12. Yabancı

21.3K 1.3K 1.2K
                                    

○●


Bölüm On İki

''Yabancı.''

Beğeniler az geliyor, beğenerek destek olabilirseniz sevinirim

Beğeniler az geliyor, beğenerek destek olabilirseniz sevinirim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çizim: ArMoro


''Bir gün dönüp bakınca düşler
İçmiş olursa yudum yudum yudum yıllarını

Ağla, ağla, Firuze, ağla
Anlat, bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu.''

Soğuk, çok soğuk bir gece. Ceketime sarılmışım iyice.

''11273 demek,'' diyorum arkası dönük adama doğru. Uygar olduğunu anca bana doğru döndüğü vakit anlayabiliyorum. Bir tiyatro binasının arkasında olmalıyız, binadan tatlı bir melodi yükseliyor. Bir kadın, ince dilber sesiyle söylüyor:

''Kıskanır rengini baharda yeşiller
Sevda büyüsü gibisin sen, Firuze,'' 

Uygar ise beni gecenin köründe burada gördüğüne, karşısına çıkmış olmama şaşırmış gibi duruyor. Tekrarlıyorum, ''11273,'' diye ve birkaç adım daha atıyorum ona doğru. Uygar elinde sigarasıyla kalakalmış öylece. ''Sürekli provalarımı izlediğiniz 11. sıradan 273 numaralı koltuk yani. Özel bir sebebi var mı?''

Toparlanması birkaç saniyeden fazla sürüyor, aklı karışmış, hazırlıksız yakalanmış ve en çok da gözlerini üzerimden ayırıp odaklanmakta zorlanmış gibi görünüyor. ''Dikkat ettiğinizi bilmiyordum,'' diyor. 

Tam karşısına geçiyorum, sahildeyiz ve dalgalar hırçın, esinti buz gibi, altın sarısı saçlarım dalgalanıyor omzumdan gerilere doğru. ''Sahnede bulunduğum konumdan gözüme fazla çarpıyor. Gizlenmek istiyorsanız herkes sahneye yaklaşmak isterken en arkalara gidemezsiniz.''

Yutkunuşunu izliyorum, ''yakalandım demek,'' diyor ve sigarayı diğer eline alıp boştaki elini bana doğru uzatıyor. ''Adım Uygar,'' derken gergin görünüyor. 

Bir uğultu gibi gelip geçiyor binadan şarkı sesi. Prova yapıyor olmalı kadın.

''Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu
Üzüm buğusu gibisin sen, Firuze,'' diyor usul usul. Öyle narin, öyle güzel ki sesi hırçın deniz bile onun hatırına durgunlaşıyor sanki. 

Gözlerinin içine bakıyorum, ''ama adına nazaran hiç de uygar biri gibi durmuyorsun,'' diyorum ona takılarak.

Kaşları çatılıyor, gözlerinden beni okumak isteyen sorgulayıcı bir anlam geçiyor. ''Beni tanıyor musun?''

Lilith'in GözyaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin