32.Yolculuk İçin Hazırlık

3.7K 109 56
                                    

Muammer abinin jesti çok işime yarayacak. Düzgün para geçmiyordu zaten elime. Bu yaz tersane işi iyi oldu hem  sorunlarımdan uzaklaşmış oldum biraz. Akşama doğru Emrah ile görüştüm onun da kafası atık biraz belli. Bir şeyim yok dese de belli. Anlıyorsun bir süre sonra arkadaşın ne kadar skalamak istese bile.

Kahvede birer çay içtik naber nasılsın faslını çaylageçirdikten sonra ben

" Kanka bira eşliğinde güneşi batıralım mı"

" Mustafa sen hepten mi yumuşadın bana mı öyle geliyor"

" Ne alakası var bira alıp sahile inelim diyorum"

" Öyle desene be oğlum. Tamam bekle beş dakika sonra çıkarız"

Emrah kahvehanenin arka tarafına geçti bir kaç dakika sonra geldi çıktık biz de. Büfeye uğradık biraz bira aldık Emrah poşetteki biralara baktı

" Mustafa bu biralar bize yetmez moruk saat daha erken" diyerek biraz daha bira aldı. Sigaralarımız ve cips te unutulmadı tabi. Siyah poşetler elimizde indik iyice deniz kenarına. Denizde dalgalar kıyıdaki taşlara vurdukça tuzlu ve serin deniz suyunu hissediyorsun yüzünde. Hafif rüzgar var, deniz biraz daha dalgalı bu akşam. Biranın birini açtım Emrah'a verdim birini de kendime açtım. Hiç konuşmadan ilk biraları yuvarladık.  İkincilerin ortalarında başladım konuşmaya.

" Kanka hanıkonuşmuştuk ya "

" Ne konuşmuştuk o kadar çok şey konuştuk ki biz"

" Emrah hani yazın Sinem'i aramaya gideriz demiştin"

" Demiştim evet. Gidiyor muyuz peki?"

" Ben tersaneden çıktım iyi de para aldım otobüse atlar gideriz"

" Para o kadar sorun değil bir şekilde hallolur moruk ta sen evde nasıl izin alacaksın "

" Tersaneden çıktığımı söylemem. Bulurum bir şeyler artık."

Sohbet ediyorduk iki can arkadaş olarak. Birbirinin her şeyini bilen iki can dost.  Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Biz orada sohbet edip,  biraları yuvarlarken hava iyice kararmış. Bir güzel de ay var. İnceden denizde yakamoz. Emrah'a dönüp:

" Kanka ne güzel yakamoz var dimi denizde"

" Kanka yakamoz makamoz bana mı halleniyorsun sen ne iş" dedi birden kahkahalarla gülmeye başladık. Kafalar da iyi.  Biliyorum benim moralimi düzeltmeye çalışıyor. Son biraları yavaş yavaş içtik. Ben cebimden naneli şeker çıkardım. Her zaman üzerimde naneli şeker oluyordu.  Eve gideceğim sonuçta. Peder bey ile yok yere tartışmanın anlamı yok. Zaten bana kızmak beni tartaklamak için fırsat kolluyor. Neyse , yapacak bir şey yok. Kalktık yavaştan. Emrah bizim sokağın başına kadar benimle geldi.

" Mustafa senden haber bekliyorum moruk, yolculukla alakalı. Ona göre hazırlanırım ben de"

" Tamam kanka yarın çıkarız muhtemelen sen hazırla kendini ona göre. "

" Tamam moruk, neyle gideceğiz. Otobüsle uğraştırma beni. Ben bir ehliyet bulurum bir de araba kiralarız. Araba konusunda yardım ederim sana."

" Olur kanka yardıma gerek yok maaşımı fazlasıyla aldım. Sağ olsun Muammer abi"

" Tamam moruk o zaman sabah erkenden görüşürüz"

" Tamam kanka görüşürüz"

Yolda zor yürüyorum. Yavaş yavaş yürümüştük zaten biraz açılayım diye. Benimki de iş. Sarhoş olup unutmak istiyorum sonra evde sorun olacak diye temiz havada yavas yürü açılmaya çalış. Güldüm kendi kendime.

Yarın Sinem'i aramaya gideceğiz harika . Oh be Sinem seni bulacağım diye düşünerek sessizce anahtarı soktum kapının kilidine ve eve girdim. Herkes yatmış. Rahatladım biraz. Bu halde yakalansam büyük sorun olurdu.

Uzandım yatağıma çoraplarımı bile çıkarmadan öylece. Hayal kuruyorum. Sabah erkenden çıkacağız. Bir kaç yere baktıktan sonra tesadüf Sinem ile karşılaşacağım. Beni görünce sevinecek biraz, gülümseyecek.  Uykuya daldım. Sabah evdeki gürültülerle uyandım.



Arkadaşlar yolculuk başlığı ile yazacağımı söylemiştim. Ama yolculuk öncesi oldu idare edin. Artık yazmaya başladım . Uzun aradan sonra sizlere hayatımı kaldığım yerden tekrar sunuyorum. Keyifli okumalar.

Mustafa Efe Yıldırım

HUZUNBAZ

MUSTAFA HAKKINDA HER ŞEY- DEVAMI "KUTUDAKİ SON KIBRIT ÇÖPÜ" KİTABINDA Where stories live. Discover now