29. Bölüm: Kolye

250 16 2
                                    

Merdivenden inerek Annemin yanına gittim. Salondaydı. Kahvaltıyı çoktan hazırlamıştı. Gözüm limonlu kekin üzerine düştü son bir haftada masadan eksik olmuyor. Gülümsememi sebep olduğu. Başını telefondan kaldırıp," Günaydın tatlım. Hadi otur kahvaltı yapalım." Başımla onaylayıp Oturdum. Elime çatalı alıp, domatese batırıp yedim. Annem telefonun kapatıp masaya koydu. Sıkılmış portakal suyundan bir yudum alıp," Nasıl olduğun?" Ağızıma üst üste peynir soktum için konuşamıyordum. Hızlıca çiğneyip yuttum boğazımda kaldı Öksürmeye başladım. Sıkılmış portakal suyunu başıma dikip içtim. Bir saniye önce boğulmak üzereydim.  Annem sinirlenip," Kız öyle tıkayıp yeme demiştim Son Dört günde aşırı yiyorsun Neyin var senin?." Anneme anlatıp üzmek istemediğim için bir şey demedim. Ayaklarımı yerden kaldırıp sandalyanın üzerine bağdaş kurdum. "Anne merak etme bir şey olmaz." İyiymişim gibi rolünü yapmak çok zor. Annem pek tatmin olmadı. Elini sıkıp gülümsedim," Gerçekten iyiyim." İyi olmadığımı biliyordu. Daha fazla üzerime gelmek istemediği için Kabul etmiş gibi başını sağladı. son olarak ağızıma bir peynir atıp," Anne ben sofiya'nın yanına gideceğim." Deyip masadan kalktım. Annem saçını geriye atıp," Biraz konuşa bilimiyiz? Söylemem gereken bir şey var." Kalktım yere tekrara oturup," Buyur." Dedim. Boğazını temizledi. Ne söyleyeceğini bekliyorum. Biraz sesiz kaldıktan sonra," Kızım daha önce söylemek istediğim ama olmadı. Zaten bir sürü olay oldu. Hem pek evde olmuyordun." Anneme gülümseyip," Uzatmana gerek yok hadi söyle gitsin." Derin nefes alıp," Aslında kabul etmezsen anlarım seni." Omuzlarımı düşürüp," Anne söyle. Merak etme." Meraktan çatladım. 

"Şöyle, görüştüm biri var. Yani daha önce tanışıyorduk ama son zamanlarda arkadaştan öte bir şey olduğunu fark ettik. Ciddi düşünüyoruz. Yani..." 

"Yani?" Derin nefes alıp. Altıncı kezdir derin nefes alıyor." Evlenmeye düşünüyoruz." Kaşlarım havalandı. 

"Tabi kabul etmezsen anlarım seni." Ayağı kalkıp anneme yaklaştım. Ne olduğunu kavrayamadı. Kollarımı açıp sımsıkı sarıldım ona. İçten bir sarılmaydı. Geri çekilip," Anne gerçekten çok mutlu oldum. Bunu duyduğuma sevindim." Ellerini tutup," Sen mutluysan ben kabul ederim. Hem artık bir adama takıntı kalmayacağın için bunu ne kadar sevindiğimi anlatamam." Annemin gözleri dolmuştu. Belki ilk kezdir annemi çok iyi görüyorum. Eğer mutlu oluyorsa bana düşen pay bende mutlu olmak. Zaten Baba kelimesine hak etmeyen bir adam için hayatını mahvetmesi kötü. Bana zamanında doğru düzgün annelik yapamamış olsa da, gene mutlu olmayı hakkediyor. Başka birinin zelzelesindeki enkazdı. Şuan bir çoğumuzun olduğu gibi. 

Yanağından makas alıp," Hadi ben kaçtım." Gözlerini silip," Bekle. Akşam evde olacak mısın?" Duraklayıp," Bilmiyorum. Sana haber veririm." Koşarak odama çıktım. Boyaya girip üstümü çıkarıp düş almaya başladım. Sıcak suyun bütün vücudumu yumuşatmıştı buda rahatlamamı sağladı. Düş alıp suyu kapattım. Buharlaşmış ayanın üzerine kocaman bir kalp çizdim. Havluyla vücudumu kapatıp banyodan çıktım. Dolabı açıp kıyafetlerimi bakmaya başladım. Zamanında renksiz, Soluk olan kıyafetler şimdi neredeyse yok. Hatta hiç yok. Rengarenk kıyafetlerle dolu.  Şuan ki hayatımı anlatıyor gibi pek değilde ama geçmişe göre gayet iyi. 

"Tın tın tın." Telefonumun sesiydi. Arama vardı." Neredeki bu." yatağımın yanına yaklaştım örtüyü kaldırıp baktım yoktu. Yastıkların altına  teker teker baktım yoktu. "Ses buradan geliyor ama nerede?" Arama sonlanıp, Tekrar çaldı.  Yatağın üst kısmından ses geliyor. Yastıkları tekrar kaldırıp elimi aradaki boşluğa soktum. Biraz uğraşıp çıkarttım. "Sen oraya nasıl gittiysen artık." Sofiya aramıştı. Açıp," Efendim?" 

"Nerede kaldığın? Dün gece konuşmuştuk erken geleceksin diye." Arkada bebeğin ağlama sesi geliyordu.

"Hemen geliyorum. Sen evin adresini at." 

Umut'lu Vaka ( Düzenlenip Devam ediyor.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin