17. Bölüm

21.4K 993 49
                                    

"Kız Hülya bunun tarifini verir misin bana? Valla çok güzel olmuş!"

"Veririm tabii İpek hanım." Hülya çaylarımızı tazelerken gülümseyerek cevap vermişti. "Hülya'cım işiniz bittiyse hadi gelin siz de."

"Rahatsızlık vermeyelim size efendim. Biz iyiyiz böyle." Sahte bir kızgınlıkla baktım. "Kızıcam ama artık! Ne güzel oturuyoruz işte, gelin lütfen."

"Yok-"

"Pekâlâ Emir Asaf'a sizi şikayet etmeliyim sanırım, sözümü dinlemiyorlar diye." Emir Asaf ismini duyduğu gibi koltuğa oturmuştu. "Kız senin bu kocan napıyor insanlara? Adını duyan hazır ola geçiyor." İpek'in söylediği ile kızlar da gülerken, Dilek ve Yusuf da salona gelmişti. "Valla kuzenim diye söylemiyorum ama muhteşem ceza yöntemleri vardır." Hilal'e yok artık bakışları atıyordum. "Siz de iyice canavar yaptınız adamı."

"Oy oy kocasına laf da ettirmezmiş!" İpek yanaklarımı sıkarken zorlukla kurtulmuştum. "Ne alakası var İpek? Hayır yani sadece abarttığınız kadar yok." Ece inanmayarak baktı. "Canım o sana özel. Maşallah karısının ağzından çıkacak lafa bakıyor." Yanaklarım kızarırken bakışlarımı kaçırdım. Bu hareketim yalnızca hepsinin gülmesine sebep olmuştu. "Kız onu bunu bırakın da bu Sancarlar ne iş? Mine teyze sana iyi yapıştı valla."

"Hilal haklı. Kadının dilinde Hira aşağı, Hira yukarı." Kızlar günlerdir üzerini örttüğüm konuyu gün yüzüne çıkarmışlardı. "Zannımca kızının yerine koydu beni. Benzetti herhalde."

"Ha bir de o konu var. Kızı olduğunu ilk defa duydum!"

"Aynen ben de ilk defa duydum. Dilek, Hülya buraya geldikleri akşam nasıllardı? Var mıydı bir tuhaflık?" Kızlar adeta dedektif olmuşlardı. "Yani öyle bir tuhaflık yoktu..." Dilek düşünceli bir şekilde konuşurken Ece hızla atıldı. "İşte! Aması var değil mi?" Dilek kafasını sallayıp konuştu. "Belki de bana öyle geldi ama sürekli gözleri Hira hanımın üzerinde gibiydi, ailecek."

"Kız Dilek gıcık kuzenim yüzünden maharetlerini görmüyormuşum hee. Meğer biz seninle ne iyi takım olurmuşuz."

"İyice delirdiniz ama. Çalışanlarımı da işlerinize alet etmeyin." Ece burun kıvırarak konuştu. "Aman yemedik çalışanlarını!" Çaktırmadığını zannettiği bir şekilde Dilek'e kaş göz yapıyordu. Göz devirerek güldüm hallerine. Yusuf oyundan yorulmuş olacak ki oyuncaklarını bırakıp dizime yatmıştı. Bir eli karnımı bulurken hayranca oğlumu izledim. Kardeşine daha şimdiden çok düşkündü. Harika bir abi olacaktı benim miniğim. Ben de saçlarını okşarken kızların da bakışları bizdeydi. "Maşallah size ya! Allah'ım tez vakitte bana da şöyle bir tablo nasip et, aminnn!" İpek'in duasına diğerleri de içli bir şekilde amin derken kahkaha atmıştım.

Saatler birbirini kovalarken kızlarla epey sohbet etmiştik. Akşam yemeğine Yamanlar da katılacaktı. Yemeği de kızlarla birlikte hazırlamıştık. Kapı çalarken Hülya açmak üzere çıkmıştı mutfaktan. Yusuf, mutfak kapısında gördüğü babasına koşmuştu. "Babaamm geldiii!" Emir Asaf parlayan yeşilleriyle kucağına almıştı oğlunu. "Aslanım, naptın bakalım bugün?"

"At çijdim baba! Böyle tocaman oldu!"

"Aferin benim oğluma. Yemekten sonra gösterirsin olur mu?" Yusuf kafasını sallarken, Emir Asaf saçını öpmüştü. "Oooo neler yapmışsınız yenge!" Anıl'ın sarmaya uzattığı eline vuran Hilal konuştu. "Gebertirim seni Anıl! Bekle, birlikte yicez."

"Hayır hayır Allah'ım bu kız benim ikizim değil ve yok." Anıl kendisini buna inandırmış ve elini tekrar sarmaya uzatmıştı. Hilal de tekrar vurmuştu, bu sefer kafasına. "Varmış yaa!" Yaman, abisinin isyanına kahkaha atmıştı. "Abla var ya bazen sana bayılıyorum!"

Bî- misâl HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin