6. Bölüm

34.3K 1.2K 88
                                    

Eve geldiğimizde uyuyan Yusuf'u odasına götürmüştü. Kendisinin halledeceğini söyleyip beni odaya göndermişti.

Odaya girdiğimde istemsiz bir şekilde stres olmaya başlamıştım. Giyeceğim pijama takımını bile seçerken on kere düşünmüştüm. Fakat sonuç olarak hâlâ üzerimi değiştirmemiştim. Öylece camın önünde dışarıyı izliyordum. Camın yansımasından geldiğini görmüştüm. Kapının orada dikilmiş, öylece bana bakıyordu. "Üzerini değiştirmemişsin." Birkaç adımda yanıma gelmişti. "Değiştiricektim.. Sonra neden uğraşayım ki dedim. Sonuçta her türlü üzerimdekiler çıkmayacak mı?" Cesur konuşmamı beklemiyor gibiydi. "Bu akşam yorgunsun. Dinlen.." Yanımdan gidecekken uzanıp elini tuttum. Bakışları önce eline ardından bana döndü. "Benim dinlenme gibi bir lüksüm yok Emir Asaf. Oğlum için ne kadar erken o kadar iyi. Üstelik ne zaman hamile kalacağımı da bilmiyoruz." Cidden bu sözleri ben mi söylüyordum? Ne verdiniz bana? Cesaret hapı falan mı?

Elimi bırakmadan karşıma geldi. Sanki ilk kez birlikte olacakmışız gibi heyecanlıydım. Yüzüme tamamen yaklaşmışken dudaklarıma doğru fısıldadı. "O hâlde hemen hamile kalmamanı istemek, oğlumuza karşı bencillik olur mu?.."

Gözlerimiz birleşirken ikimiz de olan her şeyi unutmuş gibiydik. Her şey gitmiş, geriye bir tek tutku kalmıştı sanki. Bu tutkunun ateşini ilk fitilleyen ise ben olmuştum. Zaten arasında milimler olan dudaklarımızı birleştirmemle sanki bunu bekliyor olan Emir Asaf büyük bir açlıkla öpmeye başlamıştı. Sanırım birbirini hatırlayan bedenlerimizin özlemini giderişiydi bu gece...

~~~~~~~~~~~~

Sabaha karşı uyumuş ve buna rağmen erken kalkmıştım. Uyandığımda Emir Asaf odada yoktu. Ben de yatakta oyalanmadan kalktım. Banyoda işlerimi halledip aşağıya inmiştim. Salona girdiğimde Yusuf, Emir Asaf'ın kucağındaydı ve birlikte kahvaltı yapıyorlardı. Emir Asaf'ı görünce dün gece zihnime dolarken gözlerimi kaçırıp masaya doğru ilerledim. "Sonunda kalktı annen Yusuf." Sanki bilmiyordu sebebini, uyuz!

"Şüküy annee!" Ne?! Bunlar ne ara bana karşı grup olmuşlardı? Yanlarını gidip Yusuf'un saçları arasına bir öpücük bıraktım. Bu sırada Emir Asaf ile meydana gelen yakınlığımızı ise görmezden gelmeye çalıştım. "Günaydın birtanem." "Günaynınn." Gülüp yerime geçerken beni şaşırtmayarak kucağıma gelmek istemişti. "Annen kahvaltısını etsin Yusuf. Sonra gidersin kucağına." Anne oğul arasındaki saadete mani olması sebebiyle ikimiz de kaşlarımızı çatmış, Emir Asaf'a bakıyorduk. "Sizi bir süre ayrı tutmak lazım."

"Hele bir dene!" Güldü mü o?! Hayret beyimizin böyle yetenekleri de varmış meğer! "Hadi oyalanmadan kahvaltını et. Kuaför gelecek." Mutsuzca Emir Asaf'a baktım. "Gerek var mıydı cidden bunlara?"

"Ben de bayılmıyorum fakat annemler durmuyor. Katlanacağız artık. Dua et düğün yapmaya kalkışmadı."

"Allah razı olsun!"

"Sen hep böyle agresif misin yoksa yine bir gecede hamile kaldın da hormonlar mı?" Sinirle çatalımı masaya bıraktım. "Sen de hep böyle gevşek ve uyuzsun galiba! Agresifmiş. Sensin agresif!" Beni asla takmayarak sır verir gibi Yusuf'a yaklaştı. "Yusuf kesin kardeş geliyor."

Allah'ım sabır!!

Hepimize bolca amin.

Salona giren Dilek ile ona odaklandım. "Efendim kuaför gelmiş." Emir Asaf kafa sallayarak kucağında Yusuf'la ayağa kalktı. Sanırsın ona gelmişti kuaför!

Benim kalkmadığımı görünce uzanıp elimden tutarak kaldırdı. Temas etmesen de kalkabilirdim aslında Emir Asaf..

"Dilek içecek bir şeyler ikram et. Biz hazırlanınca gelirler yukarıya." "Peki efendim." Hız kesmeden yukarıya çıkmıştı. Tabii peşinde de ben. "Hülya!"

Bî- misâl HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin