29

1K 135 21
                                    

Y/N: Size bölüüüm getirdiiiim dedim ki önümüzdeki günler yoğunum hazır boşluk buldum güzel okurlarım beklemesinler. İyi okumalar~

____


O gece Luhan'ın evinde otururken hepimiz gülmeyi başarabiliyorduk ama Chanyeol benimle konuştuktan sonra durgunlaşmış ve sadece sessizce oturup bizi izlemişti. Kendini berbat hissettiğini görebiliyordum. Belki de bu yüzden ben de kendimi berbat hissediyordum. Daha fazla o durumu kaldıramayıp en erken kalkan ben olmuştum. Ben kalkınca o da hareketlenmişti ama benimle gelemeyeceğini fark edince aynı sessizliğini sürdürdü yerine oturarak. Bu durumu fark eden Kyungsoo onun söylemek istediğini söyleyip Chanyeol'dan minnet dolu bir bakış kazandı.

"Gidince haber ver, geç oldu."

Başımı onaylarcasına salladım ve evin yolunu tuttum. Bana banyo kapısının önünde sen gelmezsen oyuna gitmem demişti. Gitmezsem gitmeyeceğinden emindim. Gitmemekte ise kararlıydım ve izleyemeyeceği için kime kızacağımı bilmiyordum.

Kapıdan girerken kızgınlığımdan payını nereye fırlattığımı bile bilmediğim ayakkabılarım almıştı. Kyungsoo'ya geldiğime dair hızlı bir mesaj attım. Sonra da televizyonun karşısına geçip kuruldum. Orada uyuya kaldığımı sabah uyandığım da fark etmiştim.

Gözümü açar açmaz kapatırken de olduğu gibi aklımda Chanyeol vardı. Sevdiğim için bir adım atayım, diyordum ama aynı yerden düşmekten korkuyordum. Uzandığım yerden ne yapacağımı bir kez daha bilemeyerek yüzümü ovuşturdum. Ben o şekildeyken kapı çalınca şaşırarak başımı kaldırdım. Bu saatte kim gelebilirdi ki? Üstümü başımı düzeltmeye çalışıp ayaklarımı sürüyerek kapıya ilerledim. Kilidi çevirirken delikten bakmış ve Chanyeol'u görmüştüm.

İçim kötü bir şey olabileceği düşüncesiyle kabarırken hızla kapıyı açtım. Bu saatte gelmesini nedense iyi bir şeye bağlayamıyordum.

"Özür dilerim, uyandırdım mı?" Yeni uyanmıştım tabi ama onun payı yoktu. "Hayır, her şey yolunda mı?"

Telaşlandığımı fark ederek aşağıyı ayaklarının dibin işaret etti.

"Endişelenme, sadece Chibi'nin sana ihtiyacı var. Bu saatte getirdiğim için üzgünüm ama dün geceden beri fazla huzursuzdu. Zor bir gece geçirdi."

Yere eğildim ve kutusunun kapağını açıp kızımı kucakladım. Her geçen gün büyümeye devam ediyordu. Yakında tam bir yetişkin olacaktı.

"Canım, her şey yolunda mı? Ben buradayım."

Sakinleştirici sözleri kulağına fısıldamaya başlamıştım. Chanyeol ise halen bekliyordu. Kafamı kaldırıp yüzüne baktım.

"Durumu fırsata çevirdiğimi düşünme ama benim de sana ihtiyacım var, güzelim. Aklında bulunsun, olur mu?" Chibi'nin tüylerini okşayan ellerim bir saniyeliğine duraksadı. "Neyse ben gideyim. Siz güzel bir sabah geçirin. Provada görüşürüz... ya da görmek istemezsen... yani sessiz olmaya özen gösteririm. Her neyse gideyim ben."

Sonra gitti.

Chibi ile içeri geçtim. Keyifsiz olduğu belliydi ama onunla biraz oynadıktan sonra daha iyi görünüyordu gözüme. Bugün provaya gitmeden önce onu yalnız bırakmamak için üst katımda oturan ve kedilerden hoşlanan orta yaşlı komşuma onu emanet etmiştim. Bir iki kere Chibi'yi sevmeye gelmişti ve bugün de ona bakmaktan memnun olacağını söylemişti. Ben de provaya gitmiştim. Chanyeol dediği gibi var ile yok arasındaydı. Düşünceliydi.

Wufan geldiğinde bir ara gizli bir şekilde konuşmuşlardı. Belki de gizli değildi ama duymadığım için gizli sayıyordum. Akşam prova biter bitmez kapıya yönelmişti. Dönüp son kez bana bakarken yarın gitmemi beklediğini biliyordum. Bakışları beklenti doluydu. Benimkiler ise donuktu. O gider gitmez Wufan'ın yanına gittim.

TEATROWhere stories live. Discover now