19. Bölüm

21K 924 59
                                    

"Ben de çok özledim..." Gözlerimdeki yaşlara inat gülümsedim. "Asaf..." Hızla yataktan kalktım. "Düşeceksin-" Kucağına atlamamla cümlesi yarım kalmıştı. Boynuna sımsıkı sarılırken onun da kolları beni sarmıştı. Omzuma sayısız öpücük bırakırken kucağında benimle birlikte yatağa oturdu. "İyice sulu göz oldun sen." Gülerek söylediğine karşılık omuz silktim. Elleri arasına yüzümü hapsederken göz göze gelmemizi sağladı. "Neden geleceğini söylemedin?"

"Sürpriz yapmak istedim. Hem bak fena mı oldu, kucağıma atladın." Çarpık gülüşüyle konuşmuştu. "Yaa Asaf!" Kahkaha atarak boynumu öptü. "Yesin seni bu Asaf!" Ben de gülerken dudaklarımızı birleştirmişti.

~~~~~~~~

"Asaf yiyemem diyorum! Ya kime diyorum?!" Beni asla takmayarak aşağıya indiriyordu. Özlemimizin ardından yemek konusu açılmış ve sonuç olarak kendimi aşağıya sürüklenirken bulmuştum. Salona girmemizle herkesin bakışları bizi buldu. "Geç bakalım masaya." Bilmem kaçıncı kez tekrar ediyordum. "Yahu yiyemiyorum diyorum be adam!" Gülme sesleri gelirken topluluğa döndüm. "Gülmek yerine biri beni bu dağ ayısından kurtarabilir mi?!" Birden kucağına almasıyla çığlık atmıştım. "Dağ ayısıymış, madem öyle adımıza uygun davranalım değil mi karıcım?" Sandalyeye oturtmuş ve kalkmamam için önümde dikiliyordu. "Baba sen ayı mı oldun?" Yusuf'un sorusuyla gülüşler kahkahaya dönerken ben de gülmüştüm. "Gül sen, gül..." Benim duyacağım şekilde imayla konuşması üzerine gülüşüm anında kesilmişti.

Dilek'in getirdiği yemeği başımdaki gardiyan eşliğinde yemeye çalışıyordum. "Asaf yeter bu kadar bak valla üzerine kusarım."

"Yenge harbiden yapar mısın bir kere? Kocanın tepkisini çok merak ediyorum." Bu ne saçma bir merak Anıl? "Bekle ben sana göstericem merakı it herif!"

"İt heyif!" Yusuf'un babası gibi çattığı kaşlarıyla taklit etmesi hepimizi tekrardan kahkahaya boğarken, Anıl Yusuf'u kucağına aldı. "Ulan seni yemez miyim ben?" Yusuf çığlık atarak Emir Asaf'a baktı. "Kahyaman babamm! Kuytay beniii!" Anıl kucağında Yusuf'la birlikte salondan koşarak çıkarken Emir Asaf da peşlerinden çıkmıştı. Emir Asaf'ın salondan çıkışını fırsat bilerek koltuklardan birine geçtim. Herkes hareketime gülerken Hilal konuştu. "Kız günlerdir yapamadığımızı iki dakikada kocan yaptı resmen! Baksanıza yüzüne renk geldi kızın." Gözlerimi kaçırırken yeniden kahkahalar duyuldu. "Utandırmayın gelinimi." Bunu derken gülenlerden biri olman çok ikna edici Adnan baba.

"E hani bu bir anlaşma daha yapacaktı?" Bu sırada kucağında Yusuf'la birlikte içeriye giren Emir Asaf yanıma otururken Yaman'a cevap verdi. "Yaptım zaten."

"Aynen kardeşim yapmışsın. Kadın mal gibi kalmış." Anlamaz gözlerim onu bulurken o ise Yusuf'a bakıyordu. Omuz silkerek konuştu. "Kadında iş disiplinini göremedim, imzayı atmadım. Büyütme Meriç." İstemsiz çatılan kaşlarımla konuştum. "Tam olarak nasıl bir iş disiplini yoktu acaba?" Aklıma geldiği gibi bir disiplinsizlik değildir umarım...

Çarpık gülüşüyle bana döndü. "Merak etme karıcım, namusumu korudum." Salonda gülüşler duyulurken utandığımı belli etmemeye çalıştım. "Seni hâlâ sevmiyorum Dağlı." Aras'a dönen bakışlarıyla alayla güldü. "Öyle bir çabam yok Sancar. Geç kaldın, alacağımı aldım bile." Neydi aralarındaki muhabbet?

"Yengee!" Bir anda bağıran Yaman'la irkilerek ona döndüm. Eş zamanlı olarak Emir Asaf da yanındaki yastığı ona atmıştı. "Anırma evimde Yaman!" Yaman onu asla takmayarak bana odaklanmış bir durumdaydı. Noluyor be? "Yenge kocan seni resmen Aras Sancar'la aldatıyor! Aralarındaki muhabbete bak Allah aşkına." Herkes göz devirirken bu sefer yastık Aras'tan gelmişti. "Naptınız bu çocuğu? Küçükken rezidanstan falan mı sallandırdınız?"

Bî- misâl HayatWhere stories live. Discover now