31- LİDER

7.6K 795 146
                                    

Selam sabırsız Ankalarımm. 😂 Yeni bölüm ile karşınızdayım işte.
Şimdi okur okumaz ybybybyb diyecek canım Ankalarım olacak. 😅 Bu beni ne kadar mutlu edip gaza getirse de, aynı zamanda çok fena strese sokuyor. Tabii ki yeni bölüm isteme hakkınız var, buna bir şey diyemem. Ama ben zaten günü geldiğinde hemen yayınlıyorum. 😊
Çok uzatmadan,

Keyifli Okumalar... :)))

~~~~

Anın gerçekliliğini tartmak istercesine karşımdaki çocuğa şaşkın bakışlarımı gönderiyordum.
Oda bana aynı şekilde bakıyordu. Fakat onun gözlerinde benimkinin aksine mutluluk parıltıları vardı.

Anlaşılan geçmiş peşimi bırakmamakta kararlıydı.

Ona bakmayı sürdürürken,

"Nasılsın." diye sordu gülümsemesinin ardından.

Bu soruyu sorunca eski ruh halim vücudumu ele geçirdi.

Kızgınım, öfkeliyim, üzgünüm, ağlamak istiyiyorum ama ağlayamıyorum, yüz üstü bırakıldım, kırgınım...

"İyiyim."

Sesim pek öyle çıkmasa da cevap vermiştim sonuçta. Aslında Çağkan'a neden cevap verdiğimi bile bilmiyordum.

"Esin?"

Kalabalığın arasından önce sesi sonra cüssesi çıkan Rüzgar'a ikimizin kafasıda aynı anda döndü.
Sıkılmış dişlerim ve kısılmış gözlerimle ona bakarken o da Çağkan'ı es geçmiş, dik dik bana bakıyordu.

"Meşgul."

Rüzgar sonunda Çağkan'ı fark etmiş gibi sert bakan gözlerini ona dikmişti. Sorgulayıcı bakışları altında Çağkan'ı ezdikten sonra tekrar bana dönüp,

"Konuşmamız lazım." dedi.

'Gerçekten mi?' dermiş gibi kaşlarımı havaya kaldırdığımda şakaklarındaki ve çenesindeki kemikleri belirgenliştiği için dişlerini sıktığını anlamıştım.
Burada kavga etmek istemiyordu. Benim için de sorun değildi.

"Ben buna gerek duymuyorum." deyip Çağkan'a dönerken, öyle bir, "Esin." demişti ki tekrar ona dönmemek için çaba sarf etmiştim.

Onu duymamış gibi Çahkan'a bakıp,

"Görüşürüz." dediğimde şaşırmıştı.

"Gerçekten mi?"

"Hayır değil."

Tabii ki de böyle bir şey olmayacaktı. Ondan nefret ediyordum ve yanında bu kadar durmam bile mucizeydi.

İkisine de bakmadan kalabalığın arasına karıştığımda arkamdan geldiğini hissetmiyordum.
Demek ki çokta tınında değilmiş.

Merdivenleri koşar adımlarla çıkarken bir kaç insanın omzunu göçertmiş ve bir kaç da hakaret yemiş olabilirim.

108 numaralı odaya geldiğimde anahtarımın yanımda olmasını umut ederek ceplerimi karıştırmaya başladım.
Şükürler olsun ki elim arka cebimde anahtarın soğuk metalini hissettiğimde derin bir nefes alıp verdim.

MUTANT: Küllerinden Doğan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin