10• Unknown Reasons and Kiss

145 24 128
                                    

Lenora birkaç saniyelik bakışmamızı gözlerini kaçırıp masaya bakmaya başlayarak bozduğunda dudaklarımdan silip atamadığım bir tebessüm ile onun gibi önüme döndüm. Bir süre sessizce oturmuş olsak da bu sessizlik Lenora'nın koltuğun yanına yaslamış olduğum gitarı eline alıp gülümseyerek incelemesi ile bozuldu.

"Önceden piyano çalardım." dedi gitarı nazik hareketlerle eskisi gibi koltuğa yaslarken. "Lisede başlamıştım. Haftada iki gün okul çıkışlarında kursa giderdim. İlerletmeyi başardığımda annem ve babam doğum günüm için hediye olarak almışlardı. Üniversitenin son senesine kadar piyano çalmadan geçirdiğim gün yok denecek kadar azdı. Ama sonrasında uzmanlık sınavları başladı ve vakit bulamaz hâle geldim. Sonra klinikte çalışmaya başladım ve üzerine akademik hayat da gelince-" dedi ve elleriyle patlama efekti oluşturdu. Güldüğümde o da minik bir kıkırtı ile bana eşlik etti. "Özledim ama. Yeniden çalmaya başlayacağımı bilsem de bir türlü adım atmadım." dediğinde sıkıntıyla iç çektim.

"Stüdyoda piyanomuz vardı aslında. Ama Kid bozunca yenisini sipariş vermek zorunda kaldık. Henüz gelmedi. Seni dinlemek çok güzel olurdu." dediğimde sıcak bir gülümseme ile bana baktı. Sonrasında bakışları merakla dolduğunda sordu. "Kid kim?"

"Kid ve Tyler. Yeni albüm için onlarla beraber çalışıyorum ve çalıştığım diğer kişilere göre sürekli görüştüğüm iki isim. Prodüksiyon ve yazım dâhil her adımda beraberiz diyebilirim." diye açıkladığımda başını salladı. "Müzik yapmak eğlenceli bir işmiş gibi geliyor kulağa. Tabii ki, zor yanları vardır. Tıpkı her işin olduğu gibi. Ama severek yapılan şeyler hayatı güzelleştiriyor. Yıllar önce tıp fakültesine gitmek istediğimi söylediğimde herkes bunun bir çeşit eziyet olduğunu söyledi. Zor bir meslek olduğu doğru ama severek yapınca zorluk değil alınan keyif öne çıkıyor bence. Ki sen de müziği çok seviyorsun." dediğinde gülümseyerek dinlemiştim onu. "Çok doğru. Yazmak, ritim belirlemek, arka vokalleri kaydetmek ve daha onlarca adımdan geçmemiz gerekiyor. Ama tüm bunları severek yapınca hepsi eğlenceli bir aktivite hâline geliyor. Şu stüdyoda neler yaptığımızı görmen lazım." dedim gülerken. Meraklı bakışlarla hevesle bana bakmıştı. "Anlatsana." dedi keyifle. Bu hâline kıkırdadığımda aklıma bir anı gelmişti bile.

"Bir seferinde tencereye vurarak çıkardığımız bir sesi şarkının ritmini oluştururken kullanmıştık. Birkaç şarkıyı da sarhoşken hazırlamıştık." dediğimde keyifli bir kahkaha atmıştı. "Seni sarhoş hayal edemiyorum." dedi gülümsemeye devam ederken. "Günlük hayatta çok sakin bir kişiliksin çünkü. Sarhoş bir Harry düşünemiyorum sanırım." dediğinde omuz silktim. "Aslında, çok fazla içen biri değilimdir. Bazen arkadaşlarımla bazen de ödül törenlerinde tatlarını beğendiğimde içiyorum ama fazlaya kaçmıyorum genellikle. Çabuk sarhoş olan biri de değilimdir. Ama birkaç sefer ciddi anlamda bu dünyayla bağımı kopardığım anlar olmuş. Arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla." dediğimde sırıttı. "Sen?" dedim sorarcasına. Ellerini havaya kaldırıp teslim olur gibi yaptı. "Her an sarhoş olabilirim. Garip bir şekilde." dediğinde keyifli bir kahkaha atmıştım. "Şaka yapıyor olmalısın." dediğimde reddedercesine başını iki yana salladı.

"Maalesef şaka değil. Ben de senin gibi sadece bazen arkadaşlarımla içiyorum ama benden gerçek anlamda nefret etmelerine sebep oluyorum genelde. Alkol oranı düşükse eğer bir şey olmuyor tabii ama sarhoş eden bir şey ise ilk sarhoş olan ben oluyorum." dediğinde kıkırdadım. Sahte bir üzgünlükle "Bu yüzden kimse benimle gelmiyor artık." dediğinde hiç düşünmeden "Ben gelirim." cümlesi çıkmıştı dudaklarımın arasından. Hiç düşünmeden kurduğum bu cümle ile gerçek anlamda hissettiğim utanç beni önüme dönmeye zorlamıştı. Bir süre bir cevap gelmediğinde içimdeki rahatsızlık hissi katlanarak artmış olsa da en sonunda o da bakışlarını benim gibi masaya dikerek konuştu.

Daylight || H.S.Where stories live. Discover now