30- Umut

8.3K 781 123
                                    

Selam Ankalaar... 😍🔥
Bölüm geçliği için çok üzgünüm ama sonunda yazdım ve uzun oldu.
Umarım beğenirsinizz.

Bölüm şarkımız: Madilyn Bailey- Titanium

Keyifli Okumalar... :))

~~~~

Ne yapacağımı bilemediğim nadir anlardan birindeydim şuan. Şu var ki, kimseyi şuan ki durumundan dolayı suçlamıyordum. Suçlayamazdım.

Bu bendim ve yaptıklarımın sorumluluğu ve sonuçları bana aitti.
Bu hale kendimi ben getirdim.

Peki o görüyü gördüğümde telaşa mı kapıldım? Belki. Endişeden ne yapacağımı bilemez hale mi geldim? Belki.
Peki bedenleri ormanda kimsesizliğin ellerine bırakır mıydım? Çok net bir cevap.
Hayır. Buna vicdanım el vermezdi.

Grup, söylemeseydim yanlış yöne gidecekti ve cesetler belki de hiç bulunamayacaktı. Bir mezarları bile olmayacaktı. Kimsesiz kalacaklardı ve ben bu duyguyu iyi bilirdim. Bu iyi değildi.

"Ne oldu küçük kız? Dilini mi yuttun?"

Çok fazla telaş yapmasam da ne olacağını kestiremediğim için endişeliydim.

"Ne yapıyorsun?" diye sert bir şekilde sorduğumda kaşlarını kaldırıp neşeden uzak bir kahkaha attı.

"Ah hayır, yutmamış buradaymış."

Gözlerimi devirme isteği gelse de bunu bastırmıştım.

Konuşmama zaman kalmadan Lider Luke öne atılmıştı nihayet.

"İndir o oku elinden Tarık. Bu yaptığın saçmalık." dedi ve adının Tarık olduğunu öğrendiğim adamla aramıza girmeye yeltendi. Fakat Tarık denen adam elindeki oku iyice bana doğru gerince Luke olduğu yere çivilendi.

Adamın gözleri nefret pırıltılarıyla direk gözlerimin içine bakıyordu.

"Eğer konuşursa tabiki bırakacağım. Ama ne tarafa doğru, onu bilemem." dedi ve sırıttı.

Gruptaki insanlar çevremizde toplanmaya başlamıştı.

Gözlerimle Rüzgar'ı aradım ve hemen Tarık'ın arkasında buldum. Endişeyle direk gözlerimin içine bakıyordu. Ellerini yumruk yapmıştı ve yanıma gelip gelmemeye karar vermeye çalışıyordu.

"Tamam anlatırım." dediğimde gözleri irileşti. Tekrar gözlerimi Tarık'a çevirip yüzündeki şaşkınlık ifadesine baktım.
Devam etmemi istercesine elini salladı. Bütün grubun gözleri benim üzerimdeydi. Onlarda Tarık'ın dediklerinde haklılık payı arıyor gibiydiler.

"Yanıltmacaydı." diye söze girdiğimde çevredeki bütün varlıklar beni dinlemek için susmuş gibiydi.

"Sesi ormanın içinden geldiğini sandınız ama yanıldınız. Çünkü katil her kimdiyse," burada susup Rüzgar'a bakmaya ihtiyaç duymuştum.

"yanılacağınızı biliyor olmalıydı. Çünkü sizin duyduğunuz ses gerçek sesin yankısıydı. Yankıyı gerçek ses sandınız fakat burada senden daha iyileri var." deyip sustum.

Açıklamama şaşkın gözlerle bakan adam kaşlarını kaldırıp,

"Bu, cesetlerin nasıl burada olduğunu bildiğini açıklamıyor."

"Ses eğer sandığınız gibi ormanın sonunda değilse geriye tek bir seçenek kalıyor. Paralel olarak içi değilse dışıdır. Tamamen bir tahmindi. Buraya doğru yürüyeceğimi biliyordum fakat cesetleri bulabileceğimizden emin değildim. Şansıma bak ki çok şanslıyım."

MUTANT: Küllerinden Doğan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin