31.Bölüm; Kadın artık yabancıydı.

2.8K 294 106
                                    

31.Bölüm; Kadın attık yabancıydı.

Pazar-Didar'ın nişanı

"Bende istiyorum." Diye sızlandı Bidar.

"Kız sus annem duyacak şimdi." Didar pencerenin önümden ayrılmadan kız kardeşini azarladı.

"Bana ne ya duyarsa duysun. Sıra bana gelmedi mi? Yenge bana daha yakışıklısı gelir değil mi?"

"Bidar seni alacak adama acıyorum güzelim." Deyince Dilber eltileri gülmeden edemedi.

"Niye yenge? Benim gibi çıtı pıtı genç kız evde mi kalsın? Ay Allah korusun yenge."

"Ağabeylerine Didar'ın evliliği fena koydu. Sana en az bir üç sene veriyorum."

"Ağzını hayra aç yenge. Beş liralık benzinle yakarım bu konağı."

"Bidar hiç heveslenme kuzum o iş yaş." Diye iyice ortalığı karıştırmaya çalıştı Elvan. "Değil mi abla? Adar günlerdir stres topu gibi geziyor ortalıkta. Sıçrayacak yer arıyor resmen. Ağzımı açsam suç."

"Sidar'ında Adar ağabeyden farkı yok. Akşam ne giysem diye soracak oldum. Ne gerek var diye tersledi beni." Söylenirken kardelen bir yandan da aynada kendine bakıyordu. Doğum kiloları üstüne yapışmıştı sanki iki aydır daha da kilo almıştı. "Abla ben bu kiloları verebilir miyim?"

"Niye vermeyesin Kardelen? Sıkma kendini. Bebeğinin beslenmesi daha önemli. Ayaklandığında ne kilo kalır ne bişey."

"Of konuyu kaynatmayın. Ne diyordum? Bana ne zaman gelecek yakışıklı bir koca adayı?"

"Bidarcım canım görümcem. Uzun bir süre bu konunun açılacağına ihtimal veremiyorum. Ağabeylerinin önce Didar'ın düğünü sindirmesi lazım. Elin kızını alırken iyiydi. Kız vermeye gelince bunlara bir şey oldu." Kardelen konuşurken hala aynada ki görüntüsüyle kavga ediyordu.

"Hiç sorma sanki bu kızlar ömür boyu evde bunların yolu gözleyecekler. Herkes yuvasını bulsun." Dedi Elvan sonunda. Heyecandan gözleri parlayan görümcesi pencereden gizli gizli avludaki damat adayına bakıyordu.

🍀

Elindeki çayı ağır ağır yudumluyordu. Etrafındaki insanlar bir şeylerden bahsediyordu ama ne duyuyor ne de anlıyordu. Aklı sadece bir yerdeydi.

Dilber!

Bir gün karısının kırmızı çizgisi olacağını söyleseler kesinlikle 'hadi ordan' derdi. Karısı onun için elbette önemliydi. Onun sorumluluğuydu, çocuklarının annesi, olması gereken herhangi birisi işte. Bu denli düşünmesi gerekmezdi. Dilber hep vardı. Hazar bir gün onun gidebileceğini hiç düşünmemişti. Ya da onu kaybedebileceğini.

Kaybediyordu.

İnsan oğlu ne kadar aptal bir varlıktı. Elimizde olanın kıymetini neden kaybetmeden anlayamıyorduk. İlla kaybetmekle yüzleşmemiz, kaybettikten sonra mı bizim için aslında ne kadar kıymetli olduğunu anlamamız gerekiyordu.

"Ağabey iyi misin?"

Adar, ağabeyi gibi çayından bir yudum aldı. Ağabeyinin odağının misafirlerle ilgilenen karısında olduğu belliydi. Bir an bile gözünü üzerinden çekmiyordu. Yengesi ile ağabeyini böyle görmek elbette hoşuna gidiyordu ama altında başka bir şey olduğunu biliyordu. Ağabeyinin gözlerindeki yenilmişliği okuyabiliyordu.

"Dilber yengemi hiç bu kadar iyi görmemiştim. Resmen yeniden doğdu." Dedi Sidar Yengesi gülüşüyle dikkatleri üzerine çekerken. Üzerindeki bakışları fark edince utanan kadının başını eğip mutfağa kaçışı gülümsemesine neden oldu.

ÇELİŞKİ-İKİ YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin