12. Bölüm: Kiraz çiçeği

356 19 1
                                    

İnsanı en çok ne öldürüyor? 

İç yaralar mı? yoksa dış yaralar mı?

Gözlerimi açmakta zorlanıyorum. Ağızım kurumuş. Yutkundum. Karnımdaki acı tarif edilemez. Etraf kahve kokuyordu. Gözlerimi iyice açabildim. Çaprazımda oturan yağızı gördüm. Üstündeki beyaz tişört kanla kaplıydı. Gözleri çökmüş bana bakıyordu dağınık saçları Onu çok karizmatik gösteriyordu. Yanındaki sehpanın üzerindeki abajurun ışığı O mükemmel yüz atlarını Çok belirginleştiriyordu. Uyandı mı fark etmiş olmalı ki. Hemen yanıma gelip yatağın kenarına oturup ellimi tutu. Bende kendimi yukarı çekip yatağı yaslandım.

"İyi misin.?" Gözlerindeki Korku çok belli oluyordu.

Ona Hafifi gülümseyip" Ölmediğime göre İyiyim." Küçük bir kahkaha atıp başı aşağı düştü.

"Böyle konuştuğuna göre iyisin." Deyip elimin üstüne küçük bir öpücük kondurdu. Bu beni mutlu etmişti.

" Ne zamandır baygınım?" En son baygınlığım bir hafta sürmüştü.

Elimle oynayıp "İki gün oldu" Deyip tekrar öptü.

"O kadar fazla olmamış. " Deyip gülümsedim. Tekrar Elimi öptü.

"Acaba El öpme rekorunu kırmayı mı planlıyorsun?" Gülmeye başladı. Gözleri kısılmıştı ilk kezdir dudağın üstündeki gamzeyi fark ediyorum.

"Bu seni rahatsız mı eti?" Aslında hoşuma gitmedi demem. Çünkü hoşuma gitmişti.

"Eğer rekoru benim elimi öperek kıracaksan. Hiçte rahatsız olmadım." kiraz bir sus kızım . Kendini rezil etin. Cevabımdan memnun olmuştu tekrar elime bir öpücük daha kondurdu. elime bırakıp Başımı okşamaya başladı.

"kiraz." Başımı okşayıp bir yandan da gözlerimin içine bakıyordu. Kim olursa bu gözlere düşerdi.

"Efendim." Sanki büyülenmiş gibi davranıyor. Bana biraz daha yaklaştı. Sıcak nefesi yüzüme vuruyordu.

"Seni tekrar buldum kiraz. Sözümü tutum." Bir elini çeneme getirip. Dudağıma yapıştı. kalbim yerinden çıkacak gibi hızlı atıyordu. Geri çekilmek istememiştim. Beni benden alan bu öpüşüne karşılık verdim. Ellerimi boynuna dolayıp Karşılık verdim . Dudağımı koparcasına öpüşüyorduk. Nefessiz kalana kadar öpüştük. Biraz geriye çekilip alnıma alnına yapıştırıp. Parma'yla dudağımı sildi. Ona gülümsedim. Tekrar dudağıma yapıştı. Onu durdurmadım. öpüşmeye başladık. Dudağın tadı olur mu bilmiyorum. Ama yağızın dudak tadı vardı. Sanki dudağını yiyecem gibi Öpüşüyordum. Dudağını dudağımdan çekip boynumu öpmeye başladı. Verdi zevk Mükemmeldi. Demek ki öpüşmek böyle hissettiriyor. Bir ara karnımdaki acıyı unutmuştum. Geri çekilip. Alnıma bir öpücük kondurdu. Ben hala sormadım. Ne sözünden bahsettiğini.

Gözlerin içine bakıp. "Ne sözü?" Dedim. Bana gülümseyip

"Unutmuşsun demi" Neyi unuttum ben.

"Neyden bahsediyorsun. Sana verdim bir söz olduğunu sanmıyorum." İki elimi tutup.

"Seninle ilk kez karşılaştığımızı mı düşünüyorsun." Ona kaşlarımı çatım.

"Karşılaşmadık mı?" Dedim. Başını hayır anlamında salladı. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Hafıza kaybı filan mı yaşadım ben yoksa.

"Sen daha sekiz yaşındaydın. Ben on iki." Ona dikkatimi verip dinlemeye başladım. " Müzik okuluna gidiyorduk. Sen gitar dersi alıyordun. Bende piyano." Müzik okuluna gitti mi biliyorum. Ama yağızı tanıdığımı sanmıyorum. " Okulun arka bahçesinde Ağlıyordun. Yanına yaklaşıp. Niye ağladını sordum da. Hiç deyip beni başından göndermek istedin. Ama ben ısrarla yanına kalıp sordum. En sonunda inatlaşmaya bırakıp. Alinin saçını çektiğini söylemiştin. Bende gidip çocuğa dövmüştüm. O günden sonra Asla yanından ayrılmadı."

Umut'lu Vaka ( Düzenlenip Devam ediyor.)Where stories live. Discover now