31• Shattered Bridge

84 24 93
                                    

"Denizkızı neden sesini kaybetmeyi kabul ediyor ki?"

Daisy sorgulayan bakışlarını üzerimde gezdirirken gülümsedim. "Çünkü prense aşık oluyor ve prensin yanında kalabilmek için sesini kaybetmeyi kabul etmesi gerekiyordu." dedim hafif bir tebessümle. Daisy düşünür gibi gözlerini kısarken bu sevimli tavrı gülmeme neden olmuştu. "Neden kafan bu kadar karıştı ki?" dedim kıkırdayarak. "Çünkü-" dedi Daisy anlam veremediğini gösteren bir ses tonuyla. "Prens onunla evlenmedi. Ama onun da denizkızına aşık olması gerekmez miydi?"

"Gerekir miydi?" diye sordum gülümseyerek. "Evet." dedi Daisy, kendinden emin bir tavırla. "Sen Lenora'yı seviyorsun." dedi işaret parmağı ile beni gösterirken. "Lenora da seni seviyor." derken de işaret parmağı her şeyden habersiz bir şekilde mutfakta kek yapan Lenora'yı temsilen salon kapısını gösterdi. "Babam annemi seviyordu ve annem de babamı seviyordu. O yüzden prens de denizkızını sevmeliydi." dedi, bariz bir gerçeği söylediğinden emin bir sesle. Masum zihnine karşı kıkırdamadan edemedim. Karşımdaki küçük ruh, aşkı belli bir çizgiye oturttuğundan ve işlerin böyle yürüdüğünden o kadar emindi ki bunu değiştirmek istemedim.

"Haklısın." dedim gülümseyerek. "Prens aptalın tekiydi."

Cevabım karşısında sevimli bir kıkırtı doldurdu salonu. Bir süre dalgınca televizyondaki içecek reklamına bakan Daisy tekrardan ilgisini bana çevirirken onu izledim. "Sen burada mı kalacaksın?" diye sordu, işaret parmağını yeniden bana yöneltirken. "Yoksa bunu istemiyor musun?" diye sordum gülerek. "Hayır." dedi Daisy, panikle. "İstiyorum. Yani, seni seviyorum." dedi sevimli bir gülüş eşliğinde. "Demek öyle." dedim tutması için elimi uzatıp yerimden kalkarken. Beni onaylar gibi başını sallarken yerinden kalktı ve elimi tuttu. "Ben de seni seviyorum, Daisy. Hadi, mutfağa gidelim ve Lenora neler yapmış görelim." dedim neşeli bir tonla. Daisy hevesli bir gülüşle beni sürükler gibi koşmaya başladığında gülerek ona eşlik ettim.

"Seni ziyarete geldik." dedi Daisy, bağırarak Lenora'ya koşarken. Lenora bu hâline kıkırdayıp onu kucağına alırken gülümsemeye devam ettim. "Kekimiz fırında. Ben de tam içeri geliyordum." dedi önce Daisy'ye bakıp ardından bakışlarını bana çevirirken. Cevaplamak için dudaklarımı araladığım anda çalmaya başlayan telefonum ile bakışlarım cebime yöneldi. Ekranda beliren Jeff'in ismi ile Lenora'ya döndüm. "Jeff arıyor. Konuşup geliyorum." diyerek mutfak kapısına yönelsem de Lenora "Sen burada kalabilirsin. Biz Daisy ile içeri geçelim. Kek zaten fırında." dedi gülümseyerek. Gülümseyip onu onayladığımda Daisy ile birlikte salona ilerlemiş ve beni mutfakta yalnız bırakmışlardı.

"Merhaba, yakışıklı."

Jeff'in uzaklardan gelen sesi ile kaşlarım hafifçe çatılsa da gülmeden edemedim. "Sesin yüz kilometre öteden geliyor ama sana da merhaba." dediğimde birkaç hışırtı sesi kulağıma dolmuş ve en sonunda Jeff'in sesi normal bir tona bürünmüştü. "Hâlini hatrını sorup seninle dedikodu yapmayı çok isterdim ama birkaç dakika içinde bir toplantım var. Haberleri gördün mü?"

Mutfak tezgahına yaslanırken sorusu ile gergin bir nefes aldım. "Hayır. Ne haberi?" diye sordum, Jeff birkaç saniyeliğine sessiz kalırken. "Haberin fotoğrafını attım. Önce bir bak." dedi Jeff, telefonu kulağımdan çekip ekrana bakmaya başlarken. Mesaj olarak attığı fotoğrafa tıklayıp incelemeye başlamam ile vücudumu saran bir sinir dalgasının mutfağı doldurmaya başlamasını hissetmem çok hızlı gerçekleşmişti. "Bu da ne sikim? Bu hangi haber sayfası?" dedim telefonu tekrardan kulağıma götürürken. "Öncelikle, sakin olabilirsin çünkü haberi kaldırttım. Boktan bir haber sayfası. Gündemde yer alabilmek için yaptıkları çok belli. Haberi kaldırmaya karşı gelmediler ve eğer rahatsız ettilerse özür dilediklerini sana iletmemi istediler." dedi Jeff, sakin bir tonlamayla. "Ah, çok kibarlar." dedim alay eder gibi. "Harry Styles ve yeni hedefi el ele. Styles'ın yeni avı oldukça iştah açıcı görünüyor." dedim haber sunan bir spiker gibi tonlayarak. "Gayet normal bir haber başlığı, Jeff. Hiç de rahatsız olmadım. Sadece bu başlığı atan kişinin klavyede dolaşan tüm parmaklarını alıp-"

Daylight || H.S.Where stories live. Discover now