34. Bölüm

11.3K 695 32
                                    

"Emin misin bu kararından?" Gün bitmiş, misafirlerimiz gitmiş, biz de odamıza çekilmiştik. Camın önündeki koltukta Emir Asaf oturmuş, beni de göğsüne yaslanacak şekilde uzandırmıştı. İzlediğim gece manzarasından gözümü çekmeden cevap verdim. "Hıhımm." Eli saçımla oynarken gittikçe uykum geliyordu. Kıkırtısını işittiğimde kafamı kaldırarak yüzüne baktım. "Kedi misin sen?" Omuz silktiğimde dişlerini omzumda hissettim. "Ya Asaaf!"

"Yerim seni! Nerden çıktın sen böyle?" Olduğum yerde tamamen ona döndüm. "Şikayetçi misin?" Kırgın çıkan sesimi fark etmişti. Kaşları çatılırken konuştu. "Sen benim asla tahmin edemeyeceğim güzellikte bir iyi kisin. Ne demek şikayetçi olmak?" Memnuniyetle gülümserken dudağımın kenarını öpmüştü. Dudaklarının adresi dudaklarım olacakken ise duyduğumuz seslerle ikimiz de kaşlarımızı çatarak geri çekilmiştik. "Ya bıraksana be!"

"Ahh! Asıl sen bırak!" Olanı az çok anladığımda umutsuzca kafamı salladım. "Hâlâ iyi bir fikir olduğunu düşünüyor musun yavrum?" Kucağından kalkıp kapıya yönelirken konuştum. "Gülme Emir Asaf!" Ardımdan duyduğum kahkaha ile odayı terk etmiştim. Alt kata inip kızların kaldığı odaya girdiğimde ise ağzım açık kalmıştı. Zira oda birbirine girmişti. Kızlarsa birbirinin saçını çeker bir vaziyette yerdeydiler. "İpek! Napıyorsunuz Allah aşkına?!" (Kızın adını daha önce verdim mi hatırlamıyorum. O yüzden Melis Göksu yaptım.) İpek ve Melis beni gördüklerinde bağrışmayı bırakmışlardı. "Hira kuşuum al şunu yoksa öldürücem!" Melis küçük bir kahkaha atarak konuştu. "Nah öldürürsün!"

"Şştt! İkiniz de laf dalaşını bırakın. Kaç yaşında kızlarsınız şu halinize bakın. Neyi alıp veremediniz?"

"Neymiş bu dolap ve yatak onunmuş. Diğerleri benim." İpek'e cidden bunun için mi kavga ettiniz bakışları atarak konuştum. "Yani?" Bulunduğu yerden kalkıp saçını düzelterek yanıma adımladı. "Yanisi güzel arkadaşım, ben bu kızı yolarım!" Oflayarak İpek'e baktım. "Canım zaten bu akşamlık ani olduğu için böyle. Yarın boş odaya taşınacak eşyalar. Nolur idare etsen bu gecelik?"

"Ben niye idare ediyorum, o etsin." İmdat diye bağırmak istiyordum. "İpek, Yusuf bile daha olgun ya! İkinize de söylüyorum, hemen yatın ve uyuyun. Yarın halledicem, daha fazla uzatmayın." İkisine de son bir bakış atarak odadan çıktım. Bir uğraşmadığım bu kalmıştı. Odaya geri döndüğümde bana gülerek bakan kocam yataktaydı. Gülmesine aldırmadan açtığı kolları arasına girdim. Gözlerim kapanırken mırıldandım. "Yarın dalga geçersin. Uyumak istiyorum." Dediğim gibi de kısa sürede uykuya dalmıştım. Bakalım yarın bize neler getirecekti...

~~~~~~~~~~~

Yanağımı seven minik eller gözlerimi açmamı sağlamıştı. Açtığım gibi de babasının kopyası olan parlayan yeşillerle göz göze gelmiştim. "Güyandın gücel annemm."

"Günaydın bebeğim." Uzattığı yanağını gülerek öpmüştüm. "Baban nerde?" Yusuf cevap vermeden önce giyinme odasından gömleğini giyerek gelen Emir Asaf çıktı. "Burdayım güzelim." Yanıma gelerek üzerime eğilmiş ve önce alnımı sonra da yanağımı öpmüştü. Ardından burnunu yanağıma sürterek konuştu. "Günaydın." Ben etkisinde kalırken, o ise keyfi yerinde bir şekilde karnımı öptü bu sefer de. "Güzel kızıma da günaydın." Hâlâ öylece bakan yüzüme gülerek yerinden doğruldu ve gömleğini iliklerken konuştu. "Hadi kalk bakalım. Daha harika(!) bir gün seni bekliyor karıcım." Alaylı sesi sinirimi bozarken ofladım. "Niye hatırlattın ki?"

"Böyle daha zevkli karıcım." Göz kırparak kenara bıraktığı ceketini giydi. "Gıcık."

"Bir şey mi dedin karıcım?"

"Gıjık dedi baba." Yusuf benden önce atlarken oğlumun ne ara bana düşman olduğunu düşündüm. Yusuf'u kucağına almış, odadan çıkarken bir yandan da konuşuyordu. "Annen çok yaramaz oldu Yusuf." Yusuf konuşsa da çıktıkları için net olarak duyamamıştım. Onların peşine ben de hiç istemesem de yataktan kalkmıştım. Artık belirginleşen karnımın rahat edeceği bir elbise giyerek saçlarımı da kendi halinde bıraktım ve sonunda odadan çıkabildim.

Bî- misâl HayatWhere stories live. Discover now