30

1.1K 137 19
                                    

Y/N: Evet, gecikti biraz farkındayım ama ne yazacağımı bilemedim toparlayamadım filan. Aslında sınav haftasına da giriş yapıyorum daha da gecikebilirdi neyse ki bugün tamamlayabilme fırsatım oldu. Bölüm sonunda bir sonraki bölüm için ne yapsam bilemiyorum okuyun ve yap-yapma-orta şekerli bir şeyler yap gibi yorum bırakın da ne yapayacağımı bile bileyim shsjjdkdkddjsk çok konuştum iyi okumalar🌸💎
______

Ağzımı açtım ve bağırabileceğim en yüksek sesle adını haykırdım. "Chanyeol!"

Beni duydu. Duymasıyla birlikte hızla sesimin ona gittiği tarafa döndü ve etrafı hızla taradı. İleriye doğru bir adım atınca beni fark etti. Yüzünde o kadar güzel bir gülümseme oluştu ki buna değer, dedim. Gözleri ışıldayarak olduğu yerden bana bakıyordu.

Onu seviyordum.

Daha fazla duramadım ve ona doğru koşmaya başladım. Sanki orada sadece ikimiz varmış gibi hissediyordum. Onca kalabalığı o an görmüyordum. Koştum, koştum ve koştum. Kollarım boynuna dolandığı an dudağım dudağının üstündeydi. Bunu özlemiştim. Hızlı koşuşumun etkisiyle bedenine sarıldığım zaman sendelemiş ama kolları zaman kaybetmeden belime sıkıca sarılmıştı. Öyle güzel sarıyordu ki beni bunun için ağlamak istedim. Neden daha önce affetmemiştim ki onu? Dudaklarım dudaklarında hareket etmeyi kesti ve kalktığım parmak uçlarımdan indim. Alnımı göğsüne yasladım. İnsanların bizi izliyor oluşu hiç umurumda değildi.

"Geldin." İnanmaya çalışıyordu. "Geldim."

"Özür dilerim, sevgilim. Çok özür dilerim. Her şey için çok özür dilerim."

Saçlarımı okşuyordu.

"Sorun değil."

"Sorun, biliyorum. Hayvan gibi kırdım seni." Kafamı kaldırdım ve parmak uçlarımla çenesine iki yandan dokundum. "Bak," dedim sonra kalbimi göstererek. "Burası kırsan da senin yerin."

"Asla, asla bir daha kırılmana izin vermeyeceğim. Asla!"

Gülümsedim ve uzanıp kısa bir öpücük daha kondurdum dudağına.

"Şimdi," dedim. "Oyun başlamadan içeriye girsek iyi olacak! Bu ilk ve son şansımız."

"Sen harika birisin Baek, gerçek olamayacak kadar harika."

Cevap vermedim ve elini tutup kapıları kapanmak üzere olan gösteri merkezinin girişine yöneldim. Elini ben tutmuştum ama benden daha sıkı tutan şu an oydu. Kapıda biletleri istemek için ona döndüğümde pür dikkat beni izliyordu.

"Biletler?" Elimi istemek için uzattım ama anlamamış gibi yüzüme bakmaya devam ediyordu.  Sonra elime bakıp sordu. "Hı?

"Biletler Chanyeol. İçeriye girebilmek için."

"Hah!"

Kaşlarını kaldırıp anladığını belirtti. Bana bakmakla öylesine meşguldü ki şaşkınlığına gülmeden edemedim. Ceketinin iç cebinden çıkardığı biletleri bana uzattı.

"İşte buradalar!"

Elinden aldığım biletleri görevliye uzattım. Kontrol edip geçmemize müsaade edince ilerlemeye devam ettik. Işıklar sönmüştü bile ve biz yerimize geçerken epey zorlanmıştık. Koltuğumuza gitmeye çalışırken önünden geçtiğimiz herkesten tek tek özür diliyordum. Yerimize oturmamızla birlikteyse perdeler büyük bir alkış eşliğinde açılmış seyircilerin heyecanı beni de sarmıştı. Chanyeol'un bu oyunu ne kadar izlemek istediği ortadaydı. Onun da heyecanlı olduğunu biliyordum ve bu beni daha fazla heyecanlandırıyordu.

TEATROHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin