29. İftira

238 57 30
                                    

Oylamayı unutmayalım gençler ‼️
Keyifli okumalar ❤️


🍂🍂

Emine hatun üzerine attığı kalın kürkle birlikte Fırat'ın elini tutmuş kahvehanenin önünden geçerken ters bakışlara maruz kaldı. Yine kötü birşey olmuş diyerekten kaşlarını bitiştirdi. Kalbi korkuyla atmaya başladı.

Emin ise tepsiye koyduğu iki bardak çayla içeriden çıkarken kumralını gördü ve ağzı kulaklarına vardı. Çayları hızla götürüp Reşit amcasının önüne bıraktı ve elindeki tepsiyle beraber koşarak Emine teyzesine yetişti.

"Fırat!" diye bağırdığında Fırat giydiği kalın gocuktan ellerini çıkardı ve başını arkasına çevirdi. Emin abisini görünce aynı tepkiyi verdi. Annesinin elini kendine çekerek durdurdu.

"Ana dur" deyip bir solukta arkasını döndü. Günlerdir görmediği arkadaşının nefes nefese kalmış haline otuz iki dişini gösterecek kadar gülümsedi. Annesi boynuna doladığı atkıyı biraz daha yukarı kaldırarak oğlunu Emin'e emanet etti.

"Emin, oğlum biraz oynayın. Sonra Fırat eve gelsin. Hava soğuktur"

Tamam Emine teyzem. Merak etme sen" deyip kumralını kolunun altına koyup kahvehaneye doğru yol aldı. Emine hatun ise kol kola girmiş iki küçük çocuğa bakarak gülümsedi ve çamura batmamak için pür dikkat önüne baka baka evine yürüdü.

Emin Fırat'ı kolunun altına koymuş "Sana sıcak bir kahve verim mi?" diye sordu.

Fırat omuz kaldırarak "Olur! Hava soğuk zaten" diye karşılık verip başını kendisinden uzun arkadaşına kaldırdı.

Fırat'ın masum bakışlarına maruz kalınca başını iki yana sallayarak önüne döndü Emin. Çok seviyordu kolunun altındaki kumralı. Onu kimselere ezdirmeyeceğine dair sözler vermişti kendine.

Çünkü kahvehanede oturanlar büyük kumral hakkında saçma sapan ithamlarda bulunuyorlardı. Emin hepsine kulak tıkamıştı. Neymiş Charles ile livata yapıyormuş! Neymiş çalışanlar defalarca kez onları yatakta livata yaparken yakalamışlar! Neymiş Samet kendilerini o şekil görenleri karargahtan kovuyormuş.

Neymiş Samet annesini ve kardeşini bazen karargaha getirtip onlardan bilgi alıyormuş köyün durumu hakkında. Ve daha nice iftiralar. Hepsi birbirinden leş düşüncelerdi. Kahvehaneye girmek için merdivenlerden ilk basamakları çıktığı esnada Reşit bey söze girdi.

"Emin bu haini ne diye getirdin buraya!" diye kızar bir ton kullandı. Fırat henüz hainin ne demek olduğunu bilmediği için gülümsedi. Diğer iki basamağı da aşarak ellerini cebine koydu.

"Reşit amca nasılsın?" diye sorduğu an "Kes la hain!!" diye yüksek sesle karşılık aldı ve korkudan arkadaşının arkasına saklandı. Dudakları ise öne doğru süzüldü.

Ne yapmıştı ki? Halini sormuştu sadece! Ama bilmiyordu ki dün gece köye yayılan haberle köylünün kendilerine karşı tavırlarının değiştiğini... Emin sinirden öfke küpüne dönünce elindeki tepsiyi yere fırlatarak kahvehanede gürültülü bir sesin yankılanmasına neden oldu.

"Reşit amca!! Çocuk ne yaptı da ona öyle bağırdın?"

Reşit bey yüzünü kahvehanenin girişinden çıkan ve oğluna doğru yürüyen adama çevirdi. "Ahmet bu oğluna sahip çık. Çok terbiyesizleşti iyice"

"Sensin terbiyesiz! Çocuğun birşeyden haberi yok. Gelmişsin ona kızıy..."

Lafını tamamlayamadan babasından yediği tokatla susmak zorunda kaldı. Burnundan soluyarak elini önce yanağına götürdü. Babasına ters ters bakarak Fırat'ı kolunun altına koyduğu gibi içeriye doğru yürüttü. Babasının tepkisi Fırat ile arkadaşlık yapmasından dolayı değildi. Büyüklerine karşı saygıyı elden bıraksın istemiyordu. Yoksa elbette Fırat'ı oğlundan ayrı gayrı görmüyordu.

Fırat'ın rahmetli babasıyla kan kardeştiler. Onların hamurunda hainlik olmadığını bilirdi. Ama köylü bir kere inanmıştı işte. Eğer karşı çıkarsa kendisini de namusuzun birine yardım ve yataklık etti diye dışlamasından çekiniyordu.

Çok geçmeden içeriden bir genç Fırat'ı yakasından tutup dışarı çıkardı ve ileriye fırlattı. Fırat yere düşecek gibi olup sendeleyince son anda sandalyelerden birine tutundu. Emin'in öfkeli yakarışlarına aldırmayan genç, küçük kumralı oradan kovdu.

Fırat'ta kahvehaneden uzaklaşarak eve doğru nefes nefese koştu. Hem ağlıyor hemde çamura girmemek için dikkat ediyordu.

Ama aksilik ya! Ayakları çamurda kayınca pis suyun içine düşüverdi ve soğuk iliklerine kadar işlendi. Küçücük yaşına rağmen içini bir ürperti sardı. Abisine atılan iftiralara inanamıyor, abisine zarar verecekler diye ödü kopmuştu.

Tam da o esnada Bekir amcasını gördü. Kızarmış gözleriyle o tarafa baktı ve gelsin kendisine yardım etsin diye! Ama Bekir amcasını da tıpkı diğerleri gibi iftiralara inanmış sandı. Lakin Bekir bey tövbe estağfurullahını çekerek yanlışından döndü ve koşa koşa küçük çocuğa yetişti.

Fırat'ı çamurlu pis suyun içinden kaldırarak kucağına aldı. Yanağından öperek evine götürdü. Annesinin oğlunu bu halde görsün istemedi. Fırat ise ellerini Bekir amcasının boynuna götürmüş ağlamaya devam ediyordu. Hemen arkalarında adım sesleri gelince Bekir bey yüzünü omzunun üzerinden geriye çevirdi. Emin gelmişti.

"Fırat iyi mi Bekir amca?" telaşla sorduğu soruya "Korığma oğlım. Ayağı kaydı. Çamıra düştı sadece" diye yanıt aldığında bir an yerinde mıhlandı ve başını arka tarafa çevirdi Emin.

Hepsine ödetecekti bunları. Yüzünün asılmasına dâhi kıyamadığı küçük kumralını ağlatanlar, gün gelir elbet gazabına maruz kalacaktı...

"Fırat korkma abicim. Ben yanındayım" diyerek beraber Bekir beyin evinin önüne yetiştiler. Bekir bey Emin'e, tokmağı kapıya vurmasını söyleyerek bir adım geriye kaydı. Çok geçmeden kapı açıldığında Ayşe Sultan elini ağzına götürüp korkuyla Fırat'ın üzerine baktı. Ipsıslaktı.

İftiranın bu dengi erken yayılmasını beklemiyordu. Zaten hiç mi hiç inanmamıştı. Yıllardan beridir evine girip çıkan gençten nasıl şüphe ederdi ki! En önemlisi Samet'i büyük oğlu yetiştirmişti. Oğlu verdiği eğitimde asla defoya yer vermezdi. O derece Samet'i tertemiz eğitmişti.

Ayşe Sultan Fırat'ı daha fazla korkutmamak için tek kelime etmeden içeri koştu ve sobanın üzerinde duran güğümün sıcak suyunu banyoya götürdü.

Aksi gibi iki gün sonra Fransız askerlere karşı mücadelenin fitili ateşlenecekti. İşte bu dedikodu hiç mi hiç iyi olmamıştı. Osman Samet'i savunursa köylünün tavrı değişebilirdi. İşte bunu hiç kimse istemezdi.


🍂🍂

Yazarken ağlamam normal mi

Kurtuluş Son    |BxB|Where stories live. Discover now