23. Bölüm

17.6K 855 23
                                    

Dün akşama kadar çiftlikte vakit geçirmiştik. Atlarla olmak üçümüze de iyi gelmişti. Bugün ise ilk kez üçümüz birlikte bir davete katılacaktık. Sancar ailesinin orada olacağını unutmuş ve üçümüzün davete katılacağı heyecanına kapılmıştım. Ben Yusuf'un yorulmaması için evde kalmasını istesem de Emir Asaf kabul etmemiş ve oğluyla gideceğini söylemişti.

Yusuf ve Emir Asaf hazır bir şekilde aşağıda beklerken ben de sonunda hazırdım.

Tanımadığım kişiler olduğundan sade ama uygun olduğunu düşündüğüm bir elbise tercih etmiştim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Tanımadığım kişiler olduğundan sade ama uygun olduğunu düşündüğüm bir elbise tercih etmiştim. Makyajım da sonunda bittiğinde çantamı alarak odadan çıktım. Topuk sesimle iki bey de salondan çıkmıştı. "Gelmeseydin yavrum, düğün bitti zaten." Bakışları yürüyen Yusuf'tan bana doğru dönerken yutkunduğunu gördüm. Fark ettiğimi bilmesini isteyerek kıkırdadım. "Gül tabii gül. Anneme söyleyeceğim, kurşun falan döktürsün sana. Nazar değecek karıma. İşin yoksa onunla uğraş." Gülüşüm kahkahaya dönerken yanlarına vardım. "Biraz daha abart Asaf'cım. Kim bilir nasıl gelecek diğer davetliler?"

"Aynen güzelim, gecenin sonunda 'Ay Asaaf!' diye dolanırsın peşimde nazar değince." Taklidimi yapışına daha da gülmüştüm. "Addaa gidiyoyuz gücel anneeem! Babam götüycek beni!" Yusuf'un heyecanı ona odaklanmamızı sağlamıştı. Mutluluğu mutluluğum olan can parçam, elimi tutarak kapıya sürüklemeye başlamıştı. Emir Asaf da peşimizden gelirken evden çıkmıştık.

Yusuf'un bol soru sormalarıyla yolumuzu bitirmiştik. Arabanın hemen ilerisinde, salonun önünde bekleyen gazeteciler gerilmeme sebep olmuştu. Elimin tutulmasıyla Emir Asaf'a döndüm. "Sordukları hiçbir şeye cevap vermeyeceğiz, anlaştık mı? Kimseye ailem hakkında açıklama yapmak zorunda değilim, değiliz." Hafif gülümseyerek kafamı salladığımda önden Emir Asaf inmişti. O Yusuf'u alırken benim de kapım korumalar tarafından açılmış ve inmiştim. Bir eliyle kucağındaki Yusuf'u tutarken diğer elini bana uzatmıştı. Güvenli limanıma sığınarak elini tuttum. Flaşlar çoktan patlamaya başlamıştı bile. Yusuf bir yandan çekiniyor, bir yandan da merak ediyordu. Bu yüzden yüzünü gizlememiş fakat babasının göğsüne yaslı bir şekilde etrafı izliyordu.

"Emir Asaf Bey eşinizle nasıl tanıştınız?"

"Eşiniz Göksu çiftinin kızı mı?" Bu soru anlık olarak duraksamama sebep olsa da Emir Asaf'ın desteği ile yürümeye devam ettim.

"Kucağınızdaki öz oğlunuz-" Emir Asaf hızla çevirdiği kafasıyla gazeteciye öyle bir bakmıştı ki adam lafını devam ettirememişti. Sevgili kocam, pek çok insanı yalnızca bakışlarıyla da susturabiliyordu. Sıktığı elim sıklaşırken birlikte içeriye girdik. Tabii bu sefer de konukların bakışlarının hedefi olmuştuk. Fakat beni insanların bakışlarından ziyade rahatsız eden bakışlar Sancar ailesine ve Göksu çiftine aitti. Gözlerim inatla onları bulmazken olmaktan mutluluk duyduğum Dağlı ailesinin masasına geldik. "Aman ancaaa ben geldiim!"

Yaman da artık bu seslenişine alışmış ve gülerek ayağa kalkmıştı. "Amcasının yakışıklısı hoş gelmiş!" Emir Asaf'ın kucağından aldığı Yusuf'u öperken yerine geri oturmuştu. Yusuf kısa sürede diğerlerinin de odağı olmuştu. "İyi misin?" Kulağıma fısıldayan Asaf'a kafamı salladım. "Dediğin an gideceğiz." Gözlerim onu bulurken minnetle gülümsedim. Gülüşümün hemen yanından öptüğünde utanmadım desem yalan olurdu. Sonuçta ailemizin yanında ve üstelik bir düğündeydik. Küçük kahkahasını duyduğumda kızgınlıkla baktım. O ise göz kırparak önüne dönmüştü. "Gerçekten çok arsız bir adamsın..." Ağzımın içinde söylensem de duymuştu. "Ben de kendimi böyle bilmezdim karıcım." Eğlenen hâli sinirlerimi bozmuş ve kendimi de gülerken bulmuştum.

Bî- misâl HayatWhere stories live. Discover now