39- Kız Gecesi

10.4K 794 40
                                    


Nisa'nın getirdiklerini yerken bir dilim pizzayı bile kendimi oldukça zorlayarak bitirdim. Şu sıralar iştahım iyice kapanmış, hatta birkaç kilo bile vermiştim. Bu durumdan memnum olmasam da midem şu sıralar dertlerle, sıkıntılarla dolduğundan yemeğe yer kalmıyordu.

Zihnim de gördüğüm rüyanın izleri hala kendini korurken Büşra'nın şuanda karşımda olması bu durumu hiç kolaylaştırmıyordu. Bakışlarım istemsizce onun üstüne kaydığın da baştan ayağa bir kez daha inceledim. Benim aksime oldukça düzgün, biçimli bir fiziği vardı. Beyaz teni, pürüzsüz yüzü, kahverengi büyük gözleri, uzun kirpikleri, küçük, biçimli burnu ile oldukça güzeldi. Ve Ömer ile hem görünüş olarak hem de yaşayış şekli olarak çok yakışırlardı. Bir araya gelip yan yana durduklarında hayran bakışları üzerlerine çekeceklerine oldukça emindim. Ömer ile Büşra. Rüyamda ki birbirlerinin gözlerinin içine bakıp gülüştükleri o hal gelince acıyla kıvrandı bedenim. Midem kasıldı, kalbim tekledi.

Büşra ona bakıldığını hissedip bana baktığın da bakışlarımı ondan çekip Aslı'ya baktım. Dünkü halinden sonra oldukça hızlı toparlanmış ve buraya gelmişti. İlk geldiklerin de kızlar getirdiklerini mutfağa götürüp hazırlarlarken birkaç dakika Aslı ile yalnız konuşma fırsatı yakalamıştım. Ve o kısa konuşmadan çıkardığım iki şey vardı. Birincisi Aslı gerçekten iyiydi ama ikincisi onun kesinlikle bir terapiste gitmesi gerekiyordu. Bu yüzden onunla ilk buluştuğum da bu konudan bahsedeceğimi aklıma not alıp bizde mutfağa geçip kızlara yardım etmiştik.

Nisa'nın şirketten arkadaşı Beyza'ya baktığım da Aslı'nın önüne patates kızartması koyuyordu. Boyu benden birkaç santim uzun olan, esmer, siyaha çalan kahverengi saçları olan bu kız oldukça sıcakkanlı, güler yüzlü biriydi. Daha ilk dakikadan onunla hemen anlaşmıştım. Bakışı kısaca beni bulup gülümsedikten sonra pizzasının son dilimini ağzına attı.

Bu sırada üzerimde olan bakışları hissedip Nisa'ya döndüğüm de o da yemeğini bitirmişti. Benim diğerlerini incelediğim gibi o da beni inceliyordu dikkatle. Gözlerimin içine öyle bir bakıyordu ki orada yaşanılan her şeyi görüyordu sanki. O duvarların arkasında o yıkık harabenin içindeki küçük kızı görmesinden korkup bunu gizlemek adına genişçe gülümsedim. Daha sonra da oyalanmadan bakışlarımı ondan çekip bugünün sorunsuz ve güzel geçmesini diledim.

Akşam yemeği yenince kızlar hemen namaz kılmak için hazırlanmaya başlamışlardı. Hepsi birer birer çoraplarını çıkarıp, kollarını sıvazlamaya başladığında Beyza herkesten önce banyonun yerini öğrenip gitmişti. Tekrar salona döndüğünde bu sefer Büşra banyonun yolunu tutmuştu.

Beyza çantasından çıkarttığı etek ve başörtüyü alıp namaz için hazırlanırken ben ise sadece onları seyrediyordum. Bu sırada yanıma gelen Nisa genişçe gülümsüyordu.

''Zeynep, sende bizimle namaz kılmak ister misin?''

Sorduğu soru ile şaşkınca bakakalmıştım. Ben namaz kılmayı bilmezdim ki. Daha önce böyle bir girişimde bile bulunmamıştım. Hem bu düşünce beni hem korkutmuştu. Ama o korkunun hemen yanı başında heyecan da vardı. Ona büyük bir kargaşa ile bakarken ''Eğer istemiyorsan seni zorladığımı düşünme sakin. Ben sadece hep beraber kılabiliriz diye...'' o bana bir açıklama yaparken ben daha ne olduğunu anlamadan ağzımı oynatıp ''Tamam'' dedim.

Ne kadar zor olabilirdi ki bir namaz kılmak. Sadece onların yaptığı hareketlerin aynısını yapsam olurdu diye düşünüyordum. Nisa cevabımla gözleri parlayarak bana bakıp ''Hadi gel sana evin içinde giymek için getirdiğim eteği ve başörtüyü vereyim'' deyip beni salondan odama sürüklemişti. Ve tüm korkuma, çekinceme ve rezil olacağım düşüncelerime rağmen bana nasıl abdest alacağımı iki kez anlatmıştı. Abdestimi şaşırmadan aldıktan sonra eteği giyip, başörtüyü takmıştım. Bu ikinci başörtü takışımdı ve tuhaf bir şekilde bunun içinde kendimi iyi hissediyordum. Kızlar da başörtünün bana çok yakıştığına dair iltifatlarını ederken aynı zamanda da kıbleyi telefondaki uygulamayla bulmaya çalışıyorlardı.

AYDINLIĞA HİCRETWhere stories live. Discover now