17. Bölüm: Yaranın İzi

227 16 0
                                    


Kiraz

2 sene önce

"Murat. Niye beni anlamıyorsun. Senle konuşmak istemiyorum. Yüzünü dahi görmek istemiyorum."
Evet yakışıklı ama yaşı çok büyük. Aşkın yaşı olmaz diyorlar ama bunun karakteri bozuk. Yoksa olabilirdi. Yani olamazdı. Sonuçta kimseye sevmeyeceğime dair söz verdim.

"Çilekli turtam yapma böyle."

"Bir şey yapmıyorum. Lütfen beni rahatsız etme. Bunu sana defalarca söyledim ama anlamak istemiyorsun." Sözlerim onu kızdırmış gibiydi. Kara gözleri her an bana zarar verecek gibi bakıyordu. Üçe vurmuş saçları, onu tam bir psikopata benzetiyordu. Üzerime gelmeye başladı. Ben nasıl bir işin içindeyim ya rabbim. Korkmaya başladım. Arkaya doğru adım attım. üstüme gelmeye devam etti. Artık gidebileceğim bir yer yoktu duvarla kendi arasında beni sıkıştırmıştı. Bir elini duvara koyup üzerime eğildi. Uzun boyu yüzünden resmen kendimi köşeye sıkışmış bir kedi gibi hissediyorum. İçimdeki korku daha da büyüdü. Sağ eliyle yüzümü okşamaya başladı. Kafamı yana çevirdim çenemden tutup yüzümü kendisiyle buluşturdu.

"Çilekli turtam. Yapma böyle. Çok güzel hayatımız olur." Çenemdeki elini çekip yana doğru ittim. Neyden bahsediyor bu.

"Murat sadece arkadaşız biz. Yakın arkadaş bile değiliz, sen neyin kafasındasın?" Bir kahka savurdu. alaycı bakışları beni sinir etmişti.

" Çilekli turtam beni umutlandırdın ve şimdi böyle bir şey olmadığını mı söylüyorsun?"

"Bana çilekli turtam demeyi de kes! Sadece yardım ettim o gün sana ve bir kaç kez karşılaşıp konuştuk o kadar. Ne umudundan bahsediyorsun sen?" Sesimi yükselterek" Ortada bir umut yok murta. Şimdi çekil "Yanından geçip kapıya doğru ilerledim. Artık birisine yardım edersem şerefsiz olayım. Bu ne arkadaş bütün ruh hastası insanları beni buluyor. Kolumdan çekmesiyle arkaya savruldum. Öyle sert çekmişti ki kolumun morardığını eminim.

"Ya sen niye anlamıyorsun." Kolumu daha sıkı tutmuş. Sinsi bir sırıtış belirdi yüzüne korku vücuduma ele geçirmişti.

"Nereye gidiyorsun çilekli turtam." Ondan kurtulmak için kendimi çekmeye başladım ama nafileydi. Beni tutu gibi yere fırlattı. otoparkta kimsede yoktu. sürünerek geri çekildim. göz yağışlarım akmaya başladı. yanıma çömelip bir elini yüzüme koydu yüzüme iyice yakınlaşıp dudağıma yapıştı. iğrençti. Geri çekilip yüzüne tokat attım. Bu onu sinirlendirmişti.

"Bunu yapmayacaktın çilekli turtam." Belimden tutup kendisine çekti tam üstümdeydi. Üzerimden itmeye çalıştım ama olmuyordu, gücüm yetmiyordu. bağırmaya başladım" Yardım edin!" Sadece yankılanan kendi sesimi duyuyordum. Elleri vücudumda gezindi üzerimde ki açık renkli tişörtümü çıkartmaya çalıştı. direniyordum ama olmuyordu. yüzüme savurdu tokatla başım döndü. o sırada tişörtümü çıkartmıştı.

Ağlayarak" Yapma. Lütfen bırak gidim. N'olur." Yalvardım ona ama o sadece gülüyordu.

"Çilekli turtam benimsin." Göz yaşlarımı tutamayacak kadar korkmuştum. Göğslerimi iğrenç elleriyle okşamaya başladı. O bundan zevk alıyordu ama ben hemen burada ölmek istiyorum. daha fazla bu iğrenç şeyi yaşamak istemiyorum. Beni kim kurtaracak? Babam mı? en çokta ona ihtiyacım olduğu zaman yanımda yok. hiç bir zaman olmadı kiraz. Elleri pantolonuma götürdü. açmayı çalışıyordu. Yardım edecek kimse yok. Umutlarla dolu olan bu kız, Bu gece umudunu yitirdi. Kendimi benden başkası kurtaramaz. İki elimle gözlerine bastırdım.

Bağırıp" Sikerim belanı. Bittin sen." Gözlerini tutmuştu o anı fırsat bilip. Mahrem yerini tekme attım. Hissetti acıyla haykırdı. Hemen ayağı kalkıp. Otoparktan çıktım. Yaşadım korkuyla sadece anneme gidip. Ona sığınmak istiyorum. Ağlayarak eve nasıl gittiğimi bilmiyorum.

Umut'lu Vaka ( Düzenlenip Devam ediyor.)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora