07

1.5K 176 23
                                    

            Merhabalar~ Geri döndüm, burada değilseniz bile geri gelin lütfen. Sizi bekliyorum. İyi okumalar!

Bir haftalık içinde bulunduğum tatil için pek bir heveslenmiştim birkaç gün evvel ama şimdi neden bu kadar heveslendiğimi anlamıyordum. Dört gündür güzelce dinleniyordum, tamam bunda bir sorun yoktu ama fazla gelmişti. Sıkılıyordum.

Dört gün boyunca hep aynı saatimde kalmıştım. Hatta bugün diğer günlerin hepsinden daha erken bile kalmıştım. Tatildi bu. İnsanlar uyur ve erken kalktığı sabahların acısını çıkartırdı. Ben ne yapıyordum? Uyumak bir yana daha erken kalkıyordum. Sonra da bütün gün boş boş oturuyordum. Pineklemekten başka yaptığım bir şey yoktu.

Oturduğum kanepenin üstünden kalkmam için kızmasından korkuyordum, sarıldığım pikenin de koşup uzaklaşabileceğini düşünmüyor değildim. Televizyonun kanallar arasında yaptığım onlarca turdan beyni yanmış olmalıydı ama o da şu ana kadar kanepe ve pikeden beklediğim tepkilerden vermemişti. Hepsi aynı anda harekete geçebilirlerdi.

Kendi kendime delirmiş bir şekilde aklımda kuruyorken evde durmanın bana iyi gelmediğini görebiliyordum. Hem ben de kanepe, pike, televizyon üçlüsüne meraklı değildim ki! Midem bile bulanmaya başlamıştı onları görmekten. Pikeyi üstümden itekleyerek ayağa kalktım. Terliklerimi ayağıma geçirip kumandayı elime aldım ve televizyonu kapattım. Onu koltuğa fırlatıp odama gittim Daha fazla evde durmayacaktım. Üstümü değiştirip doğruca işimin yolunu tuttum.

Çalışmak mecburiyetinde değildim ama sıkıntıdan patlamak yerine sevdiğim şeyi yapmak daha mantıklıydı. Wufan çoktan yeni oyun için rollerimizi hazırlamış olmalıydı. Yanılmıyorsam işini aksatmazdı. Binadan içeri girip merdivenleri çıkmaya başladım. Prova odasına gitmeden bir üst kata çıktım. Giydiğim kalın kazak yerine çantama koyduğum ince tişörtü giyip rolümü almalıydım. Çalışma odasının kapısını açıp Wufan'ın masanın birinin üstüne koyduğu dosyalar içinden adımın yazılı olanı bulup sayfalarını karıştırırken soyunma odasına ilerledim. Anladığım kadarıyla boşrol değildim. Dosyayı oturakların birinin üstüne koyup halen okumaya çalışıyorken kazağı çekip çıkardım. Çantamı açıp içinden tişörtümü çıkartırken aniden kapı açıldı.

Tatilde kim burada olabilirdi ki? Arkamda kalan kapıya korkuyla döndüm. Davetsiz bir misafir bekliyor olabilirdim ama korktuğum gibi yabancı biri değildi. Elimde kalan tişörtümle Chanyeol'a baka kaldım. O da bana bakıyordu. Ne işi vardı ki burada? Tatildeydik sonuçta.

"Ne işin var burada?"

Aynı anda sorarken benim ona sorduğum sorunun aslında onun da bana sorması mantıklıydı. Ona tatilse bana da tatildi.

"Canım sıkıldı ben de çalışmak için geldim." Ben cevaplamadan onun cevaplayıp sunduğu nedenin benimkiyle aynı olması dikkatimi çekmişti. "Ben de aynı nedenden buradayım."

Söyledikten sonra kafamı eğip elimdeki tişörtün yakasının boyun kısmındaki gereksiz etiketle oynamaya başladım.

"Aniden daldım, kusura bakma."

Söylediğini anlamayıp kafamı kaldırdım. Neden kusura bakacaktım ki? Bakışları üstümde gezinirken sonunda ne demek istediğini anlamıştım. Yanaklarım kızarırken tişörtümü hızla kafamdan geçirdim. Ben bunu giymemiş miydim? Sabahtan beri karşısında böylece dikildiğimi düşünmek daha fazla utanmamı sağlarken tekrar konuştu.

"Kimse yoktur, sanıyordum."

"Ben de öyle sanıyordum."

Kendimi gülümsemeye zorlarken o rahatça gülümsemişti. Yanağının kenarında oluşan gamzeye dikkatim kayıp o gülümsemekten vazgeçip gamze yok olana kadar bakmıştım. Sonra o dolabına yönelirken ben de çantama kazağımı koyup çantayı da dolabıma bırakarak dosyamı alıp prova odasına inmiştim. Az sonra arkamdan Chanyeol da inip benim gibi bir köşeye çekilerek elindeki işle uğraşmaya başladı.

TEATROHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin