34.BÖLÜM "SAVUNMA HAZIRLIKLARI"

82 25 2
                                    


     "Gelin prensesim" diye Baki'nin seslenmesi ile toplantı odasının kapısından içeri girdim. Bu oda çok büyüktü. Ortada büyük bir masa; masanın etrafında da bir sürü sandalye vardı. Masanın başında taht vardı ve üzerinde babam oturuyordu. Yanındaki adamı tanımak zor değildi.Vay be! bir insan babasına bu kadar mı benzer? Eminim o Baş general Lacivert Kıvrık Sakaldı. Ufak lacivert bir sakalı vardı. Gözler ise aynı oğluydu. Görkemli kıyafeti ve ciddi duruşu ile tam bir generaldi. Tam karşısındaki kişinin ise uzun sivri başlığı ve yine uzun sivri sakalı ile küçük gözleri vardı. O da Büyük Şaman olmalıydı. Onun yanındaki kişi de üzerinde sarı peri amblemli cübbesi olan ve kafasında bir tel saç bile olmayan biriydi. Bu adam son derece asık suratlı,iri bir adamdı. Cübbesinden anlaşılıyordu ki o da Baş yargıçtı. Diğerlerini zaten tanıyordum, baş yargıcın karşısında Eğitmen Satürn, onun yanında Eğitmen Atom, onun karşısında da geçidin sorumlusu Mavisihri, vardı. Baki, iç güvenlikten sorumlu olarak; yanında uzun boylu, iri bir koruyucu ile içeride kapının önünde duruyordu. Tabi bu koruyucu Baki kadar iri değildi. Eee Baki ne de olsa bir emegendi. Bu koruyucu güçlü görünse de peri idi ve Baki'den çok daha kısaydı. Babam tok sesi ile, "Evet küçüğüm, şahit olduğun olayı anlat ve sonra gidip odana dinlen" dedi. Ben, "Tabi majesteleri" dedim ve gölde olan olayların hepsini anlattım. Kraliçe Gece ile Karamel'in konuşmalarını anlatarak bana inanmalarını sağlamak için Kraliçe Gece'nin suretini ve büyük yangın konusunu da araya sıkıştırdım. Ayrıca gece dışarı çıkmama neden olanın bu olay olduğundan, Eğitmen Miskokan'ın deneyinden, Cadı Karadul ile konuşmalarının içeriğinden ve bu işi yalnız yapmadığımdan; yanımda arkadaşlarımdan Papatya ile Hezaren'in de bulunduğundan bahsettim. Hepsi beni sessizce dinledikten sonra babam, "Tamam küçüğüm tanık olduğun olayı dinledik. Şimdi odana gidip dinlenebilirsin" dedi. Ben, "Peki efendim" dedim ve odadan dışarı çıktım.

     Baki de odadan benimle çıktı. "Hadi prensesim seni odana bırakayım" dedi. Ben, "Hayır Baki, ben kendim gidebilirim. Bırak da bari bunu kendim yapayım. Burada iyice kafeste hissettim zaten kendimi. Ben artık iyice gerildim" dedim. Baki, "Ama prensesim herşey sizin iyiliğiniz için unutmayın" dedi. Sonra göz hizama eğilerek, daha doğrusu eğilmeye çalışarak derin bir nefes aldı ve, "Tamam prensesim nasıl isterseniz, zaten sarayın içi yeterince güvenli. Odanıza kendiniz gidin isterseniz" diye ekledi. Ben, rahatlamış bir şekilde gülümsedim ve Baki'nin içeri girmesini bekledim. Zencefil koridordan geçerek yanıma geldi ve, "Prensesim hadi odanıza buyurun, ben de size börek ve meye suyu getireyim" dedi. Ben, "Hayır Zencefil, sanırım yoldan olacak midemi bozmuşum hiçbir şey istemiyorum. Hemen uyuyacağım, kimse beni rahatsız etmesin" dedim. Zencefil, "Emredersiniz prensesim, size yardım edeyim de odanıza gidin" dedi. Ben, buharlaşacağımı, buna gerek olmadığını, işine devam etmesini söyledim ve oradan buharlaştım.

     Beş dakika kadar odamın önünde bekledim ve beş dakika sonra toplantı odasının önüne yeniden buharlaştım. Ne yapayım? Merak ediyordum olanları. Etrafta kimse yoktu. Girişteki masanın üzerinde duran bir su bardağını hemen aldım, Toplantı odasının yanında bulunan lavaboya girdim. Kapıyı da kilitledim ve bardağı duvara dayayarak, duvarın ardını duymaya çalıştım. Ses çok az geliyordu, ancak konuşulanlar az da olsa anlaşılabiliyordu. Neyse ki babam tok sesliydi de sesini anlayabiliyordum.

     "Evet sayın Konsey, ilk olarak bu pembe ay deneyinin gerçekleşmesi çok ani oldu. Eğitmen Miskokan bize danışmadan, geçitlerin güvenliğini sağlamak gibi iyi bir niyetle, yeni başlayan öğrencileri heyecanlandırmak için bu deneyi yaptırdığını anlattı. Ama dediğim gibi buna konsey karar vermeli idi. Bu her iki ülkenin de temsilcileri ile gerçekleşmesi gereken bir deneydi. Eğitmen Miskokan, Zümrüdüanka'dan olduğundan, biz de Lamippas'a karşı sesimizi çıkaramadık. Sanırım o da onlardan. Zaten soyunda cadı geni de var. Neyse şimdi ne yapacağımızı konuşmalıyız. Ne düşünüyorsunuz? Hemen savunmaya mı geçelim, Her ne kadar kızım da olsa içlerinde bulunduğu için suçluları yargılayalım mı? Yoksa koruma sihirleri mi yapalım? Mavisihri, geçidi mühürleyelim mi? Eğitmenler okulu kapatalım mı? Haydi, fikirlerinizi bekliyorum" dedi. 

     Okyanus'un babası, "Sayın majesteleri, bence ilk önce karşı tarafı dinlememiz doğru olmaz. Çünkü onlar zaten ülkemize,Zümrüdüanka'mıza zarar vermenin peşinde. Bize yalan söylerler. Bir zayıf anımızda prensesimize ya da size zarar verebilirler. Okulu kapatmak da doğru olmaz yine şüphe çekebiliriz. Ancak Eğitmen Balpekmez'in ölümü konusunda kesin olan kanıtlar var elimizde. Prenses Jale'nin beyanlarının yanı sıra Balpekmez'in saç tokası da bahsedilen gölün kenarında bulundu. Sabaha karşı gizli bir ekip gönderdik oraya. Ayrıca yerdeki kan damlaları da Belpekmez periye aitti. Bu ciddi bir suç ve bir an önce bir çözüm bulunmalı. Şöyle Bir şey bulabiliriz. Yani düşününce, Sonuçta bu saldırı sihriminiler ve perilere yapılacak. Mesela Zümrüdüanka'da bir şölen var desek, Prenses Jale'nin onuruna tüm Zümrüdüankalılar katılacak desek, tüm peri ve sihrimini öğrenciler de üç günlüğüne bu şölene davetlidir desek; o zaman okulda zarar görecek hiçbir peri ya da sihrimini kalmaz" dedi. O sırada Eğitmen Atom lafa girdi, "Ancak mahzenler kralım.. O zaman mahzenler boşta kalacak. Ya açmanın bir yolunu bulurlarsa?" dedi. Büyük Şaman hemen cevap verdi, "Merak etmeyin açamazlar. Kralımızın mührü olmadan oranın açılması mümkün değil. Değil sihirler tılsımlar, isterlerse emegenleri oraya yığsınlar yine de açamazlar. Orası kraliyet kanı mührü ile mühürlendi" dedi. Baş general sözlerine devam etti. "Biz de şölen elbisesi altında savunma mekanizmamızı güçlendiririz. Daha güçlü bir Zümrüdüanka ordusu oluşturarak hem saldırı hem savunma için hazırlanırız" dedi.

     Büyük Şaman, "Evet ben de tüm ekibimle bunun için çok güçlü tılsımlar yaparım var gücümle çalışırım kralım" dedi. Mavisihri, "Ben de geçidi mühürlüyorum çalışma var diye ışıklı bir not asarım. Geçidin başına ve sonuna tuğlaları sererim, herkes gerçekten çalışma olduğuna inanır. Beş altı tane de yalancıktan çalışan gizli sihrimini ayarladık mı tamamdır" dedi. Eğitmen Satürn, "Evet,bu çok iyi bir önlem. Şimdi ben kralımız da onaylarsa bu planı gerçekleştirmek için okula gidip şölen duyurusunu yapacağım. Ancak Prenses Karamel, kralım, O ne olacak? Yani buraya gelmesi gerek ama o zaman önlemleri görecek. Hem sadece Prenses Karamel değil, her ne kadar peri de olsalar aralarında yarı cadı kanlılar da yok değil. Buna nasıl bir önlem bulacağız?" dedi.

Merhaba değerli arkadaşlar,

Bölüm sonuna gelen herkese hoş geldiniz diyorum.

Bölüm sonundaki sorunun cevabını bilen var mı acaba?

Tahminleri bekliyorum.

Yeni bölüm yarın, okumaya ayırdığınız zaman için teşekkürler. 

ALTIN ASALI EJDERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin