Bölüm 16 - Masmavi

14.8K 107 4
                                    

Ayşen

Geçen seneden beri hem çalışıyorum hem eğitimime devam ediyorum. Üniversite hayatı, bir sürü gençler için kafe var. Ben de neden olmasın hem harçlığımı çıkarayım, hem de değişik çevrelere gireyim diye düşündüm. Garsonluk yapıyorum ve paramın kıymetini çalışınca daha iyi anladım. Bu yüzden eğer çok acelem yok ise, gidiş dönüşleri otostop ile gerçekleştiriyorum. Bugün şansıma ilk defa benim yaşlarımda iki erkek denk geldi. 

Ön yargılı bir insan değilim, lakin ilk kez girdiğim ortamlarda veya yeni tanıştığım insanları gözümle tartma huyum vardır. Arabaya bindiğimden beri 15 dakika felan geçti. Şöför hiç susmaz ve hakkımda birşeyler öğrenmeye çalışırken diğer çocuk hiç konuşmuyordu. Sürekli sorular, beni bunaltmaya başlamıştı. Hakan mıdır nedir? Ön yargılı değilim demiştim ama bu çocuktan hoşlanmadım. Şu yolculuk bir an önce bitecekse eğer varacağım yere varmadan da inebilirim.

----

"Eee, bölümün ne ? İkinci öğretim misin normal mi ? Yurtta mı kalıyorsun yoksa evde mi ? İlk senen mi yoksa ? " diye sormuştu Hakan. 

"Hakan, kızı sık boğaz etmesen mi acaba ? Ya da tek tek sor istiyorsan." 

Çok uzun bir süre gibi gelen bir vakitten sonra konuşma ihtiyacı hissettim. Bilmiyorum neden ama bu kızı alma fikrine sıcaktım, lakin şimdi rahatsızlık duymaya başlamıştım. 

"Teşekkür ederim, duygularıma tercüman olmadınız desem yalan olur." dedi Ayşen. 

Şaşırdım, ilk defa bana hitap ederek konuşmuştu. Ve sadece arabaya binmeden önce gördüğüm kıza dönerek ufak bir tebessüm ettim ve önüme döndüm. Rahatsızlığım gittikçe artmaya başlamıştı. 

Allahım, masmavi gözleri mi vardı ben mi yanlış görmüştüm ? O da bana içten bir tebessümle içimi mi ısıtmıştı yoksa kendi kafamda kurduğum senaryoyu mu yaşıyordum ? 

İyice rahatsız oldum. Bana artık kızlardan hayır yoktu. İstemiyorum kimseyi, Allah sahibine bağışlasın. 

Yol boyunca tek kelime daha etmedim. Hakan'ın soruları devam ettikçe, kızdan iç çekme sesleri geliyordu lakin Hakan önemsemiyor gibiydi. Artık gelmiştik ki, 

"Ben şu kırmızı arabanın orada ineyim." dedi. 

"Tabiki Ayşen hanımefendi." dedi Hakan ve yanaşıp durduk. 

"Çok teşekkürler ederim yolculuk için. Tanıştığıma memnun oldum" dedi ve elini omzumun üzerinden uzattı. Hakan şaşırmış gibiydi, istemsiz bir şekilde başımı çevirmeden elini sıktım. Tam o anda Hakan'da elini uzattı ve el sıkıştılar. 

Asıl eziyet ise daha yeni başlıyordu. Kız arabadan inip, biz de tekrar harekete geçince Hakan tekrar başladı. 

"Mert, abi bu ne ya? Bu nasıl bir güzelliktir Mert? Kardeşim bu kız -bu kız tam bir afet değil mi ? Numarasını alsamıydım acaba ? "

"Hakan noluyor ya? Oğlum dengen şaştı kız bindiğinden beri, sen konuştukça susmadıkça ben utandım noluyor hakkaten abaza mısın nesin ?"

"Aşkolsun. Abazalıkla ne alakası var? Aşık oldum oğlum sanırım ben. Allahım :( . Nasıl bulacağım ben bu kızı? "

"Valla annesinin kızlık soyadına kadar öğrendin zannediyorum. Bulursun teklif edersin."

Sinirlenmiştim artık, saçma sapan bir yolculuk yaptık ve yaşananlara bak. Dönem de bitti zaten, artık eve dönsem çok iyi olacak diye düşündüm. Hakikaten dönem bitti, bu kız neden geldi ki ? 

"İtiraf et, sen de beğendin. Oğlum bu kızı beğenmeyecek erkekten şüphe ederim ben!"

"Allah aşkına Hakan, beni şurda indir biraz yürümek istiyorum. Akşam gelirim babanla konuşur durumu anlatırız tamam mı? Daraltma beni."

"Tamam kardeşim, aman diyim akşam gel, kafayı yerim ben konuşamam babamla." 

Başımla onayladım ve ayrıldım yanından. 

Çok karmaşık duygular içindeyim. Aldatıldım, saçma sapan şeyler yaşadım. Sırf biraz bazı şeyleri atlatabilmek için iki gün kafa dinleyelim dedik, başımıza gelmeyen kalmadı. Şimdi bir de bu. Noluyor Allah aşkına? Sanki herşey ters gidiyor. İçime niye bir ateş düştü şimdi durup dururken? Niye Hakan'a bu kadar çok sinirlendim ki ? Ben de mi hoşlandım yoksa kızdan? 

Mert saçmalama, kendine verdiğin sözleri unutma. Ne geldiyse başına bu kadın milleti yüzünden gelmedi mi ? Her seferinde aldatılmadın mı ? Kullanılıp atılmadın mı ? Paçavra muamelesi görmedin mi? 

Kendimi şu koskoca dünyada değersiz bir mahluk gibi hissediyorum. Nereye gidersem gideyim bu kafayı bir yerde bırakmadıkça bütün bu düşünceler benimle birlikte gelecekti. 

Ama o gözler nasıl o kadar mavi olabilirdi ki ? Yani lens değildi, lisedeki sevgilim arada bir taktığı için biliyordum. Bak yine aklıma geldi. Bana tebessüm de etmişti sanki. Yanlış mı gördüm bir anlığına. Normal bir tebessümü büyütüyordum bu kesindi. 

Akşam Hakan'ın yanına gidip babasıyla konuşup durumu izah ettik. Adam sağolsun anlayışla karşıladı, ben de çok kalmak istemedim nedense Hakan'ın yanında. Yurda gelip yatıp uyudum.

Birkaç gün Hakan'ı çekmek zorunda kaldım, yok işte ordan bulmuş telefonunu bulmaya çok yaklaşmış bütün sosyal medyalardan arkadaşlık isteği yollamış, hergün kızı bıraktığımız yere gidip bekliyormuş falan filan. 

"Hakan, sıkılmaya başladım ben artık, umarım herşey gönlünce olur tamam mı ? Ben yarına bilet aldım artık memlekete dönüp biraz kafa dinleyeceğim. Malum seneye döneme geçiş, herşey yeni başlayacak belki çalışır biraz para biriktiririm bilmiyorum. Lakin doldum artık." 

"Bunu duyduğuma üzüldüm, benim gidecek yerim de yok. Sonuçta buralıyım. Hem daha yeni yeni ısınıyorduk birbirimize." dedi.

"Ne o Hakan? Bana mı yürümeye başladın oğlum? Hani kızı beğenmiştin? "

"Ya Mert, sen espri yapmasan mı acaba ? Zaten bu kızlar bu espri yeteneğinle sana çok bile dayanıyorlar." dediğinde gözlerim pörtledi. 

"Sen ne demek istiyorsun lan? "

"Mert, yanlış anladın, o anlamda demek istemedim. Yani ben, şey... Valla yanlış anladın. "

"Hakan hadi kardeşim, kırmayayım kalbini şimdi yarın gidiyorum zaten yurda gidip eşya toplayacağım daha.  Hadi eyvallah." dedim ve hışımla tokalaşmadan yanından uzaklaştım. 

Bu zamana kadar neden sürekli aldatıldım bilmiyorum, ama bu espri yapamamam yüzünden değil bunu biliyorum en azından.

Akşam yemeği çok iyiydi, malum pek bir öğrenci kalmadığından personellerle beraber onların yemeklerinden yedik. Sonra çıktım odama ve açtım valizi önüme. Başta eşyaları katlayarak yerleştiriyordum. Sonra nasılsa, annem herşeyi yıkayıp ütüleyeceği için tıkıştırmaya başladım. 

Yarım saat valizi hazırlamak, 15 dakika da fermuarını kapatmak sürdü. Çok mu kıyafet koymuştum acaba ? 

Yarın sabah yola çıkacaktım, erkenden yatıp uyumak istedim lakin uykum yoktu. Biraz facebook'a biraz instagrama bakayım dedim. Bilgisayar açılsın diye bastım tuşuna ve o sırada kendime kahve yapmak için daha öncelerde aldığım su ısıtıcısına su koydum. Onu kaynamaya terk ettiğimde, bilgisayar açılmıştı. Girdim facebook'a, çok yeni birşey yoktu. Daha doğrusu pek ilgimi çeken birşey yoktu. 

Neyse, kalktım su kaynayınca, önce kahvemi döktüm bardağa, sonra suyu boca ettim üstüne. Şekerli olsa da iki şeker daha attım içine. Kahve kokusu ufacık odamı dolduruyor bende sebepsizce sürekli facebook da sayfayı yeniliyordum yeni paylaşımlara bakmak için. 

Ve o esnada bir bildirim geldi, bildirim de değil aslında bir arkadaşlık isteği. Açtım.

- Ayşen Karaca, arkadaşınız olmak istiyor.

O masmavi gözler bilgisayarımda, tekrar karşımdaydı.... 


Üniversite (+18)Onde histórias criam vida. Descubra agora