Bölüm 23 - Aynı Çatı Altında (part 1)

15.6K 101 13
                                    

Tüm okurlara selamlar. Yazarınız Genzo yeni bölüm ile karşınızda. Okunma sayımız 100k olmuş da geçmiş bile, hikayemize ortak olup iyi ve kötü fikirlerini bizimle paylaşan siz okurlarımıza teşekkürü borç bilirim. Bu hikayeye başlamadan önce çok düşünmüştüm, çok fazla tepki alacağımı bile bile başladım yazmaya, hala daha alıyorum. Okurlarımın çoğu benim anlattıklarımı anlayabilip yorumlayabilirken, bazen at gözlüklü ve değişik tipte insanlar arada çıkabiliyor. Olsun, ben bu hikaye illa beğenilsin diye hiçbir zaman uğraşmadım, ya da okunsun diye. Her düşünceye saygımız var, ama saygısızlığa tahammülümüz yok. Böyle yapan insanlara da direk cevabı veriyorum, zaten mantıklı eleştiriler sayesinde kendimi düzeltme fırsatı buluyorum ki, önceki bölümlere göre kendimi az da olsa geliştirdiğimi düşünüyorum. İnsanların yaşadıklarını, ailelerini ve yaşayış biçimlerini malesef bizler yargılayamayız, hiç kimse de bizi yargılayamaz. Gönlünüzce, mutlu bir hayat yaşamaya gayret edin sevgili dostlar. İyi okumalar.. :)

Mert

Bastırılamayan bir heyecan, uykunun bir türlü gelmemesi, gözlerimi her kapattığımda onu görmem.. Bunların hepsi, hafta sonunun yaklaştığını gösteriyordu. Telefonun şarjının bitmesinden dolayı sürekli prizin yanında yaşadığım doğrudur. Çünkü benden haber alamayınca tepesi atan, endişelenen bir manyak var hayatımda artık. Bir de beni baya bir seviyor sanki. 

"Kanka, nereye gidiyon oğlum bana da söyle be?" demişti Tolga.

"Ulan ben öyle bir hata yapar mıyım artık? Sana birşey söyleyince neler olduğunu çok iyi tecrübe ettim merak etme."

"Hişt, ben anlarım oğlum, çift kale maç var dimi? Yengeden habersizse emin ol ben hiçbir şey çaktırmam bana söyleyebilirsin." dedi ve saçma sapan sırıttı. 

"Ne diyon oğlum ya? Ne maçı?"

"İtalya'nın en sevdiğim şehri hangisi biliyor musun ?"

"Ne İtalyası? Konu ne zaman oraya geldi ? Ne diyon be ?"

"Bak Mert'cim, İtalya'ya gidersen bir gün, Le Pompe şehrine kesinlikle gitmelisin." 

Öyle bir kahkaha koyverdi ki dediğini bir süre sonra anladım ve onun yanında geçirdiğim zamanın tamamen boşa harcanmış bir zaman olduğunu kavradım. 

"Tolga hakkaten sus ya. Le pompe nedir arkadaş ya bi s....r git espri yapma sen ya!"

"Zaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa.."

"Bi kapa çeneni Ayşen arıyor."

Hemen açmakla bir büyük aptallık daha ettim. 

"Ayyy Meeeerrt yapma aşkııım, çok huylaaanııyorrrum ayyy gıdıklanndııım..AyyyYYYY!"

Şuan Tolga'dan resmen cırtlak kadın sesi çıkıyordu. 

"Mert noluyo ordaaaa?"

"Bitanem bir saniye. Tolga hayvanı suscak mısın sen?"

"Ayyyyy geliyorum galibaaaaaaa.."

Anında odadan çıktım. 

"Hakikaten o ses Tolga'dan mı çıkıyordu? Beni neden onunla tanıştırmadığını şimdi anlıyorum galiba." demişti hayatımın sıpası. 

"Çektiğim çileyi gör işte bitanem. Of çıldırıyorum bütün gün."

"Üzülme canım, çok güzel iki gün bizi bekliyyooooo."

"Off, deme öyle deme, zaten heycan yaptım biliyor musun?"

"Niye heyecan yapıyorsun ki, daha önce de vakit geçirdik. Hem ben herşeyi planladım."

Üniversite (+18)Where stories live. Discover now