36. Bölüm; 'Kadının kaybedecek hiç bir şeyi kalmadı.'

2.2K 310 97
                                    

➡️lütfen bölümü oylamayı ve yorum yapmayı ihmal etmeyelim.
➡️yazarı takip edersek sevinirim çünkü profilde alıntı duyuru vs paylaşılıyor

36. Bölüm;

'Kadının kaybedecek hiç bir şeyi kalmadı.'

"Bu kapıdan ne için çıkacağın sana bağlı Dilber. Ya elimi tutarsın beraber çocuklarımıza gideriz. Ya da bundan sonra yaşayacağımız her şeyi göze alarak mahkemeye gideriz."

Daha fazla ne olabilir?

Adam kadına yaşattığı acının büyüklüğünün farkında değildi. Aldatılmak, yok sayılmak, hor görülmek... Tatmadığı acı kalmamıştı. En acı olanı ise çocuklarının yokluğuydu. Onların olmayışı kadında başka bir aydınlanmaya sebep oldu. Hazar'ın acımasızlığının sınırı yoktu. Sonu yoktu. Adam istediğini elde etmek için her şeyi yapardı. Şimdi elini tutup çocuklarına gitse de yarın yine başka bir şey olduğunda çocuklarını ondan alabilirdi. Ömür boyu bu adama boyun mu eğecekti? Böyle hayat mı yaşanır? Bir kere ölmek varken, her gün tekrar tekrar ölmeyi mi tercih edecekti? Ne kadar dayanabilirdi? Zaten normal sayılmazdı. Kontrol edemediği öfkesi sinir hastası haline getirmişti kadını. Her kriz geldiğinde kırıp dökmeden kendine gelemiyordu. Ezelden beri başka türlü kendini ifade edemiyordu. Konakta kırılan dökülenin haddi hesabı yoktu. Bir zaman sonra Dilber'in bilerek yaptığını anlamaya başlamışlardı. Kim ne diyebilirdi? Hangi söz öfkesini yatıştırmaya yeterdi. Gören gözler kör, duyan kulaklar sağır olmuştu kadına.

Hazar'ın hava da duran eline baktı. Bu saatten sonra öleceğini bilse o eli tutmazdı. Kaç kez ölebilirdi?

Dilber derin bir nefes aldı. Hazar'ın havada asılı kalan eline omuz vurarak kapıdan çıktı.

"Yapma Dilber!
Bunun dönüşü olmaz."

Dilber durdu. Geriye baktı. Karşısında kalbi taşlaşmış, kibri gözünü kör etmiş bir adam vardı. Ona öfkeyle bakan gözlerde sevgi kırıntısı aradı. Göremiyordu. Seven bir adam sevdiğine böylesi acı verebilir miyimdi?

"Sen başlattın dedin ya Hazar. Hayır ben değil asıl bu gün savaşı sen başlattın. Benden çocuklarımı almakla en büyük yanlışı yaptın. Çocuklarım asla benim zaafım olmadı. Olmayacaklar. Sana söylemiştim Hazar. Ben seni sevdim. Seni sevdiğim için hep umut ettim. Sen hiç bir zaman anlamadın. Bundan sonra da anlamayacaksın." Dilber arkasına bakmadı. Geride kalan adam artık onun için sadece çocuklarının babasıydı.

Hazar Dilber'in peşinden bahçeye çıktı. Dilber sokağa açılan demir kapıyı açtı. Hazar bir kaç adımda kadının yanına vardı. Kapıdan çıkmadan kolunu tuttu. Aynı anda kapının önünde taksi durdu. Taksiden inen Asrın koşar adımlarla Dilber'in yanına geldi.

"Dilber hanım iyi misiniz?"

"Evet. Gidelim." Kolunda olan eli silkeledi kadın.

Hazar hemen arkalarındaydı. Dilber'in avukatın yanına geçtiğini gördüğünde düşünmeyi bıraktı. Asrın'ın kolundan çekip yumruğunu suratına geçirdi.

"Hazar!" Diye bağırdı Dilber. Gözü dönmüş halde karşısında duran adamın gözlerinden ateş çıkıyordu.

Ne olduğunu anlamaya çalışan taksici arabadan çıktı.

"Şerefsiz. Karımdan uzak duracaksın."

Taksinin üzerine doğru savrulan Asrın kendini hemen toparladı. Gözü dönen adamı konuşarak durduramayacağını tekrar üzerine gelişinden anladı. İkinci hamlesini yapacakken kendini korumayı başardı. Hazar'ın durmayacağı açıktı. Kendini korumak için Hazar'ın boşa giden hamlesinin ardından adamın suratına yumruğunu geçirdi.

ÇELİŞKİ-İKİ YABANCIWhere stories live. Discover now