02

1.6K 187 22
                                    

O sabah yeni oyunum ve yeni partnerim hakkında fikir sahibi olmuştum. Geldikleri zaman arkadaşlarıma çemkirme isteğimi bastırmıştım. Çünkü bir an önce provalara başlamamız gerekiyordu. Benim de bütün planlarım suya düşmüş hayallerim bir sonraki bahara kalmıştı. Netice de bir ay sonra sergileyeceğimiz oyuna hızla hazırlanmaya başlamıştık. Bir ay bile süremiz yoktu aslında. Birkaç perdeden oluşan oyunu yirmi altı gün içinde hazır hale getirmeliydik.

Bugün itibari ile yirmi altı günümüzde kalmamıştı. İki gündür başladığımız provalardan geriye yirmi dört gün kalmıştı. Luhan repliğini söylemek için bize dönük olan sırtını çevirdi ve yüzü tam Sehun'a bakacakken aniden Wufan'a döndü. Ve oyun bugün bilmem kaçıncı kez bölündü. Hayal kırıklığıyla omuzlarımı düşürdüm ve ağzımdan üzüntü dolu bir nida kaçtı.

"Wufan halen Sehun'un ağabeyim rolünde olması tuhaf geliyor. Bilmiyorum sanki olmamış gibi Kyungsoo falan mı olsaydı?"

"Luhan'ın kardeşim olması bana da pek uygun değilmiş gibi görünüyor. Sanki tamda sevgilim olacakmış gibi değil mi?"

Luhan ve Sehun cilveleşmeye başlarken gözlerimi devirdim. Aynı oyunun içinde bulunmaları tamamen hataydı ama ikisi de lanet olsun ki 'Hayır!' denilemeyecek oyunculardı.

"Kesinlikle rollerinize uyuyorsunuz!"

Chanyeol'la aynı anda söylediğimizde birbirimize baktık. Benim gibi bıkmış olmalıydı. O hafifçe tebessüm ederken ben bir sandalyeye oturmakla yetinmiştim. Biraz kaba davranmıştım ama gerçekten bugün çok yorulmuştum. Etrafa neşe saçacak halim kalmamıştı. Tekrar ona baktığımda artık bana bakmıyordu. Sanırım biraz kırılmıştı.

"Tamam, tamam. Kendinize gelin millet! Bugün çok yoruldunuz biliyorum ama son bir tekrar yapıp bitiriyoruz. Luhan ve Sehun rolleriniz sizin için biçilmiş kaftan sizde çok iyi biliyorsunuz. Sehun sen Luhan'ın ağabeyisin ve Baekhyun'u yaralayacaksın. Luhan sen de Sehun'un kardeşi ve Chanyeol'un eski sevgilisisin. Anlaşılmayacak bir şey yok ve hiçbir şey değişmeyecek! Şimdi herkes yerlerine."

Wufan bizlere bir miktar enerji katıp benim de yerimden kalkmama sebep olunca yerime geçtim. Sehun, Luhan'dan öpücük alana kadar yerine geçmemiş istediğini elde ettikten sonra derhal yerine geçmişti. Oyunun bu kısmında yer almayan Kyungsoo ve Jongin kenarda bizi ses çıkartmadan izliyorlardı.

Wufan'ın "İşte bu kadar!" dediğini duyunca ardından sessizce bizi izleyen arkadaşlarımızın alkış sesi gelmişti.

Onların beğenisini almıştık, beğenisini almamız gereken bir de kocaman seyircimiz vardı. Biten sahneyle Chanyeol'un göğsüne koyduğum elimi çektim ve başımı eğerek eşyalarımı toplamaya döndüm. Eve gidiyorduk! Yarının bugünden daha zor geçeceğini bildiğim için çokça dinlenecektim. Yeni bir sahneye geçmek hep biraz daha yorucu oluyordu.

Wufan'ın yarın erken gelmemizi tembihleyen sesi eşliğinde kapıdan çıktık. Diğerleri duş almak için üst kata ilerlerken benimle beraber alt kata yönelen bir Chanyeol vardı. Ve ben bugün ona biraz kaba davranmıştım. Toplanırken benim dışımda herkesle sohbet içerisinde olması da bana kırıldığını gösteriyordu. Rolünü yaparken bunu göstermemişti ama bu sadece iyi bir oyuncu olduğu içindi.

"Affedersin." dedim.

Benden önce inen uzun bedeni durdu ve arkasına dönerek bana baktı. Ona söylediğimi ikimizin çıkardığı ayak sesleri dışında başka ses olmadığından kolayca anlamıştı. Bir şey söylemedi ama nedenini söylemem için yüzüme bakıyordu.

"Çok yorgunum ve bu ruh halime yansıdı. Sana karşı kaba davrandım. Bunun için üzgünüm."

Toplamaya çalıştığım güçle zor da olsa birazcık gülümsedim ve onun yüzünde de aynı zorlu gülümsemeden oluştu.

TEATRODonde viven las historias. Descúbrelo ahora