42- Kıskanmak

11.4K 851 121
                                    


Her geldiğim de içimi farklı duyguların kapladığı bu eve belki de bunlar artık son gelişlerimdi. Aslı'nın artık bana ihtiyacı yoktu. Bundan sonra bu evde benim yerim yoktu. Onlardan ayrılacak olmak beni hüzünlendiriyordu. Ve bugün Aslı ile yapacağım zorlu bir konuşma vardı.

Bunların bilinciyle zile bastığım da Zehra teyze her zamanki güler yüzlülüğüyle kapıyı açıp içeriye aldı beni. Kapının önünde her zaman yaptığımız gibi hal hatır sormaların ardından bana minnetle bakıp Ömer'in ona Aslı'ya o gün parkta yardım eden o çocuğun benim kardeşim olduğunu söylemiş olduğunu belirtip art arda birçok kez teşekkür edip, dua etti.

Ardından yaşlanan gözlerini silip Asiye teyzelere yardım için gideceği belirtip feracesini giyerken Nisa'nın evini yerleştirmeye benim de gidip gitmeyeceğimi sordu. O an sabah evden çıkarken Nisa'nın arayıp kendilerine misafir geldiğini, akşam da halasıgilin gelecek olmasından dolayı Asiye teyzenin evini yerleştirmeye gelemeyeceği için ona yardım edebilir miyim, diye sormuştu. Seve seve geleceğimi söylediğim de oldukça mutlu bir şekilde telefonu kapatmıştı.

Zehra teyzeye gideceğimi söyledikten hemen sonra evden çıkarken bende Aslı'nın odasına gitmiştim. Kapıyı çalıp içeriye girdiğim de Aslı dolabının önünde durmuş, elindeki şal askısından şal seçiyordu. Beni görünce hemen askıyı dolaba asıp "Hoş geldin Zeynep abla" diye gülümsemişti. Ona cevap verirken odanın içine ilerleyip koltukların olduğu kısma geçip oturdum. Üzerindeki kıyafetlerden onun da Nisa'ya yardım edeceğini tahmin ediyordum ama bunu ona sorduğum da tahminimin doğru olduğunu anlamıştım. O da bizimle gelecekti. Onun böyle dışarıya, insanların arasına karışıyor olmasına artık iyiden iyiye herkes alışmıştı.

Karşımdaki koltuğa geçip oturduğun da "Uzun süredir konuşamadık seninle değil mi?" dediğim de "Evet, hep bir şeyler çıktı." Dedi.

"O gün, yani Yiğit'i gördüğün günden sonra kendini çabuk toparlandın."

Olan bir gerçeği ona söylerken başını sallayarak beni onaylamıştı.

"Yiğit'i görünce neler hissettin Aslı?"

"Beni o adamın elinden kurtaran, bana yardım eden o yeşil gözleri tekrardan görmek tuhaftı. Yani o an hem korktum, hem endişelendim ama bu bana birinin zarar verecek olmasından dolayı değildi. Yani orada kimsenin bana zarar vermeyeceğini biliyordum. Sadece onu görmek tüm yaşananları hatırlattığından öyle bir kriz geçirdim."

"Aslın da ona tam bir kriz diyemezdik. Sen o gün kriz geçirmemek için savaştın ve bu savaşı kazandın Aslı."

Söylediklerimle yüzü aydınlanırken "Bugüne kadar olanları düşündüm. Bana söylediklerini, ailemi ve en önemlisi kendimi düşündüm. Ve tekrar o eski halime dönmek istemediğimi artık çok iyi biliyorum."

"Aslı bunları senden duyduğum için çok sevindim. Ama şimdi söyleyeceklerimi dikkatle dinlemeni istiyorum. Evet o gün bu savaşı kazandın ama bu gibi durumların tekrardan tekrarlanmayacağının hiçbir garantisi yok. O yüzden senin gerçek anlam da profesyonel bir yardım alman gerektiğini düşünüyorum."

"Sen varsın ya işte Zeynep abla."

"Evet ben varım ama bizim aramızda ilişki biliyorsun ki bir terapist ve danışan ilişkisi değil. O yüzden seni daha güçlendirecek, bu gibi durumlar ile tekrar karşı karşıya geldiğin de neler yapman gerektiğini açıklayacak bir yardım alman gerektiğini düşünüyorum."

"Ben... yani aslın da iyi gibiyim."

"Senin de söylediğin gibi iyi değilsin, gibisin. Bu cümleden gibiyi atmak için bu söylediğimi ciddi anlam da düşünmeni istiyorum."

AYDINLIĞA HİCRETWhere stories live. Discover now