34. Pişmanlık

211 53 21
                                    

Merhabalar.

Öncelikle bayramınız kutlu olsun diyeyim...

Bu bölüm geçiş bölümü olsun...

Ve keyifli okumalar ❤️

🍂

Sabahı zor eylemişti Osman

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Sabahı zor eylemişti Osman. Çünkü sevgilisi sabaha kadar acıdan ve soğuktan inlemişti.

Diğer yandan ise eli kolu bağlı akşamın alacakaranlığında sık sık pencereden dışarıyı kontrol etmişti. Etrafta evler vardı. Onlar burada olduklarını bilmesin diye sobayı da yakmamışlardı. Sobadan yanan duman onları ele verebilirdi. Yani bir ihtimal önlem almak istiyordu her ne kadar saçma bulsada.

Evde bulunan şilteyle Samet'in üzerini iyice örtmüştü

Şimdi ise güneş henüz varlığını gösterirken dışarıya çıkmış ve bodrum olarak kullandıkları odada bir kütük kucağına koyarak dışarı çıkardı ve baltayla kırarak odun haline getirdi.

Yeteri kadar odun kırınca belini doğrulayarak elini sırtına götürdü. Sırtı sızı yaptığından "Anam, anam, anam" diye sessizce inleyince, arka taraftan ince bir ses işitti ve baltasını eline aldığı gibi omuzları gerginlikle titreyerek sesin geldiği yöne döndü.

Komşularının genç kızlarından olan Ayze elini yazmasına götürmüş kendisine doğru gülümseyerek geliyordu.

Parmaklarıyla kavradığı baltayla "Ayze bacı buyur bir isteğin mi vardı?" Ayze kendisine yöneltilen soruyla ne alaka der gibi bir bakış atarak burun kıvırdı.

"Yok canım ne isteğim olacak. Seni gördüm. Nasılsın diye sormaya geldim!" diyerek üzerindeki montonunu kendine iyice sardı. Gözleri ise etrafta Osman'ın annesini arar gibiydi. Osman bunu fark edince yumruk yaptığı elini ağzına götürüp boğazını temizledi.

"Ayze bacı, ben tek geldim. Anamlar köyde. Yani merak ediyorsan söyleyeyim dedim" yanında daha fazla dursun istemiyordu. İki bekar olarak yanlış anlaşılmalara müsade etmeyecekti.

Ayze gözlerini Osman'a tekrar değdirerek "Sizin köyde vahşet olmuş diyorlar. Hemde o Emine'nin oğlu yüzündenmiş. Namusuzluk yaptı diyorlar. Bakma fettan bir çocuktu zaten. Ayy! Allah bilir sana da halleniyordu. Zaten hep seninleydi. Allah'tan seni biliyoruz da dedikodulara kulak asmadık"

Her kelime Osman'ın yüreğine hançer olarak geri dönüyordu. Elinde tuttuğu baltayı öyle bir sıkıyordu ki parmak buğumları bembeyaz oluvermişti. Sevdiği adam iftiralar yüzünden içeride acılar içinde kıvranırken, yapmadığı birşey için suçlanırken, elinden hiçbir şey gelmemesine kızıyordu.

Kılıç kadar keskin bakışlarını karşısında duran genç kızın laubali gözlerine değdirerek "Ayze bacı! Bunlar hep iftiradır. Sen merhametli bir insansın. Seni öyle bilir öyle kabul ettim hep. Allah var seni Şükran'ımdan ayrı gayrı görmedim. Ama suçsuz günahsız bir gencin kanına, canına nasıl girebiliyorsunuz böyle. Hiç mi vicdan korkusu yok sizde. Bu kadar mı hainlere inanır oldunuz!" diyerek öfkeden Ayze'nin üzerine yürüdü.

Kurtuluş Son    |BxB|Where stories live. Discover now