16

1.2K 147 25
                                    

           

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra geri açmıştım. Hem arkadaşlarımız tarafından takip edilmiştik hem de utanmadan bunu yüzümüze vuruyorlardı.

"Onu görebiliyorum, bunu neden yaptığınıza dair mantıklı bir şeyler söylerseniz iyi olur. Yoksa birinizi öldürebilirim."

"Suçüstü yapalım demiştik!" Evet, elbette böyle müthiş fikirler sadece Sehun'dan çıkardı.  "Sehun, çocuk musun sen? Ne suçundan bahsediyorsun!"

"Yani aslında, suç sayılmaz. Biz sadece kendi gözlerimizle bizden sakladığınız şeyi görelim, istedik."

Bu sefer ki görüş Sehun'la sevgili ola ola ona benzeyen Luhan'dan gelmişti.

"Sizden sakladığımız yok ki." Chanyeol tüm masumluğuyla devreye girdiğinde ben sakin kalamıyordum. "Aslında izin verseniz saklayacaktık ama Tanrı aşkına 24 saat bile olmadı!"

"Kendin itiraf ettin. Siz de duydunuz, saklayacaklarmış."

"Luhan! Ortada doğru düzgün olan bir şey bile yok. Biz sadece denemeye karar verdik ve daha bir gün bile olmadı."

"Aslında bu kadar deneme süresi yeter-"

"Chanyeol!"

Ayağımı yere vurarak ona döndüm. Hıncımı ondan almamı istemiyorsa Chanyeol'un ağzını şu sırada kapalı tutması gerekiyordu. Yoksa beni sinirlendirecek her şey deneme sürecimize olumsuz yansıyabilirdi.

"Tamam, sustum ben."

"Biz gidiyoruz, siz de belli bir süre bana bulaşmasanız iyi edersiniz. Aksi halde tümünün acısını birden çıkartabilirim. Anladınız değil mi?"

Sehun dışında hepsi başını salladığında bir defa daha bağırdım.

"Sehun! Duydunuz mu diyorum?" Tırnağıyla uğraşıyormuş gibi yaparken sesimin yükselmesiyle toparlanarak hakkı varmış gibi söylendi. "İyi be, tamam."

"Gidelim, Chanyeol."

Cümlemi bitirdiğim an elimi tutmuş  yürüdüğümüz yola doğru çevirmişti beni ama iki adım atmadan yine durmuştum çünkü arkamda biz ilerlerken elimize bakarak bizi izleyen dörtlü halen duruyordu.

"Yha! Kyungsoo şunları da al ve hemen kaybolun buradan!"

Yerlerinden tekrar sıçrayarak arkalarına baka baka kaybolmuşlardı görüş açımdan. En son derin bir nefes verdiğimde kendimi gülen Chanyeol'un kolları arasında bulmuştum. Başımı bıkkınlıkla göğsüne yasladım.

"Gülme." İsteksizce mırıldanmıştım çünkü şu an aslında gülmesini istiyordum. Sesi gerginliğimi benden çekip alıyordu. "Sana Sehun'dan şüphelendiğimi söylemiştim. Nasıl bu kadar çabuk anlayabildi. Bir gün olmadı daha. Bir gün!"

"Sana olan bakışlarımı senden önce o fark etmiş olabilir. Bakışlarımın ömrü bir gün değil."

Kafamı kaldırıp gözleriyle karşılaştım.

"Kaç gün?"

"Bilmem, geldiğim ilk günü hatırlamıyorum." Göğsüne vurarak ittirdim. "Yalan söylüyorsun, ilk günden beri olmadığından eminim."

"Belki, ikinci gün de olabilir ama ne fark eder. Gözlerimin gördüğü en güzel bal küpüsün."

Neredeyse yeni boyamış sayıldığım saçlarımı dağıtarak söylediğinde karşılık vermek yerine çekiştirerek yürümeye devam ettim. Gittiğim yolun kendi evime çıktığını çevreme bakıp anlayınca ona döndüm.

TEATROWhere stories live. Discover now