62.BÖLÜM ALTIN ASALI EJDER ÖLDÜ

63 12 10
                                    

     Babam, "Ah ah ne de olsa evlat işte" dedi ve o da ağlayarak bana sarıldı. "Bundan sonra sakın Karamel! Bak beni dinle..." dedi, "Biz bir aileyiz. Sadece ben de değil, senin bu hayatta tek bir kardeşin var ve ikiniz de birbirinize sahip çıkacaksınız" dedi.Ben, "Haklısın" dedim ve her ne kadar başlarda yabancılık çeksem de sonradan iki kardeş olduğumuzu hatırlayarak Jale'ye sarıldım. "Her şey düzelecek özür dilerim" dedim. Jale'nin yorgunluktan sönmüş göz bebekleri bir anda parladı. "Biliyorum Karamel. Zaten benim başlardan beri istediğim buydu. Ben sırtımı güvenle dayayabileceğim bir kardeşi kucaklamaya gelmiştim buraya. Şu anda da bu istediğime kavuştum" dedi ve kollarını açarak beni kucakladı. Babam gözleri dolarak, "Hadi" dedi, "Sevgi gösterinize daha sonra devam edersiniz. Şu anda buradan çıkmamız lazım" diye ekledi.

     Hızla zindandan yukarıya doğru çıktık. Sarayın aralı kapısından dışarıya çıktığımızda hepimizin elinde zümrütten sihirli değnekleri vardı. Etraf şimdiye kadar hiç görmediğim korkunç bir manzaraya sahipti. Uçan, dev yarasalar, ağzından küçük yarasalar saçıyorlar, periler onları buza çevirerek düşürüyorlardı. Yerde de cadılar ile periler; sihriminiler ve karabüyücüler savaşıyorlardı. Babam; "Okyanus, kızları buradan uzaklaştır. Baki'yi bul ve yanıma yolla.Ben, o Gece denilen cadıyı yok edeceğim!" dedi. Ben, "Hayır baba! Sen de bizimle gel.Sana bir kötülük dokunabilir" dedim. Babam ikimizin de elinden tuttu. "Bakın meleklerim ikinizi de çok seviyorum. Jale her zaman benim uslu kızımdı, ondan yana razıyım. Karamel de her ne kadar kötülük kanından gelmiş olsa da sonunda annesi gibi doğru yolu bulmaya niyetlendi. Zavallı Petunya'nın ömrü yetmemiş onu anladım. Ben, onu kendi canına kıydı sanıyordum. Ama Cadı Gece'nin onu iyi yola geçmek istemesi sebebiyle öldürdüğüne henüz öğrendim. Karamel de annesi gibi doğru yolu bulmuş bir peri kızıdır artık. Ondan da razıyım. Ama ben de bir kralım. Bana ve prenseslerime bu şekilde eziyet eden bir yılanı yaşatamam. Onu kendi ellerimle öldüreceğim. Merak etmeyin, bunu başaracağım. Çünkü ben ondan daha güçlüyüm. Şimdi siz, varis olduğunuzdan ülkenin durumu düzeldikten sonra zarar görmemiş olmanız gerek. Onun için Okyanus'la gideceksiniz.Baki de yanıma gelecek ve o Gece denilen yılanın başı bu gece ezilecek" dedi.

     Tam çaprazdan, Kraliçe Gece tiz sesi ile, "Ooo ne aile saadeti böyle! Bu saadetin içinde bana da pay yok mu?" diye bağırdı. Babam, "Seni cadı, seni yılan, seni katil!" diye bağırıyordu. "Sen karımı öldürdün, prenseslerimi ve beni öldürmeye kalktın.Senin artık nefes almaya bile hakkın yok! Seni şu anda yerle bir edeceğim" diye bağırıyordu. Kraliçe Gece, "Buyurun majesteleri savaşalım o zaman" dedi. "Ama evvela küçük yılanlarınla bir an önce vedalaşsan iyi olur. Zira onları bir daha göremeyeceksin" diye tısladı. Babam, ismini aldığı sapı altından ucu zümrütten sihirli değneğini çıkardı. Eee ne de olsa o adını o asadan almıştı ve o sihirli değnek Kaf Dağı'nın tek örneğiydi. Kraliçe Gece'ye yapılması yasak olan ve bir anda cadı ya da peri olsun tüm canlıları öldürebilecek kadar kuvvetli olan laneti yaptı. Bu lanet, karşıdakini önce toprağa sonra taşa dönüştürüyor ve on dakika sonra da taş, tuzla buz olarak kum olup dağılıyordu.

     Kraliçe Gece de ismini aldığı kırmızı yakut sapa sahip ucu alev alev yanan asa ile aynı laneti babama karşı yaptı. Ortada o kadar yoğun bir enerji vardı ki tüm savaş bitmiş gibi herkes bu yoğun ışığın çıktığı yere bakıyordu. Zümrüdüankalılar babamın etrafında, Lamippaslılar ise teyzemin etrafında toplanmışlardı. Gece, "Sakın!" dedi, "Kimse müdahale etmesin.Bu bir düellodur. Ejder burada ölecek bana karşı dayanamayacaktır. Onu öldürme zevkini kendim tadacağım" dedi öfke ile. Babam da, "Sakın, bir Zümrüdüankalı bile müdahale etmesin. Bu yılanın başını bu gece ezeceğim ve ülkemi,Zümrüdüanka'mı eski güzelliğine kavuşturacağım. Etrafımda tek bir müdahale istemiyorum. Bu cadının kanını tek başıma dökeceğim" diye bağırdı. Gece de, "Ya ya tabi ki öyledir. Sen son duanı et seni ihtiyar" diye tıslıyordu.

ALTIN ASALI EJDERWhere stories live. Discover now