46- Kör Kırmızı

5.1K 605 126
                                    

Selam Ankalar. Finale adım adım giderken bir bölümde daha birlikteyiz.
Bölüm daha erken gelecekti fakat, midemden rahatsızlandım. Bölümü bayramın ilk günü yayınlamayı düşünüyordum ama nasip olmadı. Geçmis bayramınızı da böylelikle kutlarım. ❤
Bölümü düzgün yazmak için iyileşmeyi bekledim ama nafile. Bu yüzden bölümde kopuklar ve saçmaladığım yerler olabilir, affola.

Finali de istekler üzerine uzatmaya çalıştım fakat sadece bir bölüm uzadı, böylelikle bundan sonraki bölümler Final 1-2-3 olarak yayınlanacak.

Keyifli Okumalar. 💕

Multi:  Within Temptation- Shot In the Dark

~~~~

Çünkü ruhun yanıyor.
Karanlıkta tek bir atış,
Senin kalbini ıskalarken, nereye nişan almışlardı?
Suyun altında nefes alıyorum.
Her şey benim ellerimde,
Ama ne yapabilirim ki?
Her şeyin darmadağın olmasına izin verme.

.

Etrafa dehşet hakim iken kendimi daha rahat hissediyordum. Kaosun ortasına doğmuşum da, rahat batıyormuş ve sorun çıkarmadan duramıyormuşum gibi.

Oysaki şuan Oktay’ın beynine açacağım bir delikle insanları tüm bu karmaşadan kurtulabilirdim. Ama bencillik yapıp kendimi düşünecektim bu sefer. Birkaç mutant öldürmek neyse ama bir insanın yaşayıp yaşamayacağına karar vermek bana düşmezdi.

Şaka şaka, Oktay'ın şuan nefes alıyor olmasının tek sebebi sakladığı kurtulmuş insanlardı. Sonrası; tahtalıköy.

Gördünüz mü, yine bencil değilim.

Yine de işkenceye karşı durmuyorum. Kötü polis olacak, önce vurup sonra soracaktım.

Oktay, elleri kolları arkadan bağlanmış bir şekilde odanın ortasında duruyordu. Simsiyah saçları ve kıyafetleri terden sırılsıklam olmuştu. Sağ bacağındaki kurşun yarasından akan kan, yerde küçük bir gölcüğü andırıyordu.

“Sence de bu yarayla ölmez, değil mi?”

Rüzgar, Oktay'ın bacağındaki yarayı göstererek yanıma geliyordu. Kafamı sallayıp,

“Sanmıyorum,” dedim. “O kadar şanslı değiliz.”

O da kafa sallayıp duvara yaslandı. Oktay mışıl mışıl uyurken, Rüzgar'a döndüm.

“Sonsuza dek yalnız kalacağım, ha?”

Rüzgar pişmanlıkla gülümsedi,

“Bir anlık söylediğim bir şeydi. Geri dönüp özür dilemek için zor tuttum kendimi. Yalan da olsa arkamı dönüp yürümeye başladığım an kendimi gerçekten kötü hissettim.”

Kafasını yere eğip gülümsemeye devam etti. Uzun saçları yüzüne düştüğünde habersiz bir şekilde parmaklarımı saçlarına geçirip arkaya attım.

“İnanılmaz birisin.”

Gözlerini kısarak bana baktı,

“Neden?”

“Seni kendimden uzaklaştırmak için onca şey yaptım ama sen,” Beklentiyle gözüme baktı, “Devamını kibarca nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum.” dediğimde sessiz, ani bir şekilde güldü ve önüne döndü.

“Sorun değil, sanırım ne kadar kovarsan kov, peşinden gelmeye devam edeceğim.” dedi. Gülümseyerek tek kaşımı kaldırıp,

“Gamsız mısın?” diye sorduğumda birden bana döndüğü için kafamı geriye çekmek zorunda kaldım.

MUTANT: Küllerinden Doğan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin