18. Senin dilin çok uzadı!"

7.4K 607 377
                                    

Nasılız bakalım?
Ben iyi olmak için elimden geleni yapıyorum. Siz de öyle yapın. Çünkü hayat kendinize zehir etmek için hem çok kısa hem de değmiyor.

Profilimde - @fleurlibre000 - ufak bir açıklama yaptım. Hikayelerim ile ilgili haberleri takip etmek isteyenler hesabımı takip edebilir bende ve hikayelerimden haberdar olabilirler.

Bayramdan hemen sonra ameliyat olacağım. Benim için uzun bir istirahat dönemi olacak o dönemde elimden geldiğimde hikayelerime yoğunlaşacağım. Yattığım yerde yapacak başka bir işim olamayacak. Ama ilk iki hafta bölüm gelmeyebilir çünkü anca sağdan sola dönebilecek olacağım. Ondan sonra hızla çelişkiyi yazıp final yapacağız. Hakikatten Çelişki çok yorucu bir hikaye olmaya başladı.

▶️oy:320❤️
▶️yorum:250❤️

Seviliyorsunuz 🥰🥰🥰😘

18. Bölüm;

"Senin dilin çok uzadı!"

2013

Dilber tatlı oğullarını uyutmuş başlarında oturuyordu. Yağız'ın yine huzursuzluğu üzerindeydi ve sürekli ağlayarak uyanıyordu. Nazara iyi geldiğini düşündüğü duaları çocuklarının üzerinde okuyup üflüyordu. Bir yandan da gözü saatte habire bakıp duruyordu. Hazar akşam yemeğinden sonra çıkmış ve gece yarısını geçmesine rağmen hala gelmemişti. Babası ile arasındaki gerilimden haberdardı ve Ferzan Ağanın oğullarını sindirmekten başka bir şey yapmadığı biliyordu. Hazar babasının karşısında sesini çıkartamadığı için yine hınçını içki şişlerinden çıkartıyordu. Ailede Hazar gibi kendini kaybedene kadar içen başka kimse yoktu.

Adar ve Sidar dozunda ya da hiç içmemeyi tercih ederlerdi. Abisinin ayak izlerini takip eden Candar'da küçük yaşına rağmen konağa içkili gelip Ferzan Ağadan zılgıtı yediğinde günlerce karşısına çıkamayanlardandı.

Sonunda çocukların derin uykuya daldığını düşündüğünde odadan çıktı. Sıcak havayı her zaman soğuğa tercih ederdi. Dışarıda harika bir yaz havası vardı. Pırıl pırıl ve rengarenk yıldızlarla süslü gök yüzü Dilber'in içini kıpır kıpır ediyordu. Şimdi özgürce sokaklarda gün doğana kadar dolaşmak vardı.

Mutfağa inip kendine bitki çayı hazırladı. Boş, sessiz terasa çıkıp pırıl pırıl yıldızların altında gök yüzünü seyrederek çayını içti. Sessizliğin sesini dinlerken kalbindeki acının sesine kulak verdi.

Hazar'dan ümidini kesip bardağını mutfağa bıraktı. Odasına çıkmak için merdivenlere ulaştığında kapının yumruklandığını duydu.

Hazar.

Demir kapının sürgüsünü çekip açtı. Ayakta zor duruyordu. Sarhoştu. Dilber derin bir nefes alıp kocasının yanına gitti. Dengesini zor sağlayan adamın kolunu tutmaya çalıştı.

"Bırak."

Dilber sesini çıkartmadı. Bir kaçmadım sonra adamın yere kapaklanacağını biliyordu. Düşündüğü gibi adam üçüncü adımı atamadan sendeledi. Düşmeden Dilber kocasını yakaladı, kolunun altına girdi. Sesini çıkartmadı kocası. Zor bela yukarı, odalarına çıkabildiler.

Kocasının yatağın üzerine uzanmasını sağladı. Elbiselerini üzerinden çıkarttı. Sonunda kendide yatağa yatabildi. Sabah erken kalkması gerekiyordu ve saat üçü geçmişti.

"Bebeğimize kıydın... bize kıydın... en yakın arkadaşıma, kardeşim dediğim adama kıydın."

Dilber duydukları ile irkildi.

ÇELİŞKİ-İKİ YABANCIDonde viven las historias. Descúbrelo ahora