28. Bölüm

15.7K 828 42
                                    

Herkese merhaba🤗

Yeni bölüme hepiniz hoş geldiniz. Bölüme başlamadan önce kısa bir açıklama yapmak istiyorum. Hira'nın hamile oluşunu iki haftada öğrenmesi çok fazla yorum aldı. Buna bir açıklık getirmek istedim. Bizzat eczaneye gidip hamilelik testlerine bile baktım cmdmdmd. Günümüzde testler altı güne kadar sonuç verebiliyorlarmış arkadaşlar. Yani benim yazdığımda herhangi bir abeslik bulunmamakta. Bu bilgi de şöyle kenarda dursun fmdmdmdm.

Şimdi bölüme geçebilirsiniz ❤️

Arabadan inmekten her ne kadar korksam da bu adımı ben atmıştım ve devamını da getirmeliydim. Benden bir tepki bekleyen Emir Asaf'a karşılık gülümseyerek arabanın kapısını açtım. O da inerek Yusuf'u da indirdi. Zaten arabanın sesini duymuş olan ev ahalisi kapıya çıkmıştı bile. Yusuf onlara doğru koşarken arkasından seslendim. "Yavaş annecim."

"Biy şey olmaj gücel anneeem!" Ardından gülerek kollarını açmış bekleyen dedesine vardı. "Dedeemm!" Adnan baba kucağına alırken konuştu. "Heyyt bee! Aslan parçam gelmiş!" Bu esnada buruk bir tebessümle izleyen Tarık Sancar'a kaydı bakışlarım. Doğru ya, o da dedesiydi değil mi?

Belimde hissettiğim elle Emir Asaf'a baktım. Sorgular bakışlarına karşılık bir kez daha gülümsedim ve eve doğru adımlamaya başladık. Yol boyunca sürekli tepkilerimi ölçmüştü. Her an eve gitmeye razıydı. Ama benim bu akşamı tamamlamadan bitirmeye niyetim yoktu.

"Büyümüş benim torunum. Baksana babaannesi abi olmaya hazır artık." Yusuf gururla gülümsedi. "Evet! Abi olucam ben! Sonya da kaydeşimi ata bindiycem." Adnan baba yüzünden silinmeyen gülümseme ile saçını öptü miniğimin. "Hadi kapıda kaldık, içeriye geçelim." Feride annenin sesiyle hepimiz eve girmiştik. Nasıl davranacağımı bilmiyor, bu yüzden de onları görmezden geliyordum. Fakat her biri gözümün içine öyle bir bakıyordu ki görmezden gelmek çok zordu.

Hepimiz oturduğumuzda önce kısa bir sessizlik oldu. Daha sonra Yusuf ayağa kalkarak Mine hanımın yanına adımladı. Aşık olduğum gülümsemesi ile konuştu. "Meyhaba." Mine hanım dolu gözlerine inat gülümsedi. "Merhaba canım benim." Yusuf'un kaşları çatılırken bir şeye takıldığını anlamıştım. "Ağlıyoy musun sen? Biliyoy musun, benim gücel annem de bugün hep ağladı. Ama kaydeşim vay diyeymiş. Annem dedi ki bebekley ağlıyoy ya hani, bebek kaynındayken anneley de ağlıyoymuş." Herkes Yusuf'un kendince izah etmesine gülerken, bense beni ifşa eden oğluma teşekkürlerimi sunuyordum. "Evet canım, kardeşin gelene kadar annen biraz ağlayabilir. Ama sen onu gülümsetirsin değil mi?"

"Hı hıı. Gücel annem gülsün diye şakalay da yapayım ben." Gülümseyerek yanağını sevdi. "Senin yanına otuyayım mı?"

"Otur tabii. Çok sevinirim." Tarık Bey anında kayarak yer açmıştı. Böylece oğlum ikisinin arasına oturmuştu. Fazla susadığımı hissederek ayağa kalktım. Bakışlar anında beni bulurken açıklama yapma isteği duydum. "Su alıcam."

"Otursaydın kızım. Günnur getirirdi."

"Alırım ben, sorun değil." Salondan çıkıp mutfağa girdiğimde bardak alarak su doldurdum. "Bir isteğiniz var mıydı Hira hanım?" İlk başta hayır diyecekken gördüğüm sarma tenceresi, gözümde kalpler çıkmasına sebep olmuştu. "Var!" Günnur tepkimle sıçrarken şirince gülümsedim. Hep hormonlar, üzgünüm. "Ama ben hallederim. Sen işine devam edebilirsin canım." Baktığım yeri fark ettiğinde gülümseyerek işine döndü. Sarma tenceresinin başına geldiğimde bir tane alarak tadına baktım. Sonra iki, üç derken kendimi durduramaz olmuştum.

"Güzelim bize kaldı değil mi?" Emir Asaf'ın sesiyle mutfak kapısına döndüm. Önde o, arkada Anıllar ve Sancar kardeşler olmak üzere bana bakıyorlardı. Yanıma gelerek tencereye göz attı. Ben de baktığımda tadına bakma işini biraz abarttığımı fark ettim. "Yavrum bitmiş bu nerdeyse." Söylediği anında gözlerimi doldurmuştu. "Yedim değil mi hepsini... Asaf ya ben kendime hakim olamıyorum..." Bir eli yanağımı kavrarken gözümün hemen yanını öptü. "Akıtma hemen incilerini. Ye birtanem, sen yemeyeceksin de kim yiyecek? Bunlar mı?" Arkayı göstermesiyle Yaman atıldı. "Bunlar falan ayıp oluyor ama!" Bakmayın yükselen sesine, o da gülerek konuşuyordu.

Bî- misâl HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin