Bölüm 15 - Hayatıma Davetsiz Misafir

20K 107 3
                                    

Hayatım düzene girmişti. Yediğim yemekten, içtiğim kahveden, soluduğum havadan bile keyif almaya başlamıştım. Bu kadar kısa sürede nasıl bu denli iyi olabildiğimi bilmiyorum. Belki de artık alışkanlık haline geldiği için aldatılma olayı, bilemiyorum. Bildiğim tek şey, artık şu finaller de bitsin bölümüme geçeyim ve Esra'yı artık görmeyeyim. Evet evet, şuan isteğim bu.

Finaller de sağolsunlar beni kırmadılar ve Haziran ayının 16. günü başladılar. 2 gün boyunca sınav olacaktık, önce test olan kısım sonra konuşma kısmı. Malum İngilizce olunca, konuşma kısmı da oluyor ki bu benim için problem değil. Ergenlik zamanı izlediğim saçma sapan yabancı dizilerin bana faydası oldu. 

Yazılı sınav biraz zor geçti, konuşma ise zaten 15 dakikalık birşey. Artık atlatmıştım hazırlık sürecini, geriye sadece sonuçları beklemesi kaldı. Geçme notu 70'ti ve bu aslında çok yüksek. 

Çok şükür bir hafta sonra 82 küsür ile hazırlığı tamamladım ve kafam iyice rahatladı. Artık memlekete dönebilir ve azıcık tatilin keyfini çıkarabilirdim. Lakin her ne kadar kafamda ertelesem de bazı düşünceler beni rahatsız etmeye başladı. Memleketten neden kaçtığım, neden uzaklarda okumak istediğim düşüncesi geldi yerleşti içime. Ama kaçamazdım, illaki evdekiler beni özlemişti ki ben de özlemiştim. Zaten burda kalma fikrini bizimkilere açsam, babam o kadar yolu teper buraya gelir, sonra da beni teperdi sanırım. Vallahi yapar. 

Ama çok değilse de dönüşümü ertelemek istedim, sınavlarımın daha belli olmadığını ve belli olduktan sonra dönebileceğimi çıtlatmıştım bizimkilere. Bugünlerde de aldığım bir mesaj vardı ki daha cevabını vermemiştim. Hakan iki günlüğüne babasından arabasını alabileceğini ve Fethiye taraflarına gitmeyi düşündüğünü söylemişti. Benim de gelmemi istediğini ve rahat rahat konuşarak hem biraz daha tanışma fırsatı yakalarız diye düşünmüş. 

Havalar zaten ısınmış, eve gitmeyi erteliyorum, ben de neden olmasın ki dedim. Tolga iki gün önce memleketine dönmüştü, malum Hakan da buralı, gider geliriz sıkıntı olmaz gibi göründü gözüme. Kabul ettiğimi belirten mesajı gönderdim ve çok geçmeden saat kaçta hangi gün yola çıkarız vs. gibi planları içeren geri mesaj geldi. Kafama yattı. Orada Ölüdeniz felan yapıp bir pansiyonda bir gece konaklayıp dönecektik. 

İki gün sonra buluştuk beyfendiyle. Bagajı doldurmuş, içeçekler abur cuburlar ne ararsan var. 

"Yolda biraz demleniriz sana da uyarsa" dedi. 

"Valla uyar uymasına da, araba kullanıcaksın nasıl olcak o iş?"

"İki biradan ne olacakki, ben fena olursam sen geçersin direksiyona olmaz mı ?"

"Eyvallah öyle olur, zaten ben çok içmem." dedim. 

Velasılkelam, yola çıktık. O kendinden bahsediyor, ben kendimden bahsediyorum derken 1.5 saatlik yolu katetmiştik bile. Sonra konu Esra'dan açılacak gibi olduğunda ben konuşmak istemedim ve tavrımı belli ettim, o da sağolsun çok hevesli görünmedi. 

2 saat daha yol aldıktan sonra, ulaştık. 

Hava iyice kararmaya başlamıştı biz de arabayı sahile çekelim pansiyona geçmeden önce biraz daha kafa çekelim dedik. Zaten hafif çakırkeyf olmuştuk. Sahile çektiğimizde fark etmediğimiz bir olay bizim bütün tatili yakacaktı aslında. Neyse, oturduk abur cuburlar alkol derken şiştik. Bu zaten baya bi gitti kafa felan.

"Ben kullanırım birader sıkıntı değil, de pansiyon ne tarafta sen bana onu söyle." 

"Kanka hiç ama hiçç bilmiyorum ki ya Çiçek pansiyyyon ijte, birilerine sorsak gözztermezzler mi ki ne acaba ki ?"

Üniversite (+18)Where stories live. Discover now