3. Bölüm

6.7K 454 85
                                    

Keyifli Okumalar...

🌼Hifa'dan🌼

Gün boyu düşünmekten başka bir şey yapamamıştım. Birleştirebileceğim parçalar olmadığından dolayı, olayları bir türlü yerine oturtmayı başaramıyordum. Hayatım hızlı bir şekilde değişmeye başlıyordu ve benim yapabildiğim tek şey izlemekti. Henüz hesap sorma kısmına geçememiştim. Her şeyi deli gibi merak ediyordum, ailemin beni hiç tanımadığım biriyle öylece evlendireceğini de düşünmüyordum. Hepsinin mantıklı bir açıklaması muhakkak olmalıydı. Bunu en kısa sürede öğrenmeyi umuyordum. Düşüncelerimi bir kenara bırakmayı deneyerek derin bir nefes aldım. Öncelikle düşüncelerimi sakinleştirmem gerekiyordu. Gözlerimi kapatıp, oturduğum yerde bağdaş kurdum. Belimi iyice dikleştirip derin nefesler almaya başladım. Düşüncelerimi sakinleştirmek adına güzel hayaller kurmayı denedim. Her zaman işe yarayan bir sakinleştiriciydi. Gözlerimi açtığımda genel olarak gülümsüyor olurdum. Her ne kadar gülümsememiş olsam da biraz rahatlayabilmiştim.

Odada tek başıma çok sıkılmıştım. Sergi akşam olacağı için kendime yapacak bir şeyler bulmak zorundaydım. Telefonumu alıp Bukre'yi aramaya karar vermiştim. Nasıl olsa onun buraya geleceğini biliyordum. Şimdilik biraz vakit geçirir, akşam da birlikte hazırlanabilirdik.

" Selamünaleyküm canım."

"Selamünaleyküm." Bukre'nin sesini duymak çok iyi hissettirmişti.

"Seni gerçekten çok özledim, bu özlemi de telefonda geçirmeye hiç niyetim yok. Eğer müsaitsen yanıma gelebilir misin?" Bukre bir süre sessiz kalmıştı.

" İstanbul'a geldiğini bildiğimi nereden biliyorsun?" Bu karşık soru biçimi karşısında biraz afallamıştım. Dudağımı ısırıp yutkundum, ben bir şeyler söylemeden Bukre tekrar konuştu.

" Sürpriz olması gerekiyordu." Elimle alnıma vurdum, kendi kendime kızıyor ne diyeceğimi düşünüyordum.

" Akşam geleceğini öğrendim, sen buraya gelsen de bunları yüz yüze konuşsak olur mu? Sana gerçekten çok ihtiyacım var Bukre." Bukre'nin derin bir nefes aldığını duymuştum.

" Tamam geliyorum." Kıyafetlerini de getirmesini, burada birlikte hazırlanacağımızı söylemiştim.

Bu sahneyi mezuniyetimiz de yapmayı hayal etmiş olsam da, bir resim sergisi de fena değildi. En azından birlikte olacak, birbirimizi hazırlayacaktık. Gerçek bir insanla konuşmaya hiç olmadığı kadar ihtiyacım vardı. Bukre'den başka güveneceğim kimse yoktu. Süt kardeşimi de her ne kadar çok özlemiş olsam da, Meriç ile ortaklardı. Akşam onun geleceği de sürpriz olacaktı ve bunu ağzımdan kaçırmama gerek yoktu. Egemen'e ağzımdan bir şey kaçırmak demek, Meriç'e bir şeyler söylemek demek olabilirdi. Hiçbir şeyi düşünmeyeceğim bir an gelmesini istiyordum. Olayların karışıklığı çok fazla düşünmeme neden oluyordu. Gece düşünmekten zar zor uyuyabilmiştim. Olayların üstüne gökten düşmüş gibi hissediyordum. Hiçbir şeyden haberim olmadığı gibi, her şey öyle hızlı gerçekleşmişti ki olayın şokunu atlatamadan bir başka şey oluyordu. Daha neler olacağını kestiremiyordum artık.

Bukre gelene kadar kitap okumuştum. O geldiğinde öyle uzun süre birbirimize sarılmıştık ki, birbirimizi ne kadar özlediğimizi de çok iyi anlamıştık. Birkaç gün içinde olanları Bukre ile konuşmayı istiyordum. Bukre bir kafeye gidebileceğimizi söylemişti. Bunu hiç düşünmeden kabul etmiştim, bu otelden başka bir yer görmek istiyordum. Hızlıca üstüme rahat bir şeyler giyindim. Bukre ile öğlen namazlarımızı eda edip otelden çıktık. Anne ve babama kısa bir mesaj çekmiştim sadece. Onlara gitmek için sormamış, sadece gidiyorum demiştim. Otelin kapısında bir taksiye binmek üzereyken Meriç bizi geri indirmişti. Hiç şaşırmadığım bu beyefendi sürekli karşıma çıkmaya başladığından artık sinirlerimi bozuyordu.

HÜZNÜN SESİWhere stories live. Discover now