12

1.3K 166 57
                                    



Aklım neredeydi de Chanyeol'la öpüştükten sonra köpeğiyle tanışmak için bugün evine gitmek istemiştim, kendime anlam veremiyordum. Şimdi evinin kapısını açarken arkasında gergince bekliyordum. Yan yana dizilmiş tek katlı evlerden biri onundu. Kapıyı açtığı an köpeğinin üstümüze zıplamasını beklemiştim ama ortalıkta görünmüyordu. Chanyeol'un arkasından oturma odasına adımladığım da oturmam için işaret etti.

"Evime hoş geldin."

Ayrıntıları incelerek utanarak söyledim.

"Resmen kendimi zorla davet ettirdim."

Üstündeki kot ceketi çıkarıp koltuğa attı. "Ne zaman istersen tanışabileceğini söylemiştim. Sen de şimdi istedin. Zorla olan bir şey yok."

Başımı salladım ve merakla sordum. "Ee, o nerede?"

Açık duran bahçe kapısına doğru yöneldi. Kapının önüne gelen perdeyi çekip söyledi.

"Hava iyice bozdu. Önce şurayı kapatalım." Kapıyı kapatıp odanın içindeki aralık duran diğer kapıya yönelmişti. Kapıdan kafasını uzatarak seslendi. "Oğlum, ben geldim. Buraya gel! Seninle tanışmak isteyen biri var."

Kapıdan görünen köpek Chanyeol'un bacaklarına doğru gelip kuyruğunu hızlı hızlı sallamaya başlayınca ayağa kalktım. Onlara doğru adımladığım da Chanyeol oğlunun başını seviyordu.

"Halen ismini söylemedin."

"Jaime, merhaba de!" Köpek dilini çıkarıp bana bakmış ama tepki vermemişti. "Ona insan ismimi verdin?"

İnanamayarak sormuş ve gülmüştüm.

"Zaten kullanmıyorum. Kullandığım zaman da beni takmıyor. Baksana merhaba demesini söylediğim halde sadece sana bakıyor." Yere diz çöktü ve oğlunun çenesini kaşırken tekrar söyledi. "Haydi, oğlum. Baekhyun'a merhaba de!"

Oğlum demesiyle Jaime bir defa havlayınca beklemediğim bir anda gerçekleşmiş olmasıyla geriye doğru sendelemiş Chanyeol'dan bir gülme kazanmış ve ardından şaşırarak köpeğe doğru ilerlemiştim. Chanyeol gibi yanına diz çöküp başını ve tüylerini severken konuştum.

"Vay canına, cidden adını 'oğlum' filan olarak mı biliyor acaba? Merhaba Jaime, ben Baekhyun."

Beni takmamış ve yere çöküp uzanmıştı.

"Hey! Seninle tanışmaya çalışıyordum." Chanyeol ikimize gülerken başımı Jaime'den kaldırıp bana gülen gözleriyle bakan yüzüne döndüm. İlk önce yutkundum sonra sordum. "Beni takması için ne yapmam gerekiyor."

"Sanırım, bir ayrıcalık yapıp ona oğlum, diye seslenmene izin verebilirim."

Bu büyük bir paylaşımdı. Chanyeol oğlunu benimle paylaşıyordu.

"Cidden mi?" Heyecanımın gözlerime yansıdığına emindim. "Zaten bir kızımız var, oğlumuzun olması da benim için sorun olmaz."

O böyle oğlumuz, kızımız deyince karnıma sancılar giriyordu. Jaime'ye ya da oğluma desem artık daha doğru olurdu, dönerek konuştum.

"Jaime... Yani oğlum! Bir kardeşin var biliyor musun? Chanyeol sana bahsetti mi? Chanyeol anlattın mı ona?" Benim gibi çöktüğü yerden kalkıp başını üzgünce iki yana salladı. "Bahsetmiş olacağını düşünmüştüm."

Onun kalkmasıyla ben de ayağa kalkmıştım ve Jamie de bize ayak uydurmuştu. Hafifçe eğilmiş halen başını seviyordum.

"Biliyorsun, biri köpek diğeri ise kedi. Yani yüz yıllardır süregelen büyük bir düşmanlık var ortada. Kedi olan bir kardeşin var, diyemedim işte."

TEATROWhere stories live. Discover now