23. Bölüm SİNEMA Sinem ile Baş başa

4.1K 166 72
                                    

       Sinemaya gitmek için çıktık eczaneden. Sinem a onun bile içinde senin ismin var sevdiğim.       

       Yan yana yürüyoruz Sinem ve ben yani biz. İlk kez bu kadar yakın ve bu kadar sıcak hissediyorum Sinem'i kendime. Sinem koluma girdi , şaşırdım bir taraftan da hiç bitmesin bu yolculuk diliyorum içimden. O kadar mutluyum ki. Her şeyi unuttum o an. Ne babamın hareketleri ne Sude hanımın bana hakaretleri. Hiç birisi yok aklımda. Sanki kimse yok etrafta, bir ben bir de sevdiğim kız. Ayaklarım yere basmıyor sanki hafiflemişim iyice. Midemde bir ısınma bir karıncalanma var. O kadar mutluyum ki. Ellerimin içi terliyor, kalbimin hızlandığını hissediyorum. Sinem'e o kadar şey söylemek istiyorum ki. Tam söyleyecekken hepsi gidiyor aklımdan, bakışlarımı Sinem'e çevirdiğimde sadece onun o ela gözlerinde kayboluyorum. Ben yine Sinem'in gözlerine bakarken Sinem :

" Canım bir şey mi var yüzümde öyle dikkatli dikkatli bakıyorsun" dedi.

       Bana canım dedi, ilk kez belki de ismimle hitap etmedi, of ne güzel de söyledi öyle. İçimi yaktı o söz eritti . Aşığım demek istiyorum o anda ama diyemedim. Kelimeler yine dudaklarımın ucuna kadar geldi , nasıl tepki verir ne der. Onu o kadar çok seviyorum ki anlatmak istiyorum söylemek istiyorum. Söyleyemiyorum.

" Mustafa sana diyorum. Bir şey mi var yüzümde, hem ben acıktım sinemadan önce bir şeyler mi yesek?"

         Mustafa demişti yine bana. O kurduğum tüm hayaller, o düşündüklerim bir anda tepe taklak oldu. O kadar kısa zamanda öyle hayaller kurmuştum ki. Okullarımız bitiyor, nişanlanıyoruz. Aynı üniversiteye gidiyoruz. Tabi önce ben kazanıyorum sonra o .

" Mustafa"

Adımı söylemesiyle kendime geldim tekrar. " He ne ne oldu. "

" Sinemadan önce bir şeyler mi yesek dedim, öyle alık alık bakmasana hem bana"

        Al işte bozuldu tüm büyü. Yiyelim dedim. Elimi cebime attım fark ettirmeden elim cebimde metal paraları kontrol ettim bir, iki. Bununla çay bile içemeyiz. Halbuki ne hayal kurmuştum beraber sinemaya gideceğiz. Kızı da sürükledik peşimizden. O an içim bir garip oldu. Ezildim parasızlığın yükü altında. Sinem 'e ne diyebilirim ki. Ah be kader. Sanki ne vardı azıcık zengin biri olarak dünyaya gelsem. Bana neden her şey ters. Ben neden bu kadar zor durumda kalıyorum. Sinem kolumdan tutarak:

" Telefonun çalıyor bakmayacak mısın?"

" Pardon canım duymamışım" açtım telefonu Gülderen abla arıyor. O kadar çaresizim ki, Gülderen abla da geri gel diyecek diye düşünüyorum. En azından bir bahanem olur. Kurtulurum bu zor durumdan. Kalbim sızlıyor resmen.

" Efendim abla."

" Evladım zarfın içinde maaşın var, haberin olsun. İyi eğlenceler" dedi ve kapattı. İlk defa güldü yüzüme talih oh be. O an o kadar mutluyum ki. Ne desem anlatamam, utanmasam olduğum yerde zıplaya zıplaya oynayacağım. İşte bu be işte buu diye haykıracağım. Zarfa dokundum. içinde hayli para olmalı bayağı bir kalın. Ama Sinem'in yanında açamam.

" Sinem güzel bir yere gidelim canım. "

" Olur iki sokak ileride güzel bir yer var, hamburger falan da yapıyorlar, ne dersin "

" Olur tabi ki."

        İçim içime sığmıyor. Birden değişen bu duruma hem şaşırıyorum hem de ilk defa talihimin döndüğüne ve öyle bir zamanda bunun olduğuna deli gibi seviniyorum. 5 yaşında çocuk olasım ve bu sevincimi herkese gösteresim var ama yapamıyorum. Kafeye gidip hamburgerleri söyledik, beklerken bir kaç kez göz göze geldik Sinem ile. Kaçamak bakışlar ikimizde de. O da utanıyor benim gibi.

MUSTAFA HAKKINDA HER ŞEY- DEVAMI "KUTUDAKİ SON KIBRIT ÇÖPÜ" KİTABINDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin