33. bölüm; 'karanlık geçmiş.'

2K 302 91
                                    

Kıymetli okur kardeşlerim. Eğer profilimi takip etme nezaketinde bulunursanız kitaplarla ilgili uyarı, duyuru ve alıntıları da takip etmiş olursunuz. Kitaplarda alıntı ve ya duyuru paylaşmıyorum. Bölüm başlarında da pek açıklama yaptığım görülmemiştir. Bana yeni icatlar çıkartmayınız🙃😘

33. bölüm; 'karanlık geçmiş.'

'Erkeğin sevgisi ile kadının terbiyesi, ancak birbirleriyle tartıştıkları zaman belli olur.'
-Pablo Neruda

Kadınlar ve erkekler birbirlerini anlamadıklarını söyleyerek hayatlarını tüketirler. Erkeklere kadınları, kadınlara erkekleri anlamak zor gelir. Ne hikmetse hep diğer tarafın anlamadığından şikayet ederiz. Aslına bakarsak her iki tarafta esasen birbirini anlamak için hiç bir zaman çaba göstermez. Sürekli şikayet eder dururuz.

'Bir çocuk doğursun o zaman görürüm ben onu."

'Ev geçindirmek kolay sanıyorlar.'

'Bir gün evde kalıp çocukların yanında duramazsın.'

'Dışarıda çalışmayı kolay sanıyorlar.'

'Evde akşama kadar yattığımızı sanıyorlar'

Daha neler neler...

O liste öyle uzar gider ki ne kadınların ne erkeklerin şikayeti biter. Ama baki olan bir şey vardı ki erkeğin işini kadın, kadının işine erkek yapamaz. Eğer öyle olsaydı Allah kadını ve erkeği ayrı ayrı yaratmazdı. İkisine de ayrı ayrı görev ve ödevler vermezdi.

Hazar ile Dilber arasında her akşam rutin hale gelen tartışma yine başlamıştı. Çocuklar uyuduktan sonra oturmuş televizyona ya da telefona bakarken herhangi bir şeyden birbirlerine laf atıp bir şekilde tartışmayı başlatıyorlardı.

"Kalbimi kırıyorsun."

"Kafanı kırmadığıma dua et Hazar."

"Karıcım sen benden ne istiyorsun?"

"Hiç Hazar. Ben senden hiç bir şey istemiyorum. Huzur ver kafi."

"Karıcım."

"Benimle uğraşma Hazar."

"Sen Hazar dedikçe bana geliyorlar biliyor musun?"

"Git duvara tırman."

"Sayende düz duvara tırmanır oldum karıcım."

Dilber mutfaktan gelen telefonunun sesiyle koltuktan kalktı. Hemen yanı başında uzanan adamın kucağında ki ayakları yere doğru sarktı. Bundan rahatsız olan adamın yüzü ekşidi.

"Koş koş avukatındır."

Dilber Hazar'ın sözlerine kulak asmadan mutfağa gitti. Masanın üzerindeki telefonu eline aldığında Avukatı Asrın'nın aradığını gördü.

"Efendim."

"Dilber Hanım nasılsınız?"

"İyim Asrın Bey. Siz nasılsınız?"

Hazar uzaktan kulak misafiri olduğu görüşmede Asrın'ın adını duyunca hemen yerinden kalkıp Dilber'in yanına geldi.

"Yarın mı dönüyorsunuz?"

Hazar diğer taraftan gelen sesleri duyabilmek için iyice kadının yanına yaklaştı. Dilber ise onun bu tavrından kaçmak için bir kaç adım attı.

"Tamam. Görüşelim." Dediğinde Dilber, Hazar kadının beline kollarını sarıp kendine bastırdı. Başını omzuna koyup telefona kulağını dayadı.

"... daha fazlasını yapmak için elimden geleni yapacağım. Ağabeyim ile görüştüm. Davanızın hakiminin uzak bir arkadaşı olduğunu söyledi. Bunun bizim için olumlu olacağını düşünüyorum."

ÇELİŞKİ-İKİ YABANCIWhere stories live. Discover now