19 Bölüm Baba Hasan

4K 168 41
                                    

Babam ile kavganın sonu. Her zaman muhtaç olan ezilirdi. Bende ezildim elbette. Çok sorun değildi benim için. Sıkıntı değil. Sabah uyandığımda durum biraz daha farklı tabi. sol gözümün hemen altındaki kemik mosmor. Ama geçecek biliyorum. Yazın ucuzcudan aldığım güneş gözlüğünü aldım. Evden kahvaltı etmeden çıktım. Eczaneye de uğramak istemiyordum kahvaltı için. Telefonum çaldı. Arayan Meltem'di. Hiç konuşacak havamda değildim. Kim bilir ne saçma sebepten dolayı arıyordur diye düşündüm.

Meltem: " Musti Sinem de burada hadi gel de kahvaltı edelim" bu her şeyi değiştiriyordu işte. Ama ne yapabilirdin ki hayat devam ediyordu. Emrah'ın dediği gibi '' İlerlemek lazım '' bende ilerliyordum işte. Nereye gittiğimi bilmeden.

Kim ne derse desin. Ne söyler ise söylesin. İnsanın içi hemen soğumuyor. Yavaş adımlarla ve dün akşamki olayı düşünerek yolda yürürken yanımdan acı korna çalarak bir taksi geçti. Dalgınlıkla yolun ortasında yürür buldum kendimi. Hemen yolun kenarına geçtim. Az ileride araba durdu adam camdan dışarı başını çıkarmış:

" Yolun ortasından yürüyorsun Ölmek mi istiyorsun genç yaşta. "

" Dalgınlık abi idare et"

" Ne idare edeceğim sana vursam bir dünya uğraşacağım"

" Dalgınlık dedim abi"

" Dalgın olma lan" adam arabadan çıkacak oldu ben de o tarafa doğru yürümeye başlayınca geri bindi arabaya. Tırsacağımı sandı. Ama kaybedecek hiç bir şeyi olmayan biriydim bu hayatta ben.

" Dalgınlık dedim, abi dedim, git işine seninle uğraşmak istemiyorum"

" Bir de konuşuyor"

" Ya tamam konuşuyorum in arabadan gel" diyerek adamın üzerine yürümeye devam ederken bastı gaza gitti. Dalgınım vursaydı, ne fark eder ki vursaydı o zaman. Benden bir can ondan ise bir araba giderdi en fazla. Telefona bir mesaj geldi Meltem'den:

" Bacaksız acele etsene" benim boyum uzun olduğu için bazen takılırdı böyle bizim Meltem.

" Tamam tamam patlama geliyorum"

" Seninki kahvaltı mahvaltı derken bitirdi ne varsa gelirken kendine bir şeyler al"

" Tamam Meltem aç değilim zaten"

" Şaka şaka gel sadece" arkadan gülüşme sesleri geliyordu.

Eczaneye gittiğimde bizimkiler kırk yıllık akraba gibi sarmaş dolaş neredeyse.

" O hanımlar , ben gideyim de siz koklaşın biraz. Bu ne lan ayrılın ayıp ayıp" dedim. Meltem birden fırladı.

"Hoş geldin kıskanç erkek" dedi ve sarıldı bana " neredesin lan" sen diye de ekledi. Ben ufaktan öksürdüm anladı Meltem. Sinem yanlış anlayabilirdi.

" Ya kankimsin sarılır öperim ben seni Sinem anlar, değil mi Sinem"

" Yaa yaa ne demezsin tamam iyi arkadaşsınız da ben sarılmıyorum kızım öyle" gülüşmeye başladılar. Ben ortada kaldık yiyeceğiz yine tripleri derken bunlar kendi havasında. Sinem'e yaklaşıp yanağından öptüm oturdum yanlarına. Çayımı söylemişler zaten. İkisi de biliyor çayı nasıl sevdiğimi. Çayı duble bardakta severim. Hemen iki şeker atıp karıştırdım ve bir yudum aldım.

"Oh mis. " çayın ilk yudumunun keyfini çıkarırken bu ikisi bana bakıp başladılar kahkaha atmaya

" Ne oldu yahu ne gülüyorsunuz" Meltem gülmekten konuşamaz bir halde:

" Ay Sinem bu koca kafa çayı senden çok seviyor bak söyliyeyim" dedi.

" O kadar da değil dedim" hızlıca atıştırdım bir şeyler. Sinem kalkıp yaklaştı bana ve gözlüğümü çıkardı.

MUSTAFA HAKKINDA HER ŞEY- DEVAMI "KUTUDAKİ SON KIBRIT ÇÖPÜ" KİTABINDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin