42- Kül ve Köz

5K 594 70
                                    

Kısa geçiş bölümümüzü buraya erkence bırakıyorum. Bölümü multide bayıldığım şarkıyla dinleyebilirsiniz 😍

Keyifli Okumalar.💕

Multi: Starset- Let It Die

~~~~

Bir yol aradım,
Seni tekrar hayata döndürmek için.
Ve eğer bir yol bulabilseydim,
O zaman seni bu gece geri getirmiştim.
Gözlerindeki soğukluğu götürürdüm.
Ama sen bana dedin ki, eğer beni seviyorsan;
Bırak öleyim.



"Bunu bana yaptığına inanamıyorum!"

Arkamızdan kopan çığlık beni bir anlığına yerime çivilemişti. Gözlerimi kısarak Kübra'ya doğru döndüm.

İki metre ötede kocaman açılmış gözlerle bana bakıyordu.

"Bunu yaptığına inanamıyorum." dedi tekrar. Etraftaki birkaç kişinin dikkatini çekmek zor olmamıştı. Kübra' ya sinirle bakıp,

"Bağırma. Yürü, içerde konuşalım." dedim sakince. Ona bir kaç adım attığımda, geriledi.

"Hayır!" Hala bağırıyordu ve bu benim sinirlerimi zıplatmıştı. "Sürekli bunu yapmandan bıktım." Binanın içindeki insanlar dışarı, bizim olduğumuz tarafa yığılmaya başlamıştı bile.

"Bağırmaya devam edersen başka şeyler yapacağım." diye uyardığımda, yüzü kıpkırmızı olmuştu.

"Yap, en azında yanımda olmuş olursun!"

İşte bu canımı fena yakmıştı. Kalbim teklerken olağanca sakin, açık ve yalın bir sesle,

"Ben gideceğim ve sen de burada kalacaksın." dediğimde derin bir nefes aldım.

"Kim demiş, kim demiş!" Kübra, suratı kırmızı halde hala direniyordu. Neyi anlamıyorsun be kızım?

"Ben diyorum!" Bağırmamıştım, ama sakince söylememiştim de. "Bıktım, tamam mı? Artık sıkıldım." Kübra'nın gözlerine bakmadan önce yutkundum.

"Senden, bu kamptan, herkesin benden bir şeyler beklemesinden, aileymişiz gibi davranmaktan sı-kıl-dım. Yoruldum. Ben sizin," Kübra'ya bakarken gözlerim yanıyordu,

"...ben senin koruyucu meleğin falan değilim. Biz kardeş değiliz. Artık ayak bağım olduğunu görmüyor musun?"

Kübra'nın anında kızarıp dolu dolu olan gözlerinden kaçırdım gözlerimi. Ardından buharlaşıp gidecekmiş gibi hızla tekrar döndüm ona.

Bir gözünden yanağına gözyaşı taşarken, kafasını hızlıca iki yana salladı.

"Hayır." Artık neredeyse bütün bina bahçeye dökülmüştü.

"Hayır, hayır." İnanmayarak sayıklıyordu.

"Sana inanmıyorum. İnanmıyorum işte! Bunları, sana kızayım, küseyim ve gitmene izin vereyim diye söylüyorsun."

Benden yaşça küçük yabancı bir kızın, beni öz annemden daha iyi tanıdığı bir dünyada yaşıyordum. Kiminle tartışıyorsun be Esin?

Sessiz kaldım.

"Esin, lütfen! Beni bırakma ne olur. Gitme. Sen delisin, delice şeyler yaparsın!" Gözlerimi Kübra'nın arkasında kalabalığa diktim.

"O yüzden sen benimle gelmiyorsun. Yük olarak beni yavaşlatırsın." dedim. Kübra'nın gözleri yaşlı halde, bacakları boşalır gibi oldu. Sonra sert adımlarla kamp giriş kapısına doğru gitti ve kapının önünde durdu.

MUTANT: Küllerinden Doğan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin