraber geldik. "Merhaba Jaleciğim" dedi. Ben bu sonundaki ciğim ekini çok sevmiştim. Yanaklarım bir parça kızararak, "Merhaba Okyanus(cuğum)" dedim. Tabi bu cuğumu içimden demiştim. Ne bileyim... Utanıyordum işte. "Okyanus, ben sana veda etmeye geldim" dedim. Okyanus şaşkın bir şekilde, "Neden?" diye sordu. "Dün gece ile mi alakalı? Bak biz dün gece sizi orada bekliyorduk ama Mızrak Atmaca, bizi atmaca gibi yakaladı. Uyarı aldık ve anında ailelerimize haber gitti. Sen özel derse gittiğinde Hezaren,Papatya,Şimşek ve ben bahçede buluşup dün gece olanları konuştuk. Konu ile ilgisinin ne olduğunu tam çözemedim ama inan dün sizi bekliyordum" dedi. Ben, "Yani biliyorsun işte şu veliahtlık meselesi. Hem zaten burası da güvenli değil. Mahzenlerden ve Lamippas'ın savaş çıkarmasından dolayı zaten Eğitmen Satürn ile kralımız bu konuyu araştırıp bir sonuca ulaştırdıklarında akademi boşaltılacak. Ben kızlara da söyledim sana da söylüyorum. Kimseye bir şey belli etmeyin, hem de hiç kimseye. Olay çok ciddi. Bavullarınızı hazırlayın bekleyin. Zaten büyük olasılıkla yarın akademi boşaltılacak" dedim.

Gerçekten korkmaya başladım.

İki prenses var; İkisinin de babası periler kralı.

Annesi insan olan, ülkesini korumak istiyor.

Annesi cadı olan, taht için ihanet peşinde.

Savaş çıkmak üzere, Akademi tehlike altında.

Bir sonraki bölümde neler olacak beraber göreceğiz.

Yeni bölüm haftaya Pazar. Okuyan herkese teşekkür ederim. 

ALTIN ASALI EJDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin