37. Bölüm: Anı

168 11 11
                                    



"Her şey için çok teşekkür ederim." Babaannesine sarılıp geri çekildim. Bana gülümseyip, "Gerek yok canım. Sık sık gel olur mu kızım." Anıl'a bakıp yüzünü ekşitti, "Bundan hayır yok sen gelmeyi unutma olur mu?" Sırıtıp başımı salladım. 

"Babaanne!" Deyip alınmış gibi yaptı Anıl. Gülmemek için zor tutuyordum kendimi. Sırtına vurup, "Hadi gidelim artık." Dedim. Başını tamam anlamında sallayıp arabayı bindi. 

Arabanın kapısını açıp tam binecekken arkamı dönüp, "Babaanne, Bana adını söylemediğin." Dedim. Yüzünden hoşnut bir gülümseme belirdi. "Zübeyde." Dedi. İsmi kadar güzel bir kadın. Arabanın kapısını açıp bindim. Camı açıp El salladım. "Memnun oldum Zübeyde hanım." 

Anıl arabayı çalıştırıp yola çıktık. Dün gece yaşanan olaydan sonra kendimi pek rahat hissetmiyorum. Acaba her şeyi hatırlıyor mu? Göz ucuyla ona baktım. Yola odaklanmıştı. Beni Gamze sandığını ona söylemeli miyim? Şimdi daha da batıracağımdan korkuyorum. 

Bana bakıp, "Ne oldu? Hiçinde bir huzursuzluk var sanki?" Eyvah! Yoksa hatırladı mı? Parmaklarımla oynamaya başladım. Şu an sakin kalmam gerekiyor ama ben pek beceremiyorum. Belli etmemeye çalışarak gülümsemeye başladım," Yok bir şey." Diye bildim. 

Bir kaşını kaldırdı, Veririm cevaptan pek tatmin olmamıştı. Bende olsam bende olmazdım. Bana bakıp, "Eğer dün gece içinse özür dilerim. Seni Gamze'nin yerine koydum içinde." Dedi. Bana sabah hatırlamadığını söylemişti. 

Gözlerimi kısıp ona baktım. "Sabah hatırlamadığını söylemiştin?" Gülmemek için dişlerini birbirine bastırdı apaçık ortadaydı. Ben mi komik gözüküyorum anlamadım. Boğazını temizleyip, "Sonradan hatırlamaya başladım diyelim." Dedi. 

Şimdi ne diyeceğim ben ona. "Özür dilerim." Dedi. Daha ne kadar özür dileyecek? Ona karşı bir şey hissetmiyorum buda sorun değil demek. Peki o gerçekten beni Gamze'nin yerine mi koyuyor?

Bir kızı tanıdığım dedi dün gece. Benden bahsediyordu. Kafam çok karışmış of. Ona sorsam ah mantıklı değil mi? Boğazımı temizleyip, "Şey..." Ya yanlış anlarsa o zaman ne yapacağım? 

Kaşları havalanıp, "Dinliyorum. Çekinme Lütfen." Dedi. Aman ne olacaksa olsun, Ben düşünüp kendimi yiyemem. Bir dizimi kendime çekip ona doğru döndüm. "Beni gerçekten Gamze'nin yerine koymuyorsun demi?" 

Bir an sessizlik oluştu. Düşünüyor muydu gerçekten? Kalbim hızla atmaya başladı bu heyecanın değil tabi. Bu vereceği cevabın hayatımın ne kadar değiştireceği üzerindedir. 

Bana bakıp tebessüm etti. Tebessümün ardındaki gerçek ne olduğunu anlayamadım. Boş bir tebessüm mu? Yoksa onun arkasında bir şey var mı? "Seni seviyorum, Bu sana beslediğim bir şey olduğunu düşünme. İyi, Tatlı biri olduğun için seviyorum zaten seni tanıyan herkes seni seviyor. Bir arkadaş gibi." Dedi.

Gözlerim fal taşı gibi açıldı. "Oh be!" Koltuğa tamamen yığıldım. Tekrar kendimi çekip bağdaş kurdum. Gülmeye başlayıp ona baktım, "Var ya ödüm koptu dün gece. Böyle olmadığı için gerçekten çok teşekkür ederim." Oda sırıtmaya başladı. 

Yola bakıp, "Ben denesem bile sevemiyorum. Aklımda Gamze varken kollarımda başka bir kadın olsa, İkisini de aldatmış olurum. Kollarımdaki Kadını Aklımdakiyle, Aklımda olanın kollarımdakiyle." Deyip gülümsedi. Bu sefer gülümsenin ardında acı vardı ve apaçık ortadaydı. Ölen birisini özlemek ne zor bir şey.

Dört saat sonra...

Benzin istasyonuna girip arabayı durdurdu. Bana bakıp, "İstersen sen git bir şeyler al." Dedi. Bir markete bir Anıl'a baktım. Burnumu kırıştırıp, "Fena fikir değil. Hem ayaklarımın bağı çözülsün." Çantamın içinden cüzdanımı alıp Arabadan indim.  Kapıyı kapatmadan önce başımı eğip, "Sen bir şey istiyor musun?" Dedim.

Umut'lu Vaka ( Düzenlenip Devam ediyor.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin