65.BÖLÜM FİNAL

138 11 19
                                    


      Gitmezden önce, Eğitmen Satürn'e, "Sizinle her zaman irtibat halinde olacağız. Günde iki defa küreden benimle iletişime geçecek ve oranın durumu hakkında bilgi vereceksiniz. Kraliçe Gece'nin sarayını kullanın. Ne de olsa artık orada oturacak bir akrabası kalmadı. Zümrüdüanka ordusunun bir kısmı sarayın içinde olsun bir kısmı da dışarıda. Olası herhangi bir tehlike anında hemen bana bildirin. Kendinize iyi bakın, yanınızda korumalarınız ve sihirli değneğiniz olmadan dolaşmayın.Siz bizim için çok kıymetlisiniz" dedim. Eğitmen Satürn gözlerimin içine baktı ve, "Emredersiniz kraliçem. Biliyor musunuz sizin ne kadar iyi, ne kadar başarılı bir kraliçe olacağınızı geldiğiniz ilk gün anlamıştım. Zümrüdüanka, sayenizde çağının en parlak günlerini yaşayacak Kraliçe Altın Asalı Jale" dedi. Ben bu ünvana pek alışık değildim. Çünkü bu babamın unvanı idi. Ama artık asa da yönetim de benim elimdeydi. "Yeni görevinizde başarılar Eğitmen Satürn" dedim ve Konsey üyelerini selamlayarak dışarı çıktım. "Oh be" dedim. Sonunda yeniden bağımsız bir genç gibi hissediyordum. Doğru ya daha on beş yaşındaydım. Ve üzerime düşen ağır sorumluluklar altında iyice kendimi yaşlanmış hissediyordum. Titreyen ufak bir çocuk yüreğiyle aşağıya indim. Arkadaşlarım bahçede kırmızı karanfillerle dolu olan tahta kamelyada beni bekliyorlardı. Hezaren her zamanki umursamazlığı ile kamelyanın altındaki sallanan kanepeye uzanmış elinde küresi heyecanlı heyecanlı birisi ile konuşuyordu. Masanın başındaki koltuklarda Okyanus ve Şimşek bir şeyler konuşuyorlar,Papatya da onun tam karşısında oturarak manzaranın tadını çıkarıyordu.

     Uça uça yanlarına gittim. "Vay demek bensiz bahçe keyfi yaparsınız ha" dedim keyifle gülümser bir şekilde. Okyanus, "Biz de kraliçemizin gelmesini bekliyorduk. Hoş geldin bir tanem" dedi ve bana sarılarak beni yanaklarımdan öptü. Şimşek, "Hoş geldin Jale. Sanırım Okyanus'a mesafeleri kaldırmayalım gibi bir şey söylemişsin. Sanırım seninle eskisi gibi konuşmamızı istiyormuşsun. Aslında biz dün sen gittiğinde arkandan gelmeye biraz çekindik. Sonradan Okyanus'la konuştuğumuzda sen, bu rütbenin seni değiştirmediğini söylemişsin. Biz de sana isminle hitap etmeye karar verdik" dedi. Ben, "Doğru duymuşsun Şimşek.Ben hala eski arkadaşınız Jale'yim ve benimle eskiden olduğu gibi konuşmanızı tercih ediyorum" dedim.

    Hezaren, "Ooo kraliçe gelmiş" dedi ve küresine bakarak "Ben seni sonra ararım tatlım" dedi ve küreyi kapatıp yerinden zıplayarak yanıma geldi. "Hoş geldin benim yüce, ulu, bir tanecik kraliçem" diye önümde diz çöktü. Yüzünde komik bir gülümseme vardı. "Hadi bırak soytarılığı da kalk da sana bir sarılayım. Zaten içeride Zümrüdüanka'nın protokol meselelerinden çok bunaldım" dedim. Papatya, "Tahmin eder gibiyim. Neyse artık yanımızdasın" dedi. Ben, "Evet tatlım" dedim ve ona sımsıkı sarıldım. O kadar üzülüyordum ki onun haline... Zümrüdüanka'yı arkasından vuran hain bir adamdı onun babası olacak adam. Oysa o, ne kadar narindi. Neyse ki Hezaren'le kalıyordu da içim rahattı. Hezaren ona kendi kardeşi gibi davranıyordu. Aslında ben de onların kardeşi gibiydim. Bu kadar iyi arkadaşlara sahip olduğum için kendimi çok şanslı hissediyordum. Şimşek ayağa kalkarak Papatya'nın yanındaki boş koltuğa oturdu. Ben de Okyanus'un yanına oturdum. "Eee" dedi Okyanus, "Ne konuştunuz bir tanem? Anlatmak istersen dinleriz." Dedi. Ben, "Biliyorsun işte Zümrüdüanka'nın protokol meseleleri. Lamippas'ın başına Eğitmen Satürn'ü getirdim" dedim. Hezaren, "Çok iyi yapmışsın, ondan daha iyisini bulamazdın. Eğitmen Satürn bu alemdeki en iyi kalpli kişilerdendir.Ayrıca çok da sadıktır. Karamel'den iyidir sonuçta" dedi. Ben, "Vekaleten Hezaren" dedim. Ve cümleme devam ettim. "Karamel'i asil olarak Lamippas'a atayıp orayı Zümrüdüanka'ya bağlayacağım" diye ekledim.

     Papatya, "Sen çıldırdın mı? O, babanın ölümüne sebep oldu.Az daha sen de ölüyordun! Daha ona nasıl güvenebilirsin?" dedi şaşkınlıkla. Ben,"Bakın çocuklar, o çok değişti gerçekten, ben artık ona çok güveniyorum.O kadar üzgün, o kadar pişman ki bunu anlamak için odasına,bir beş dakika gitmeniz yeterli" dedim. Okyanus, "Yine de ona güvenmekle hata ettiğini düşünüyorum. Bu ciddi bir risk. Umarım pişman olmazsın" dedi. Ben, "Pişman olmayacağım.Hem o benim tek kardeşim. Lütfen, ona güvenmemi biraz da olsa hak ediyor" dedim. Şimşek, "Son karar senin. Ama ben bir kez daha düşün derim" dedi. Ben emindim hiçbirini dinlemedim ve, "Bu benim son kararım" dedim.

ALTIN ASALI EJDERWhere stories live. Discover now