35. Bölüm

10K 643 40
                                    

Asaflar gittikten sonra kızlara sakince durmalarını tembihleyip Dilek ile kış bahçesine geçmiştim. İlk başta onun anlatmasını beklemeye karar versem de oluşan sessizlikten dolayı ondan bir adım gelmeyeceğini anlamıştım. "Dilek'cim, öncelikle lütfen takınmış olduğun çekingen tavrı terk et. Ben seni böyle görmeye alışık değilim. Üstelik böyle davranmanı gerektiren bir durum da yok ki canım benim." Etrafta gezdirdiği gözleri gözlerimle buluşmuştu. "Napiyim Hira hanım, sizden sakladığım için utanıyorum..."

"Yalan yok valla başta şaşırdım kaldım. Ama çekinmiş olabilirsin, bu normal."

"Kızmadınız mı?" Sorusuna yalancı bir kızgınlıkla cevap verdim. "Aaa şimdi kızıcam ama! Yahu ilişki sizin ilişkiniz, ister söylersiniz ister söylemezsiniz." Omuz silkerek konuştu. "Olsun. Ben size söylemediğim için kendimi kötü hissettim. Benden duymanızı isterdim."

"Olan oldu artık Dilek. Önümüze bakalım olur mu? Hem ben seninle asıl bu mesele hakkında konuşmak istiyorum."

"Nasıl yani?"

"Şöyle ki, ikiniz de birbirinizi seviyor musunuz?" Utanarak kafasını salladığında gülümsedim. "O hâlde Emir Asaf da ben de sizin için bir şeyler yapmak istiyoruz. Tabii evlenmeyi düşünüyorsanız."

"İstiyoruz... Hatta evlenme teklifi et-"

"Ay yok artık ama!" Ani tepki verdiğimi fark ederek sakinleştim. "Tamam tamam demedim bir şey. Ama yani siz de, çocuğunuz olunca mı söylemeyi planlıyordunuz?" Dilek oturduğu yerden kalkarak önümde diz çöktü. Elimi tutarak konuştu. "Ya gerçekten ne deseniz haklısınız Hira hanım! Ama siz o kadar şeyle uğraşırken bir de biz araya girelim istemedik."

"O nasıl söz öyle? Siz benim kardeşim gibisiniz. Araya girmek de ne demek? Neyse tamam, o hâlde ben Emir Asaf'la konuşayım."

"Hemen mi?"

"Ne zaman konuşayım Dilek? Akşam konuşucam işte. Madem niyetiniz var, engel olmak yerine yardımcı olalım." Minnetle bakan gözlerine karşılık gülümseyerek baktım. "İyi ki varsınız Hira hanım. Laf olsun diye söylemiyorum, cidden iyi ki varsınız. Siz gelmeden önce bu ev çok farklıydı, şimdiyse bambaşka. Hepimize çok iyi geldiniz. En çok da Emir Asaf beye... Muhteşem bir kadınsınız..."

Gözümden damlayan yaşı silerken konuştum. "Hamile bir kadına duygusal konuşma yapmaman gerektiğini kimse söylemedi mi sana Dilek?" Bir yandan gülüyor oluşuma karşılık o da gülmüştü. "Ay tutamadım kendimi. Özür dilerim Hira hanım."

"Hadi hadi gidelim de şu iki deliye bakalım." Kafasını salladığında birlikte eve döndük. Salona girdiğimde koltukların birinde İpek, birinde Melis oturuyordu. "Heh şükür be Hira! Hadi şu oda işini halledelim-dur bir dakika ağladın mı sen?"

"Önemli bir şey değil. Hormonlar işte. Oda işine gelince de Mustafa halledicek." İpek ayaklanırken konuştu. "Ay beceremez o şimdi. Başında durayım ben onun."

"Ben de geleyim. Yanlış yerleştirmesin, mazallah!" Melis de peşine kalkarken sesimin net olduğunu düşünerek konuştum. "İkiniz de yerinize oturun! Mustafa halledicek dediysem halledicek." Cümlem bittiğinde yüzüme kondurduğum gülümseme ile ikisine de baktım. Mesajı almış olacaklar ki anında geri oturmuşlardı. İpek bana sonra görüşücez bakışları atsa da umursamayarak Melis'e döndüm. "Eee Melis, konuşamadık hiç seninle. Kendinden bahseder misin biraz?"

Omuz silkerek yere odaklı bir şekilde konuşmaya başladı. "Neyi anlatayım ki? Ailemin hırsları yüzünden kendimi bildim bileli sığıntı gibi bir yerlerdeyim. Bir dönem, sana odaklandıklarında rahat yaşayabildim. Kendi hayatımı kurdum... Birileriyle tanıştım... Sonra, sonrası yok işte. Babam bir gün gelip zorla birilerine vermeye çalıştı. Her şey tamamdı ama bu çok fazla geldi. Dayanamadım, kaçtım. Ailene sığındım. Sonra buna da pişman oldum. Her şey daha kötü oldu... Tamamen bir canavar elde ettim..."

Bî- misâl HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin