|FİNAL|Son Senfoni

10.8K 917 625
                                    

Selam Ankalar. Son bölümü buraya bırakırken o kadar heyecanlıyım ki. Söylemek istediğim o kadar çok şey var ki sanırım buraya sığmayacak. Sanırım sona yazacağım.
Buraya, Son Senfoniyi bırakırken, sevip sevmeyeceğiniz her satır için minnettarım. Belki 'keşke şöyle olsaymış' diyeceksiniz, belki hayal kırıklığına uğrayacaksınız. Bunun için peşi sıra Özür dilerim. 'Susta okuyalım artık' dediğinizden fazla da uzatmadan,

Keyifli Okumalar. 💕

Multi: Maggie Eckford- Tell Me How To Feel

~~~~

Final

"Even a captain cannot cheat death...''

Alevlerin aydınlattığı, duygu karmaşası yaşandığı o karanlık gecenin ardından tamı tamına bir ay öylece akıp gitmişti, hemde kimseyi beklemeden. Acı kayıplar, hüzünle harmanlanmış sevinçler, nefretle yontulmuş tutsaklar... Hepsinin varlığı o geceden bu güne kendini hissettiriyordu elbet. O gece kurtulan her yürek, kan yerine minnet pompalıyordu.

Zaman, bekleyenler için çok yavaştır derler, yas tutanlar için çok uzun, sevenler için sonsuz...

Karanlık ruhlu insanlara ise, zaman hiçe sayılamayacak derecede korkunçtur. Çünkü günün birinde kendi zamanlarını tükettiklerinde, artık bir salise bile uzatamayacağını yaptığı işlerden bilirler.

Bu yüzden duvarın köşesine sinmiş, kollarını doladığı bacaklarını karnına doğru çekmiş, boş duvara bakıp ileri geri sallanarak,

"Onları ben öldürmedim." diye sayıklıyordu genç adam. İlk kez kendi şeytanlarıyla boğuşuyordu. Zamanında borçlanarak kullandığı şeytanları, pençelerini ona çevirmişti; ödemesi gereken bir hayli bedel vardı zira.

"Onları ben öldürmedim..."

Oktay, transa girmişcesine sayıklayıp dururken, habersizce ağlıyordu da. Kapatıldığı hücredeki her bir cisme teker teker, aynı şeyi söylüyordu. Onları ben öldürmedim.

Konuştuğu hiçbir şey onu duymuyordu, lakin duysaydılar da, yalancının dilinde olan tek bir kelimeye itibar etmez, yüz çevirirlerdi.

"Son geldi Oktay, gördün mü?"

Oktay, gözlerinin önüne gelen bedenin sesini duymamak için, zamanında yanmış ellerini kulaklarına sertçe bastırdı,

"Gerçek değil, gerçek değil. Onu ben öldürmedim."

"Ağlama Oktay, bana bak."

Kızın sesini her duyduğunda, avuçlarını kulaklarına daha da bastırıyordu ama nafile, ses zihninin derinliklerinden geliyor gibiydi, asla bastırılamıyordu.

"Sen öldün, burada değilsin. Öldün, öldün..."

"Öldüm." diye cevapladı kız tüy gibi hafif sesiyle, "Ama güzel öldüm."

Gözlerini kapattı Oktay, katili olduğu bir hayalet şuan da görmek istediği son şeydi. Ne yazık ki gözlerini kapattığında da, o görüntü yansıyordu göz kapaklarındaki mutlak karanlığa. Döktüğü kan yumakları, göz kapaklarına dikilmiş gibiydi.

Yaptığınız kötülüklerden öyle kolay kaçamıyordunuz.

Zihninde yankılanan sesi susturmak için, kafasının arkasını duvara vuruyordu genç adam defalarca.

MUTANT: Küllerinden Doğan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin