37

1K 119 18
                                    

Y/N: Nabersiniz ballar🍯 İyi olun, iyi olalım kambekin eli kulağında nasıl iyi olunmaz kii?? Ben size son bir on bölümdür hep bir şey dicem diyorum ama asla aklıma gelmiyor notu yazarken hep paylaşınca geliyor derkennnn ay geldi aklıma geldiiiii silmicem üstü bana ne shsjkdkshks he şey kaisoo yazıyorum ya ona sa bakın orada da yorumlarınızı bekliyorum burada olduğu gibi ve artık susuyorum bölüme halen atlamadıysınız buyrunuz..... İşte karşınızda bölümmm!!

————


Bahar gelmişti. Havalar ılımaya başlamış, ağaçlar çiçeklenmek üzereydi. Sokaklar, caddeler tam olmasa da cıvıldamaya başlamıştı ve biz tatil yapıyorduk. Bu tatil sırasında nasıl olmuş da Chanyeol'un teklifini kabul etmiştim, hatırlamıyorum ama şu an eşyalarımı topluyordum. O da bana yardım ediyordu. Hem ihtiyaçlarımı topluyor hem de kızgın kızgın bana nasıl kabul ettirdiğine söyleniyordum. Haber çoktan Min Sung'a gitmişti ve o çoktan beraber geçireceğimiz birkaç gün için heyecanlanmaya başlamıştı. Bu yüzden vazgeçemiyordum.

Chanyeol'un katladığı tişörtümü elinden çekip çantama tıkıştırdım. "Şunu da uzatsana." Diğer uçtaki tişörtümü sert sesimle istediğimde yüzüme bakmış sonra uzanıp aldıktan sonra çantama kendisi tıkıştırmıştı.

"Güzelim." Dedi, hımladım. Halen çantama bakıyordu. "Surat asma, sadece teklif ettim ve sen de kabul ettin. Neden şimdi böyle yapıyorsun?"

Sinirle gerilmiş omuzlarımı düşürdüm. Cidden derdim neydi ki? Kendim kabul etmiştim işte. Ellerimiz arasındaki çantayı kenara çekip oturdum ve özür diledim.

"Kusura bakma, gerildim işte. Babanın evine gidiyor olmamız düşündükçe geriyor."

Önüme adımladı ve yüzümü avuçlayıp alnıma öpücük kondurdu. Sonra gerilen omuzlarımı ovdu.

"Orada kendini iyi hissedeceğini biliyorum. Babam genelde evde olmaz zaten ve biz de orada doğa ile iç içe olacağız. Orayı seveceksin. İlk başta çekinsen de babama da alışacaksın. Sıcak birisidir."

Elimi koluna koydum ve kafamı göbeğine yasladım. Orada biraz oyalanıp daha iyi hissettiğim de ayağa kalktım.

"Haydi toparlanmama yardım etmeye devam et."

Gülümsedi ve ben adım atarken arkadan yakalayıp göbeğimden kendine çekti. Boynum öpücüğünden nasibini aldıktan sonra özgür kalmış ve sırıtarak toplanma devam etmiştim. Chanyeol bir ara babasından kalma olduğunu söylediği bir araba olduğundan bahsetmişti ama onu kullanmak bir türlü kısmet olmadı, demişti. Bugün ise onunla gelmişti ve biz onunla babasına gidecektik.

Ben sırt çantamı takarken o da Chibi'nin kutusunu almıştı. Aslında aklımızda olan Jaime ve Chibi'yi de götürmekti ama konusu açıldığında yanımızda olan Kyungsoo, Chibi'ye bakabileceğini söylemişti. Sehun ise Jaime'ye. Bu yüzden Chanyeol gelirken Jaime'yi Sehun'a bırakmıştı. Chibi'yi de Kyungsoo'ya bırakacaktık. Min Sung'u aldıktan sonra.

Min'i almak için annesinin evine gittiğimizde arabada Chanyeol'un onu almasını bekliyordum. Chibi'ye uslu durmasını hatırlatırken o Min Sung ile döner, diye düşünmüştüm ama artan sesler başımı açık araba camından dışarıya çevirdiğimde öyle olmadığını gösterdi. Min Sung annesinin kucağında onun boynuna sıkı sıkı sarılmış yanlarında Chanyeol arabaya doğru geliyorlardı. Garip bir durumdu. Ne yapacağımı bilememiştim. Arabanın yanında annesi küçük oğlunu öperken Min bir anda beni fark etmiş ve sevinçle seslenmişti.

"Baekhyun hyung! Buradasın." Gülümsedim ve başımı salladım. Hepsi bana bakıyorlardı. "Demek Baekhyun sensin." Yu Jin gülümseyerek söylediğinde ben de gülümsememi onun için sürdürerek konuştum. "Evet, ben Baekhyun." Arabanın camından el sıkışmak için elimi uzatmıştım.

TEATROWhere stories live. Discover now