Bölüm 25 - Herşey Mert için..

12.5K 86 16
                                    

2 AY SONRA..

Vizeler sonunda bitmişti, son bir haftada resmen hayatımdan seneler gitmişti. Bu kadar zorlanacağımı hiç düşünmemiştim lakin bir söz varya, "üniversiteye kapak at, nasılsa biter" diye.. İşte o iş öyle değilmiş. Tabiki şikayet edemem, Ayşen'imin işi çok daha zor. Mühendis olacak benim eşim ve inanın kafasını kaldıramıyor kitaplardan bazen. Onun vizeleri de bu hafta sonu bitecek ve sonra birbirimize daha çok vakit ayırabileceğiz. Ben de uzun zamandır görüşmediğim kardeşim Mustafa'yla sözleşmiştim. Biraz vakit geçirip laflayacaktık. Malum hazırlık bitip herkes fakültelerine geçtiği zaman eskisi kadar görüşemez olduk. Bu aralar Tolga ile de konuşmadığım için kendimi boşlukta hissediyordum. 

Her zamanki gibi gerizekalılık yapmıştı. Vizelerden önce arkadaşlarla halı saha maçı ayarlamıştık. Söz verdi ama gelmedi. Meğer hatunlar salmamışmış. Zaten kadınsız geçirdiği tek bir gün bile yok, ama beğefendi işin içinde erkekler olunca su koyverdi. Ayrıca anlamıyorum bu kızları da.. Ne buluyorlar bu salakta bilmiyorum. Gereksiz insan...

Mustafa ile eskileri yad ettiğimiz gün hava baya bir sıcaktı. Kasımın sonları olmasına rağmen bırakın kışı, sonbaharı bile düzgün yaşayamamıştık. Ama artık yavaş yavaş havalar soğuyacaktı. Bir kaç gün sonra kendini belli etti. Sert ve yüz acıtan rüzgarlar başlamıştı. Artık kışlıkları valizden çıkarmanın vakti geliyordu. 

En azından Mustafa ile görüştüğümden dolayı mutluydum. Gerçek anlamda beni anlayabilen bir insan ve ne kadar zaman geçerse geçsin sanki daha dün görüşmüşüz gibi bir iletişimimiz var onunla. Şehir dışından gelen kuzeniyle de tanışma fırsatı buldum hem. Görünüşe bakılırsa, ailecek çok terbiyeli ve düzgün insanlar. 

Bir hafta boyunca Tolga'nın barışma isteğine sonunda karşılık verdim. Nedensizce, hayatımda herşey yolunda gidiyordu ve moralim çok iyiydi. Ayşen'de çalışmalarına ara verdiği zaman arıyor konuşuyorduk. Bazen günde iki hatta üç sınavı oluyordu garibimin. Herkes emeğinin karşılığını almalıydı, o da bunun için çok çalışıyor ve elinden geleni yapıyordu. 

Sonunda onun da sınavları bitti, ama son gün iki sınavı olduğu için sabahlamış. Eve gelip biraz uyuduktan sonra görüşebildik ancak. 

"Akşam alışveriş merkezine gidelim mi? Toz kahve içmekten artık bıktım, bana düzgün bir Türk kahvesi ısmarlarsın aşkım oluy mu hııı?" diye sormuştu.

"Ohhh, dakikasında kahve kitlendin canım bana?"

"Aşkolsun, bir haftadır neleer çekiyorum ben biliyor musun?" Hemen o güzel dudaklarını büzmüştü. Beni nasıl vuracağını çok iyi biliyordu artık. 

"Tamam tamam, şaka yapıyorum. Çok özledim hem seni, hasret gideririz gezeriz de hem."

"Oluuuuuu." boynuma sarılmıştı. Bir farklılık vardı ama..

"Kokunu mu değiştirdin sen?"

"Yooo, şey duş jelim bitmişti offff.. Sakın koklama benii."

"Neden noldu?"

"Ya annemin yanıma koyduğu sabundan kullanmıştım, ay ben de diyorum duştan sonra bir koku var."

"Neden? Sabun işte nolucak?"

"Ya bilmiyorum bi tuhaf kokusu var, ölü gibi kokuyorum."

Çantasından çıkarttığı parfümünü üzerine boca etmişti. 

"İşte şimdi yanına yaklaşamayacağım artık, bu kadar ogghg, parfüm öff- sıkılır mı ? Genzim yandı be canım." Öksürük tutmuştu bir anlığına. 

Üniversite (+18)Where stories live. Discover now