24.Bölüm; "Aynı dili konuşmak."

3.3K 367 100
                                    

İki Yabancı-Çelişki ben bu kitabı yazmaya başladığımda 2016 yılıymış sanırım net hatırlamıyorum sene 2021 aradan beş sene geçmiş. Beş senede ben bu kitaba final yazamayışımın sebebini düşündüm. Arkadaşlar kitap benim hayatımı anlatmıyor. Hazar karakteri bir kurgu içinde bir miktar gerçeklerden esinti var Dilber'in iç dünyası biraz benden olabilir o kadar yoksa hayatları hayatımla alakası olan bir hayat değil benzerlikleri var sadece hikayede anlatılanlar ve bir çok olay tarafımca yaşanmış ve etrafımca yaşananlardan alıntılar.
Kitabı severek yazıyorum ama bazen yorumlarınızı okumak çok ağır geliyor çünkü çok ağır eleştiriler yapıyorsunuz. Eleştirileriniz beni çok düşürüyor bir çoğuna cevap veremiyorum affınıza sığınarak çünkü sonra olaylar başka yerlere gidiyor ne kırılmak ne de kırmak istemiyorum

Her şeye rağmen sizleri de bu platformuda seviyorum 😘

24.Bölüm;

"Aynı dili konuşmak."

Acaba aklından geçenler gözlerinden okunuyor muydu?

Yanı başında senelerdir kendisini sevmesi için dua ettiği adam vardı. Zorla onunla bir yaşam kurdu kadın. Önce ailesinin zoruyla sonra da çocukları için yanına gelen bir adamı sevdi. Aşık oldu. Olmak zorundaydı.

Ailenin beğenip onay verdiği bir koca adayıydı Hazar Demiroğlu. Kıza fikri usulen soruldu

Dilber'e;

Bu adam senin kocan olacak,

onu seveceksin,

ona hürmet edeceksin,

onu sayacaksın,

ona çocuklar doğuracaksın,

onu saygın bir adam, iyi bir baba yapacaksın. Dedi zamanında kayın validesi. Dilber senelerce bunun için çabaladı.

Kimse Hazar'ın karşına çıkıp;

Bu kız senin karın olacak,

onu seveceksin,

onu sayacaksın,

ona evlatlar vereceksin,

ona sahip çıkacak, koruyup kollacaksın.

Neden demedi? Belki dendi ama Hazar bunu yerine getirdi mi? Hayır. Dilber verdiği bütün sözleri tuttu ama kimse Dilber'e verdiği sözleri tutamadı.

Perihan hanım anlı şanlı bir düğünle gelin getirdiği konakta baş hizmetçi muamelesi yaptı gelinine. Dilber kendini başka türlü avutmaya çalışsada gerçeğin böyle olduğunu biliyordu. Gelin görünümlü kapatmaydı. Kocası olacak adamın gönlünü eyliyor kalan zamanlarında da hizmetçilik yapıyordu.

Dilber kendine değer vermiyordu. Kendisini böyle hissederken nasıl değer verebilirdiki. Savaşmak için bir amaçı yoktu. Neden o konakta olduğu gayet açıktı.

Zamanla her şey değişir.

Beklentiler.

Umutlar.

Heyecanlar.

İnsanlar dahi değişebilir.

Yedisinde neyse yetmişinde de odur.

Doğrudur. Ama kişi değişmek isterse değişebilir. Kötü huylarımızdan vazgeçebileceğimiz gibi iyi huylarımızdan da vazgeçebiliriz. Bu bir seçim meselesi. Kişi iyi ya da kötü olacağını seçebiliyor. Eşini ya da arkadaşını seçebiliyor. Seçimlerimiz ya da tercihlerimiz değişebiliyor.

Kadın çok değişti. Kendini eğitmeyi başardı. Hayattan beklentilerini değiştirirken hayat kalitesini ve seviyesini de belirledi.

Önce sadece gelin olmaya çalıştı. Zengin, toplumda kendini yer edinmiş bir ailenin gelini olarak saygınlık kazanabileceğini düşündü. Ama çevresindeki insanların tutumu kısa zamanda ona saygınlık kazanmanın para ile ya da mevki ile alakası olmadığını öğretti.

ÇELİŞKİ-İKİ YABANCIWhere stories live. Discover now