22- Darmadağınık

11.4K 885 73
                                    


Biz Nisa'nın arabasında Ömer ile Ali de Ömer'in arabasında gelmişti. Şuanda bir restoranda karşım da Ömer varken oturuyordum. Onun oraya oturduğunu görmeden oturmuştum ve şuanda çok pişmandım. Yani pişman olmalıydım. Olmak zorundayım. Ah beynim lütfen bana bir iyilik yap ve onu düşünme.

Garson sipariş almak için geldiğin de ben zaten ne yiyeceğime çoktan karar vermiştim. O yüzden herkesten önce istediğimi söyledim.

''İskender...''

''İskender...''

Benimle birlikte aynı şeyi isteyen kişinin Ömer olması ne kadar da güzeldi demi. Şimdi normalde olsa ikimiz de aynı şeyi seviyoruz diye bu küçücük olayı büyütüp mutlu olabilirdim. Bunun için saatlerce sevinip, hayallere dalabilirdim. Ama şuan da sadece sinir olmuştum. Hırsla dönüp kızgınlıkla ona bakıyordum. Bunun çok mantıksız olduğunu biliyordum. Bunda sinirlenecek bir şey yoktu ama benim dengem şaşmıştı. Artık neye sinirlenip, neye sinirlenmeyeceğimi bilmiyordum. Kendime en kısa zaman da bir format atıp, fabrika ayarlarıma dönmeliydim. Yoksa bu ani duygu geçişlerimden dolayı kafayı sıyıracaktım.

Diğerleri de siparişlerini verdiğin de sağım da oturan Nisa bana bakıp ''Ömer ile yemek zevkleriniz çok benziyor.'' dedi. Bunu duymamla Nisa ya dönüp ''Hiçte bile'' dedim. Ya ben niye düşünmeden konuşuyordum. Yeni yeni huylar bellemiştim. Normalde ince eleyip sık dokuyan, mantıklı bir kızdım ben. Aman gelin görün ki şu aralar mantık dediğimiz o şeyin yanından bile geçmiyordum. Nisanın yüzüne öylece bakakalmıştım. Sonra bu söylediğimi toparlamak için ''Yani herkes İskender sevebilir'' dedim. Nisa sözlerim üzerine genişçe sırıtıp '' Tabi ki sevebilir. Ama siz yemeklere daha farklı bir duygu ile bağlısınız. Mesela sarma deyince ikinizin de gözü parlıyor.'' Büyük bir abartı ile cümlelerini sürdürürken Nisanın ağzını bantlayasım geldi. Ona attığım sinirli bakışları hiçe sayıp Ömer'e dönüp göz kırptı. Bu hareketine anlam verememiştim. Ama şuan da buna anlam verecek bir halde de değildim. Derin bir nefes alıp arkama tekrar yaslandığım da düşünmeyecektim. Evet şuanda düşünmemek daha mantıklıydı. Karşım da Ömer'in olduğunu, Nisanın söylediklerini düşünmeyecektim.

Tabağımdaki iskenderi son kırıntısına kadar bitirmiştim. O kadar güzel bir tadı vardı ki. Gerçekten tam kıvamında olan tereyağı ile midem bayram etmişti. Özellikle de iskenderin altındaki o pidelerin tadını ve köz biberle yapılan sunumuna bayılıyordum. Kendi milletim diye demiyorum ama yemek konusunda gerçekten mükemmel bir ülkeyiz. Doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine o kadar farklı ve güzel tatlara sahibimiz ki. İnsan kendini böyle bir ülkede doğduğu için şanslı hissediyor. Başımı yemeğimden kaldırıp, diğerlerinin tabaklarına baktığım da onların da bitirmek üzere olduğunu gördüm. İşin açıkçası bu duruma sevinmiştim. Yani şimdi herkesten çok hızlı yiyip de aç gözlü gibi gözükmek istemem.

Ortamda da bir sohbet dönüyordu. Ama ben karnımı doyurmakla meşgul olduğum için anladığım tek şey Nisanın evini nasıl döşeyeceğiydi. Şimdi yemeğim bittiğine göre ve yapılacak daha iyi bir şey olmadığına göre onları dinleyebilirdim. Bir süre daha Nisanın evi konuşulmuştu. Sonra sohbet başka bir yere Ömer, Büşra ve Nisa'nın beraber geçirdikleri çocukluk anılarına geçmişti. Genel de Nisa ile Büşra bir anıyı anlatıyor, ardından da Ömer'e onaylatılıyordu. Tabii bir de Ali'nin bu anılara yaptığı yorumlar herkesin yüzünü güldürüyordu. Onların çocukluk halleri, özellikle Ömer'in çocukken de büyük bir adam gibi davranışlarına gülsem de Ömer'in Büşra'ya çiçek veren çocuğu dövmüş olmasıyla gülümsemem kursağımda kalmıştı. Onlar bunu anlatıp gülerken ki bu gülenlerin arasında Ömer'de vardı. Benim suratım asılmıştı. Nisa'nın anlattığı bu olayda bakışlarım Büşra'ya kaydığında utandığını görmüştüm. Yanakları kızarmaya başladığında onun Ömer'e ilgi duyduğundan emin olmuştum. Ve tabii onunla savaşamayacağımdan da... Büşra'nın elinde son model silahlar varken, benim eski, tutukluluk yapan silahlarım var gibi hissediyordum. Bu yüzden daha bu savaşa girmeden kaybetmiştim.

AYDINLIĞA HİCRETWhere stories live. Discover now